Tired Çeviri İngilizce
28,481 parallel translation
Golf oynamaya hâlim yoktu.
Too tired for golf.
- İstediğiniz anda zamanı geri çevirebilir, eski derinizden kurtulup,... eski genç halinize geri dönebilirsiniz.
- You ever wish you could turn back the clock, shed your old, tired skin, and restore your true, youthful self?
Hiç zamanı geriye sarıp,... eski dökülmüş cildiniz yerine,... tekrar yeni bir cilde sahip olmak istemez misiniz?
Do you ever wish you could turn back the clock, shed your old, tired skin, and restore your true, youthful self?
- İdare etme işinden yoruldum.
- Oh, I'm tired of governing.
Korkarım yorgun düştünüz Hanımefendileri.
I'm afraid you're tired, Ma'am.
Her ağzımı açışımda ortaya çıkıp boş boş konuşmandan iyice bıktım artık.
I am so goddamn tired of you yappin', and fuckin'opening'your trap every fuckin'time I have anything to say.
Gergin değilim, yorgunum.
Oh, I'm not nervous, I'm just tired.
Yoruldum.
I'm tired.
Anlamsız katliamlardan bıktım.
I am tired of pointless massacres.
# Bıktım kılıçlardan #
♪ Tired of my sword ♪
Eminim herkesin böyle demesinden bıkmışsındır.
And I'm sure you're tired of hearing that.
Bize emirler vermenden bıktım usandım artık!
- You know, I'm getting sick and tired of you giving us orders.
- Çok yoruldum.
I'm so tired.
Yoruldum.
I feel tired.
Beklemekten sıkıldım.
Getting tired of waiting.
Yorulmadın mı?
Don't you get tired?
Hatta beklemekten bıktım!
I'm tired of holding the line!
Çok yorgunum.
I'm very tired.
Sadece yorgunum, o kadar.
I'm just tired, that's all.
Kendimden nefret etmekten kendimle mücadele etmekten bıktım. Bana yardım edebilirsin.
I'm tired of hating myself, of fighting what I really am.
Sadece yorgunum.
I'm just tired.
Ajan Regan izini kaybettirmeye çalıştı.
Agent Regan tired to cover her tracks.
- Yorgunum.
Just tired.
Veya yorgunsun çünkü bütün gece ayaktaydın.
Or you're tired because you stayed up all night.
Hayır, sadece biraz yorgunum.
No, I'm just a... a little tired.
Geçe koşusu yapmak için çıktığını söylüyordu ama bunun palavra olduğunu biliyordum çünkü geldiğinde ne yorgun ne de terli oluyordu.
Said he'd been out for a midnight jog, but, I mean, I knew that was total BS because when he came in, he wasn't tired, he wasn't sweaty.
Uğraşmaktan yoruldum.
I'm tired of running.
Senin için alışveriş yapmaktan bıktım.
I'm tired of buying your groceries.
140 ) } Yoruldun mu?
"Are you tired? Yuzuru gave me your number. Thank you for doing this."
Ama zamanla bundan bıkacaklar.
But, in time, they will, surely, grow tired of it.
Bizden bıkacaklar.
Grow tired of us.
- Yorulmuşsun.
- You're tired.
Yorulmadım.
Not tired.
Onlar da bu iç çatışmadan usandılar, Cosimo!
They're tired of this infighting, Cosimo!
Yorgun görünüyorsun.
You look tired.
Kazmaktan yoruldum... -... ama o da iş görür.
You know, i got tired of digging, but it should do the trick.
Yorgunken, Franny ile aynı yatakta olmak kolay oluyor, yana dönüp onu hemen emziriyorum.
- Ow! - It's much easier when I'm really tired to have Franny in bed with me so that I just can just roll over and feed her.
Fare yemekten bıktım.
And I am so tired of eating mice.
Senin yüzünden sürekli ailemi tehlikeye atmaktan bıktım.
I'm tired of worrying about my family'cause of you.
Teresa çok yoruldu.
Teresa's... she's just tired.
Sadece bitkin düşmüşsün ya.
You're just really fuckin'tired.
Çok bitkin olduğun için böyle konuşuyorsun.
You're only sayin'this'cause you're really tired.
Biraz da yorgunsun.
And you're tired.
Bu kanserle birlikte bana olanları kontrol edememekten bıktım usandım artık.
I am so fuckin'tired of not being able to control what happens to me with this fuckin'cancer.
Evet, yoruldum.
Yeah, I'm getting tired.
- İyiyim. Sadece yorgun düştüm.
Yeah, I'm just... tired.
Hepimiz çok yorulduk, bunu hepimiz için daha da basitleştireyim.
We're all feeling a little bit tired, so allow me to make this really simple.
Beklemekten yoruldum.
I'm tired of waiting.
Ben burada Amerika'yı güldürürken düşündürmeye çalışırken bu dürzü bıkıp usanmadan bana hakaretler yağdırıyor.
Here I am, trying to make America laugh and think, and this hockey puck's coming at me with tired insults.
Çok güzel bir fikir ama bu hafta iş yerinde çok yoruldum.
It's such a sweet idea, but I am so tired from work this week.
" Yoruldum.
Like, " I'm tired.