Undertones Çeviri İngilizce
27 parallel translation
Mavinin alt tonlarını içeren griydi.
It is grey, with some blue undertones.
İnsan asla aşırı duygusallığa kapılmamalı.
0ne should never wish to fall into melodramatic undertones.
Bu söyleyiş tarzının altında yatan taşlara karşı hassas olsan daha iyi olur.
To the demeaning undertones in that remark.
Bir kadın olarak ses tonunla insanları aşağılama konusunda daha hassas olman gerekir.
As a woman, you should be sensitive To the demeaning undertones in that remark.
Kadın zamirlerinin çoğunda bir şikayet, çoğu zaman da seksist anlamlar var.
Most of the feminine pronouns do have mocking but not necessarily misogynistic undertones.
Suçluluk duygusunun ortaya çıkardığı acımadan kaynaklanan kıskançlık ve şaşkınlıkla karışık düşünceli bir tavırla melankolik teslimiyet ve bir parça ironi.
Melancholic resignation with undertones of knowingfulness moderated by envy and puzzlement mixed with guilty compassion plus a hint of irony
Tramble'de mistik bir boyut var...
His work has some mythical undertones.
Keskin ama hafif zeytin ve katran havası da var.
Or with dense but subtle undertones of olives.
Bir yerlerde ince bir tonda bir negatiflik var sanki.
There's some sort of subtle undertones of negativity there.
- Fanatiklerle birlikte.
- With fanatical undertones.
Bunlar ağır cinsel eğilimler içerirdi.
It all had heavy sexual undertones.
Parantez içinde müşteriye ev kırmızı şarabımızın üzümümsü mat renginde olduğunu söyledim.
Parenthetically, I just told that customer that our house red has grape-y undertones.
Usta Ozanlar olarak da biliniriz, ama ırkçı iması olmadan.
The master minstrels, but with no racist undertones.
- The Undertones.
- The Undertones.
İlk performansları ile Undertones ve Teenage Kicks.
First time in, Undertones and Teenage Kicks.
Rachel Berry'nin cildinin soluk sarı renkleriyle çakışmayan bir gece elbisesi kumaşı bulmam gerekiyor.
Have to go find gown fabric that doesn't clash with the high yellow undertones of Rachel Berry's complexion.
- Aptala yatacaksan bile en azından tişörtler için beni daha iyi tarif edecek bir renk seçecek inceliği gösteremez misin?
If you want to play dumb, could you at least have the decency to make the shirts in a color that would highlight my undertones?
Clinique kullanan bayanlar benim soluk tenli bir cadı olduğumu söyleyecekler.
The clinique lady says I have witch undertones.
Gayliğin vermiş olduğu kimya ve tutku bu filmi bu kadar muhteşem yapıyor.
The gay undertones are what create the chemistry and tension that make those movies so great.
Bilinçaltındaki ensest arzuların fısıltılarının tuzağına düşüyorsun.
- You are unhealthily enmeshed... - Oh. With undertones of subconscious incestual desires.
Black Mass... Hıristiyan eğilimleri, dini şeyler ve diğerleri.
Christian undertones, religious, all that good stuff.
Balkabağı, hafifçe de lavanta.
Pumpkin, undertones of lavender.
İkiside eş cinsel değil, cinsel duygular yok.
Neither boy is gay, there are no sexual undertones here.
Donuk bir renginiz var.
You have cool blue undertones.
Bazı eşcinsel duygularında işlendiğini söylemeliyim.
There were some, um, homosexual undertones. I will say that.
Öfkenin fısıltıları vardı.
There were undertones of rage.
281.333 ) \ cH0D0D0D } m 0 0 l 161 0 l 161 37 l 310 37 l 309 77 l 466 78 l 466 118 l - 1 118 149.733 ) } An İtibarı İle İfşa Edilebilir Bilgiler
Currently Disclosable Information : Special court-martial ( 2 ) : This proceeding has a lot more political undertones than normal court-martials.