Titanik Çeviri İngilizce
489 parallel translation
Tabi bu titanik'i keşfeden sualtı kaşifine kadardı, Okyanusun derinlerinde başka keşiflerede yardımcı olmuştu.
That was until an underwater explorer, who discovered the Titanic, also helped discover something else deep in the ocean.
O zaman yaptığım en önemli keşif titanik değildi.
By far, the most important discovery I've ever made was not the Titanic.
"Titanik" battığından bu yana, sandala bile binmedim.
This is my first time in a canoe since I saw "The American Tragedy."
Titanik'in batışına benziyor.
Like the sinking of the Titanic.
Titanik.
The Titanic.
Bu gemiye Titanik adını veriyorum.
I name this ship... Titanic.
"White Star Gemiciliğin yeni transatlantiği Titanik... dünyanın en büyük gemisi."
" The new White Star liner R.M.S. Titanic is the largest vessel in the world.
"Titanik, sadece ebat bakımından değil aynı zamanda lüks donanımı sebebiyle de büyük vapurlar arasında dünyada birinci sırada."
It is not only in size, but also in the luxury of her appointments... that the Titanic takes first place among the big steamers of the world.
"Titanik, ayrıca birinci mevki yolcularına sunulan Vinolia Otto banyo sabunları ile de... denizlerde yüksek tuvalet lüksü ve rahatlığı sunarak liderliğini koruyor."
By the provision of Vinolia Otto Toilet Soap for her first-class passengers... the Titanic also leads... as offering a higher standard of toilet luxury and comfort at sea. "
Her İngiliz batması imkansız Titanik ile gurur duyar.
Every Britisher is proud of the unsinkable Titanic. - Yes, indeed.
- 800 sandık kabuklu ceviz, Titanik.
- 800 cases shelled walnuts, Titanic.
- 3,000 düzine günlük yumurta, Titanik.
- 3,000 dozen fresh eggs, Titanic.
Titanik'te ikinci kaptan olmayı başka gemide birinci kaptan olmaya tercih ederim.
I'd rather be second in the Titanic than first or even chief in any other ship.
Bu Titanik.
That's the Titanic. What's she saying?
İlke seferine çıkan Titanik efendim.
- Titanic on her maiden voyage, sir.
Dinle. "Deniz üstündeki Titanik'ten."
" From the Titanic at sea.
- Sadece Titanik efendim.
- Only the Titanic, sir.
- Titanik'ten!
- The Titanic.
- Titanik mi?
- The Titanic? Don't be a fool.
Bir imdat çağrısı, efendim. Titanik'ten!
It's a distress call, sir, from the Titanic.
Titanik olduğuna emin misin? - Evet, efendim.
- You're sure this is the Titanic?
- Titanik'ten efendim.
From the Titanic, sir.
Yakınlardaymış, Titanik'e olanları duymuşlar.
She's nearby. Just heard about the Titanic.
Büyükbaba Titanik'i batırdığında şüphelenmediler ama.
They didn't when Grandfather sank The Titanic.
Bu durum, Titanik'in kaptanına buz dağına çarptıktan sonra.. ... öneride bulunmaktan farksız.
This is like trying to advise the Captain of the Titanic afterhe's struck the iceberg.
Titanik'in batmasına izin verdiğinde.
# When he let the Titanic go down
Bir gün bu Titanik'i canlandırır.
#... that'll raise the Titanic some day
Titanik'ten sonra tarihin en büyük felaketinin yapımcısı olmak üzereyim ve sen burada hırsız polis oynuyorsun.
I'm about to go down in history as the producer of the biggest disaster since the Titanic and you're playing cops and robbers.
Biliyor musun bu adam gerçekten Titanik'te bulunmuş tanıştığım ilk kişi.
You know something? That's the first person I ever met that was on the Titanic.
- Titanik'den canlı mı kurtulmuş?
- He survived the Titanic?
Boş ver Titanik'i.Buraya gel.
Forget the Titanic. Come here.
Aptal kaptan Titanik'i bile batırır.
Loose lips sink ships.
David, Titanik'in güvertesinde sayılırız ve sen hala orkestraya istek yapıyorsun.
David, we're standing on the decks of the Titanic and you're suggesting songs to the band.
Titanik dışında her yere girdin.
You've been down on everything but the Titanic.
Titanik'i çıkartmak daha kolay olurdu.
It'd be easier to raise the Titanic.
Titanik'in biraz evvel geldiğini söylüyor.
He says the Titanic just arrived.
Yani, birisi kirasını bir ay geciktirirse Titanik gibi batarsınız.
I mean, if someone misses one month's rent... you'll go down like the ritanic.
Diğer taraftan, eğer Titanik'in kaptanı olsaydınız "Viya böyle." diyemezdiniz.
You, on the other hand, might feel that if you were the captain of the Titanic, you wouldn't say, "Steady as she goes."
Eğer Titanik'in kaptanı olsaydım, hangi üst düzey çalışanlarımdan endişe etmem gerekirdi?
If I were... captain of the Titanic, which of my senior officers should I be worried about?
Saat başı haber varsa onları duyar ve rüyamda görürüm sabah da bir gemi batmışsa "Tanrım, dün gece Titanik'in batmasıyla ilgili garip bir rüya gördüm." derim.
I will pick up the bulletins and dream them... and in the morning, if there's a boat that's just gone down... I'll think, "Gee, that was on odd dream about the Titanic I had last night."
Titanik'teki kamaraları yeniden düzenliyorlar.
'They're rearranging deck chairs on the Titanic.
Titanik demir aldı bile.
The Titanic has already sailed.
Ben her zaman kaybedene karşı büyük bir sempati beslemişimdir. Özellikle de, Titanik gibi, yenilmesi zor bir kişiyi birdenbire yerde görünce.
'I always feel sympathy for the man losing it,'particularly when you see a titanic, formidable figure'suddenly on the ground.'
Titanik'in vurduğu yeri bile görebiliyorum.
You can't even see where the Titanic hit it.
Titanik kadar eğlenceli olacağına garanti veriyorum.
Oh, I guarantee a wingding of titanic proportions.
Titanik isimli buharlı bir gemiden- - esinlendim.
I was inspired by an ancient steamship- - the Titanic.
Titanik de mi?
The Titanic?
Dahası, bu doğru bile olabilir. Ona "Titanik Penis" dendiğini duydum, çünkü bin beş yüzden fazla...
Politicians love that.
Az önce yanıma gelip Titanik'ten sahnelediğim etkileyici performans için bana teşekkür etti.
He came up to me earlier and thanked me for my very moving performance in Titanic.
Martha Titanik'teki pirinçleri parlatıyor.
She's polishing the brass on the Titanic.
Baksana. Kendini Titanik'in kaptanı sanıyor.
Look, he thinks he's the captain of the Titanic :