Tükendi Çeviri İngilizce
1,259 parallel translation
- Senin şansın az evvel tükendi.
- Your luck's just run out.
Biletlerim tükendi, Joxer.
I sold out, Joxer.
Triceratops leşi tükendi ve dişi Tyrannosaurus, erkeğinden sıkılmaya başlıyor.
The Triceratops carcass has been stripped and the female Tyrannosaurus is beginning to tire of her mate.
Yakıt seviyesi değişmez. Tükendi ettik ;
Fuel level will not change.
İlişkimiz tükendi.
It puts a damper on our relationship.
Gallagher, oksijenin tükendi.
Gallagher, oxygen supply depleted.
Sabrım tükendi.
I have no more patience.
Üzgünüm millet. Yakıtımız tükendi.
Sorry, mates, but we're just about out of petrol.
- Pek çok hayat tükendi
- # Many lives are spent #
Vaktim tükendi neredeyse...
( sing ) My time is almost through ( sing )
Silahlarımız neredeyse tükendi.
The ship's weaponry is severely depleted.
Tükendi mi?
They are?
Gale, Guinness bira tapası kurudu Stoli votkamız tükendi ve biri tuzlu krakerlerde kıl buldu.
Gale, the Guinness tap just ran dry we're out of Stoli and somebody just found a hair in the pretzels.
Tüm seçenekler tükendi.
All options depleted.
Savunma kalkanı son güç hücresine kadar tükendi!
The defense screen's down to it's last power cell!
Bu işe yaramazsa bütün fikirlerim tükendi.
If that doesn't work, I'm out of ideas.
Sabrım tükendi.
My strength fails.
Ama tükendi.
But it did.
Telefon şirketinin numaraları tükendi bu yüzden şehri iki alan koduna böldüler.
The phone company ran out of numbers... so they split the city into two area codes.
Sen eskidin, neslin tükendi, dünün haberisin
You're obsolete, extinct, yesterday's news.
Zamanımız tükendi.
We're out of time.
Kaynaklarımız neredeyse tükendi.
Our supplies are all but gone.
Bizim zamanımız 25 yıl önce tükendi.
Our time ran out 25 years ago.
Isildur Yüzüğü Atmadı, Kral'ın Soyu Tükendi.
Isildûr kept the Ring. The line of kings is broken.
Tamamen tükendi
Completely dried out.
Benim cesaretim tükendi.
I got none left.
Artık sabrım tükendi.
My patience is at an end.
Senin çizgin tükendi.
Your line has run out.
- Mamutların soyu tükendi.
- The mammoth died out.
Altın tamamen tükendi.
The fields ran out of gold.
En son geçen Ocak'ta Dorothy yapmıştı ama hepsi tükendi.
Only Dorothy made too little ofit lastJanuary, and we've run out ofthe homemade.
Son damlasına kadar tükendi!
Down the drain!
Tükendi mi?
Extinct?
Soyu tükendi mi?
Thought extinct?
Biletler aylar önce tükendi.
It sold out months ago.
Bizimkiler öldükten sonra aile servetimiz tükendi.
Since my parents died, our family fortune had become, shall we say, depleted.
İticiler tükendi.
Thrusters are out.
Saldırı füzelerimiz tükendi. AP tankları boşalmak üzere.
We are out of offensive missiles, and the AP tanks are down to one-tenth full.
Ama şunu söylemeliyim ki, merakım artık tükendi.
But I have to say, my curiosity is piqued.
Yeni karışımı nasıl hazırlayacağımı buldum ama toz mantarımız tükendi.
Well, I think I figured out how to mix a new batch, but we're all out of powdered toadstool.
Seçenekler tükendi.
It's all running out.
Onunla olan sihir de tükendi, değil mi?
Any magic that was there, that ran out, didn't it?
Ancak, seçeneklerimiz tükendi.
But, options are depleted.
İlk siparişlerimiz birinci haftada tükendi.
So our first order actually sold out in a week.
- Ama ne yazık ki üçü de tükendi.
Sorry, sir, but we're out of all three.
Petrol kaynakları 2038'de tükendi.
Petroleum reserves ran dry in 2038.
Biletlerim tükendi.
I sold out.
Sabrım tükendi artık.
Me patience is drained.
Artık sabrım tükendi!
- Tell me! Or I'll...
- Yollarım tükendi.
- I'm out of angles.
Demek Amerikalılar tükendi.
No Americans left.