Toparlan Çeviri İngilizce
1,840 parallel translation
Toparlan, hemen gidiyoruz. - Hadi.
Pack your bags for Turdville State.
Evet, toparlanıyordum.
Yeah, I was packing.
Toparlanırken.
When we wrapped.
Ve yavaş toparlanıyorsun.
And a slow healer.
Gel hadi, toparlan, acele.
Get your things, quickly now.
Haydi, toparlanın!
Let's go, bring it in!
Toparlanın!
Bring it in, let's go!
Birinci bölük, toparlanın!
First squad, on your feet!
Toparlanır.
He'll come around.
Yerleştiler şimdi de toparlanıp gidiyorlar.
Clear away the clutter. Probably sail.
Toparlan.
Pull yourself together
Gerçekten toparlanıyorsun, değil mi?
You're really pulling it together, aren't you?
Hadi toparlanın!
Move it out!
İkinci takım, toparlanın!
Team Two, rally up!
Pekâlâ, beyler. Hadi toparlanın!
All right, gents, let's mount up.
Toparlanın!
Mount up!
Toparlanın artık!
Let's mount up.
- Toparlanın!
- Mount up.
Hey, toparlanın!
Hey, mount up.
Acele edin ve toparlanın!
Hurry up and grab your gear.
Toparlanın!
Mount up.
Toparlanın bakalım, canavar denizciler!
Belays that, Devil Dog!
- Haydi, toparlanın!
- Let's mount'em up.
Pekala, toparlanın!
All right, mount up!
- Toparlan bakalım.
All right. Wrap it up, shutterbug.
Tekrar toparlanıp, işler hale gelmemiz çok kısa sürecektir.
It might be a minute before we're up and running.
Toparlanırken bunu buldum.
I, uh, found this while I was packing.
- Toparlan biraz.
- Toughen up.
Toparlanırken evde değildin.
Duchess, you weren't home when I packed up.
Size toparlanıp savaşmayı emrediyorum.
I am ordering you to stand and fight.
Toparlanın ve savaşın.
Stand and fight!
Hayır, toparlanıyordum.
No, i was just packing.
Toparlanın artık!
Pick it up.
İyiyim, toparlanıyorum işte.
Fine. I'm packing up.
Pekâlâ milet toparlanın.
All right, people, huddle up.
McCall konumlarının öğrenildiğini duyacak olursa hemen toparlanıp yer değiştirecektir.
If McCall gets word that the location's been compromised he'll pull out and redeploy.
Toparlanın!
Concentrate!
Hadi, toparlanın.
Come on.
Toparlanıp eve gitme vakti geldi.
It's time to pack it up and go home.
Umarım yakında toparlanır.
I hope he can recover soon
Toparlanın dedi.
He said pack up.
Bilmiyorum, toparlanıp eve dönebiliriz.
I don't know. I guess we pack our camp. Fuck off and go home.
Siz de toparlanın, koşumları takın birkaç gün içinde Desperation Creek'de görüşürüz.
Bunchemup, grab the gear. Pack it up. I'll see you in Desperation Creek in a few days.
Jim hemen toparlanıp çocukları arabaya bindirmeni istiyor.
Jim needs you to pack up and put the kids in the car right away.
Toparlan Jack!
Get it together, Jack!
Toparlanın!
Huddle up!
Toparlanın.
Huddle up.
Toparlanın.
Being assembled.
Hemencecik toparlanıp bir uçağa atlamak sana cazip geliyor.
You like the way it sounds to pick up and fly off in an airplane.
Hadi toparlan biraz.
Come on, get organized.
Toparlan ve adamlarini uçaga bindir.
Pack up and get our men on a plane.