Unlimited Çeviri İngilizce
771 parallel translation
Buraya, suçlular için özgürlük aramaya ya da sert cezaları yürürlükten kaldırmaya gelmedik.
We are not here advocating unlimited freedom for criminals... nor the abolishment of a rigid penalty for the guilty.
Kont süresiz izinde olduğunuzun kabul edileceğini bildirdi.
The count intervened on your behalf to accord you an unlimited leave.
Yüksekliği sınırsız.
Ceiling unlimited.
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli.
Our country must stand today where it has always stood, the citadel of individual initiative, the land of unlimited opportunity for all.
Benim önümde sonsuz zaman var.
I have an unlimited time at my disposal.
Uçuş konusunda teknik bilgiye sahip herkes bilir ki... uçakların hızlarını sınırlayan, sadece teknolojik gelişmedir.
Anyone with any knowledge of the air knows... that the ultimate speed of aircraft is almost unlimited. It depends only on technical developments.
Param sınırsız değildir.
My funds are not unlimited.
Sınırsız sayıda asker mi?
Unlimited men?
Sınırsız silah mı?
Unlimited arms?
Sınırsız gemi mi?
Unlimited ships?
Sınırsız gücün ve sınırsız umudun dünyası.
A world of unlimited power and limitless hope,
Cesareti ve uçma yeteneği olan herkes bunu yapabilirdi.
Any man with unlimited courage and a genius for flying could have done as well.
Yeni bir bebek, 24000 toka, sınırsız benzin ve viski, senin tüm istediğin.
A new baby, 200 gross of buckles, unlimited petrol, and all the whiskey you want.
Hava açık ve rüzgar yok.
Ceiling and possibilities unlimited.
Rahibelerimiz sınırsız çalışır, bazen 8-10 saat sürebilir.
Our sisters take unlimited duty, sometimes from eight to 10 hours.
Eşcinselleri hapse götüren bir yasanın şantaj yapmak için sınırsız fırsatlar sunduğuna şüphe yok.
Well, there's no doubt that a law which sends homosexuals to prison... Offers unlimited opportunities for blackmail.
Sınırsız kredi.
Unlimited credit.
Ayrıca yapay güneş ışığında... tutulmuş limitsiz kalitede taze sebze sağlayabiliriz.
We can also supply... unlimited quantities of fresh vegetables which are forced In artificial sunlight.
Galiba geminin dar bölümlerinde bir sürü preslenmiş hurma var
There happens to be an almost unlimited supply of pressed dates on board.
Bizim silahlarımız daha iyi, ama onların sayısız kurşunu var.
Ours are better weapons, but they have unlimited bullets.
Öğlen yemeğinde domates çorbası, yarım tavuk, istenilen kadar bira ve vanilyalı dondurma vardı. "
The lunch menu is tomato soup, half-chicken, unlimited beer and vanilla ice cream.
Haziran'da Slavların, Babylon veya Eski Mısır'daki gibi esir edilmeleri görevini vermişti.
"The Slavs must become an unlimited source of slave labor in the spirit of Ancient Egypt or Babylon."
Dua etmelisin ki, önüne sınırsız olanaklar açılıyor...
Give thanks to heaven that unlimited possibilities are opening up to you.
Mudd'a sadıklar. Daha fazla endişe yaratan şeyse, bu insansıların bir insanın istediği her şeyi sınırsız miktarlarda sunabilecek olması.
Perhaps of more concern is the fact that this android population can literally provide anything a human being could ask for, in unlimited quantity.
Coridan'ın neredeyse sınırsız bir dilityum kristali varlığı var. Fakat nüfusu az ve korumasız.
Coridan has nearly unlimited wealth of dilithium crystals, but it is underpopulated and unprotected.
Dolayısıyla sınırsız bir güce sahip.
So now it has virtually unlimited power.
Çünkü bu çok fazla insanın ölmesi demek.
Because it would need unlimited murder. Nan, look at me.
Eylem seçenekleriniz sınırsız, silah seçenekleriniz de öyle.
Your choice of action is unlimited, as is your choice of weapons.
Hava açık ve görüş açısı yüksek.
Clear above, visibility unlimited.
Tekniği öğrenince, tek yürek olacaksınız! sanki limitsiz bir güç gibi!
After accomplishing the skills you will become one like a giant with unlimited power
İngiltere kralı sıfatıyla yasalara göre yönetme yetkisi emanet edildiği halde, sen kötü niyetle ve entrikayla kendinde sınırsız ve zalimce bir güç yarattın ve sürdürdün.
In that being admitted king of England, and therein trusted with power to govern according to the laws, you did out of wickedness and design erect and uphold in yourself an unlimited and tyrannical power.
- Ne tür bir anlaşma? - Bundan sınırsız miktarda alabilirim.
- I can get this in unlimited quantities.
Sınırsız güvence.
Security unlimited.
Benden canımı istedin, şimdi verecek bir şeyim yok.
You've claimed me out. I haven't got an unlimited supply, you know.
İhtiyacın olan tek şey gerçek, sınırsız Martı Fletcher'e her gün bir parça daha yaklaşmak.
All you need is to keep finding the real, unlimited Fletcher Seagull.
Sonsuz bir servet, Paris'teki aşırı sağcılardan politik destek uluslararası ticari ilişkiler.
Unlimited cash, backing from the extreme right in Paris, international businessman.
Senin para sıkıntın yok mu?
Do you have unlimited capital?
Elimde sınırsız skor imkanı var ama yoldan biraz çıkmamız gerek.
I have an almost unlimited score possibility, but it's pretty far down the road.
Bütçem limitsiz değildi, o yüzden tertemiz gözükmüyor.
I haven't had an unlimited budget, so it won't look all clean and dusted.
Doymak bilmez hırsıyla, vicdansız dar bir kafanın, akıllı adamla dolu bir ülkeyi nasıl mahvedebildiğini daha önce hiç fark etmemişim.
I never fully realised before how a small mind, allied to unlimited ambition, and without scruple can destroy a country full of clever men.
Tacir Taybor, bugüne kadarki en iyi... alışverişini bitirdi.
And directed simply by thought. Unlimited personal power.
Adam bana sınırsız kredim olduğunu söyledi.
The man said I could have unlimited credit.
Sınırsız kredi mi?
Unlimited credit?
Ne demek, sınırsız kredi?
What do you mean, "unlimited credit"?
Sonsuz gençliğin sırrına eriştiğimden, sonsuz bir arzuya sahibim.
I'm endowed with an unlimited lust for pleasure, which is the secret to eternal youth.
700 metreye kadar bir bulut tabakası, düşmanın bizi görmesini önlüyor, ve daha yukarlarda ise pilotlarımız Midway'e kadar her şeyi görebiliyor.
Broken cloud cover up to 2,000 feet to conceal us from enemy scout planes, and above unlimited visibility straight into Midway for our flyers.
Bu madde acil kampüs durumlarında Dekana okul düzenini koruması için sonsuz yetki verir. Delta'nın iznini geçersiz kılmamı sağlıyacak bir yol bul.
There is a little-known codicil in the Faber College Constitution... which gives the Dean unlimited power to preserve order... in time of campus emergency.
" Yolculuklar Firması, yılda bir kez, bir müşterisini,
" Once a year, Excursions Unlimited, chooses a recipient
" bedava tatile göndermektedir.
" designed to promote Excursions Unlimited.
Ne bir ruhsat, ne de Yolculuklar Firmasıyla ilgili bir kayıt var.
No license, no record of Excursions Unlimited.
" Yolculuklar Firmasının Başkanı D.G. Hill'den.
" From D.G. Hill, President of Excursions Unlimited.