Ucundan Çeviri İngilizce
1,983 parallel translation
Bu kız benim sahip olduğum en iyi şey ve parmaklarımın ucundan kayıp gideceğini düşünmüştüm.
Oh, God. She's the best thing I've ever had in my life and I thought she was slipping away.
Bunu kabul edeceğim aklının ucundan...
Do you think for one instant I would even- -
Hayır ama ucundan sıyırıyorum.
No... But it's touch-and-go.
Yakalanırsak, birinin bizi cezalandıracağı aklımızın ucundan bile geçmez.
Completely forgetting that if someone catches us, We will be punished.
Barın diğer ucundan dördüncü kişi.
Far end of the bar.
Bunu kocama söylemek aklımın ucundan geçmezdi ama sen de benimle geliyorsun.
Yes. Ok?
Sonra bu işe ucundan da olsa karışmış her kişiyi bulup öldüreceğim.
- then i'm gonna kill... Every single person Even remotely involved.
Buradaki çocukların kimi sokağın aşağısından, kimi de dünyanın öbür ucundan.
Well, the kids here- - some are from down the block. Some are from all over the world.
Bunu yerel şirketlere gönderebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
You know, I didn't realize before, we should send those out to local businesses.
- Bu benim aklımın ucundan... Üniversiteye gitmeyecek mi?
That's not what I'm - He's not going to college?
Demek ki hotelin bir ucundan öbür ucuna kadar gitmiş.
And like I said, that's Ron Ron's thing.
Seni incitmeyi aklımın ucundan bile geçiremem.
The last thing i would ever want to do is hurt you.
Aklımın ucundan dahi geçmeyen başka bir olasılık daha.
Another possibility I hadn't imagined.
Uther buraya barış için geldiğimizi düşünebilir, ama barış aklımın ucundan bile geçmiyor.
Uther may think that we are gathered here for peace, but that is far from my mind.
Bu büyüklüğe ulaşmak binlerce yıl sürdü ve her şey bir iğnenin ucundan daha küçük canlılarla başlamıştı.
It's taken thousands of years to reach this size... and it all began with creatures smaller than a pin head.
Karnının ucundan çıkan bir çift kokulu tüyü şişirir,... ve dişiler ona gelir.
He inflates a pair of scented plumes... that protrude from the end of his abdomen... and they come to him.
- Aklımın ucundan bile geçmez.
- Wouldn't dream.
Ucundan tut bakalım.
We'll hold this out.
Dr. Facilier'in şapkasının ucundan bir parça.
A tip of the hat from Dr. Facilier.
Tut bir ucundan.
Pick a side.
Tulip odanın diğer ucundan bana doğru geliyordu. Kuyruğunu sallıyor, parlak gözleriyle bana bakıyordu. Yanağımı yaladı.
Tulip was coming to me from the other side of the room, wagging her tail and gazing at me with soft, glowing eyes as she kissed my cheek.
Çarşafın öbür ucundan tutar mısın?
Could you hold the sheet over there?
- Aklımın ucundan dahi geçmedi.
- Thought never even crossed my mind.
Harry bir şeylerin ucundan tutup yardım etmez mi?
Does Harry never do any chores around here?
Açıkçası, bu hiç aklımın ucundan bile geçmemişti.
I can honestly say the thought never crossed my mind.
Tekrar gitmek isteyeceği aklımın ucundan geçmezdi.
I never thought he'd actually want to go back.
O kapılardan bir daha geçmen ne anlama geldiği aklının ucundan geçti mi?
Can you even imagine what it means for you to walk through those gates again?
Herkes bir işin ucundan tutuyor ve yapabildiği en iyi şeyi yapmaya çalışıyor.
Everybody's pitching in and doing what they're best at.
Şimdi, cehennemin bir ucundan diğerine köprü kurup babamı kurtarabiliriz.
And now, a ladder across the Abyss that I might free my father.
Sana karşı emir vereceği aklımın ucundan geçmemişti.
I even could not imagine that he could do it to you!
Böyle birşeyi bilmek bile aklımın ucundan geçmez.
I mean, I wouldn't even think to know something like that.
- Aklımın ucundan geçmedi.
Even less.
Ben açtım ve hattın öbür ucundan bir erkek sesi geliyordu.
I pick it up, and on the other end of the line is a man's voice.
Bu kadar iyi yazdığın aklımın ucundan geçmezdi.
I had no idea that you're such a good writer.
Dünya'nın en namlı seri katillerinden birinin aklına girip onu yönetme yolculuğuna ilk başladığımda, yönlendirilecek ve kontrol edilecek kişinin ben olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi.
When I first embarked on this journey to enter into the mind and manipulate one of the world's most notorious serial killers, I never imagined that the one who would ultimately be manipulated and controlled would be me.
Ülkenin bir ucundan sık sık arkadaşını görmek için geldiğini nasıl açıklayacaksın?
How are you gonna justify flying here so often just to see a friend?
- Ülkenin öbür ucundan sadece bir şey için geldik biz.
- We've come all the way from the country.
- Polise gideceği aklımın ucundan geçmedi.
- I never thought she'd go to the police.
Aklımın ucundan bile geçmemiş.
Well, that hadn't even crossed my mind!
Yıldızlara yolculuk edeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
No idea that I would be traveling to the stars.
Böyle birşey yapabileceği, aklımın ucundan geçmezdi.
That he would do something like that, I would not have thought possible.
Neyse, ucundan biraz alayım bari.
Ok. I guess I'm staying for a bite.
O kutuyu okyanusun ve zamanın bir ucundan buraya taşıdım.
I carried that case across the ocean and, like, through time.
Kitabımı bulduğum anda, kapı kapanmıştı ben de uçak bensiz kalkarken oturup kitabımı okudum. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna otobüsle evime, uzun yolculuk yapmaya karar verdim.
By the time I found my book, the gate had closed so I sat and read my book until the plane took off without me, I decided to take the long bus ride across the country to my home
Bunu yapmayı aklının ucundan bile geçirme.
Don't even think about doing that.
Kusura bakma, aklımın ucundan geçmezdi.
I'm really sorry. I had no idea.
- Aklımın ucundan bile geçmez.
It's not even close to my decision.
Mumu iki ucundan birden yakmaya devam edemezsin Michael.
You cannot keep burning the candle at both ends, michael!
Ayık olsaydın, bunu denemek aklının ucundan geçer miydi?
Would you even consider trying this if you were sober?
Bir kardeşim olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.
Never imagined I had a brother, something like that was even possible.
O sürahiyi bitirmeyi aklının ucundan bile geçirme.
Don't even think about finishing that pitcher.