English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ U ] / Unlu

Unlu Çeviri İngilizce

99 parallel translation
Unlu mamuller reyonuna vardığımda bu uzun boylu, esmer kadını gördüm. Alışveriş arabasıyla arka reyondaydı.
and was where the cakes are, when I saw a girl, this girl, tall, dark, etc... who was pushing her cart, at the back.
Dünyaca ünlü, Orujo unlu mamullerinin sahipleri Orujo ailesinin evi Orujo imparatorluğunun biricik kızı ve tek varisi... Patricia Orujo ile Luis María de Ostolaza'nın düğününe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Tomorrow, the halls of the Orujo family, the owners of the world famous bakery Orujo, will be prepared to host the wedding of Patricia Orujo, the only daughter and heiress of the Orujo empire, with Luis María de Ostolaza.
Elamalar unlu gibi.
The apples are mealy.
- İçinde unlu böcekler olmayan bir şey yok mu?
Well, anything without mealy bugs in it?
Yine mi? ! Mısır unlu sosisliden dersini almadı mı?
Didn't he learn his lesson from the corn dog?
Venice Beach'in unlu dazlaklarindan.
Cameron Alexander, well, he's a Venice Beach landmark.
O unlu davada da ayni sey oldu. Medya olaylari carpitinca... insanlar neye odaklandi? Acaba polisler tutuklanacak mi?
It's exactly what happened in this trial... because the media twisted things around... so people got all focused on these cops... and whether or not they were going to get convicted... and whether Rodney King's civil rights had been violated.
Dünyaca unlu bir aşçı olsaydın yemeklerin onu cezp edecekti.
If you were a world-class chef, she'd appreciate your cooking.
Bir çok elma hayal kırıklığına uğratacak şekilde unlu.
So many apples are disappointingly mealy.
Mazzola, sen bu ekipteki ilk unlu yumurta yiyen olacaksın.
Mazzola, you will be the first one eating powdered eggs on this cruise.
Bu ahçı başı da sana pastalarını ve unlu mamullerini gösterecek.
This Captain Cook can only show examples of cake and pastries.
Ama ben adini 19. yuzyilin unlu bir bale danscisindan aldigini biliyorum, 9 00 : 00 : 59,520 - - 00 : 01 : 02,990 Kendimi bildigimden beri tanirim onu, O benim ortagim. 10 00 : 01 : 03,320 - - 00 : 01 : 05,834 Bu cok samimi oldugumuz anlamina gelmiyor,
But I know he was really named after a famous 19th century ballet dancer.
Polis unlu mahkum Mark Brandon Read'i bekledigimiz BrunsWicK adliyesini cevirdi.
Armed police surrounded Brunswick court today during... a case involving notorious criminal Mark Brandon Read.
Onu tuzaga dusurmekte onlara yardim et, unlu olacaksin.
You help setup the big fella, It'll make you a star.
Unlu mamüle benzer bir halim mi var benim?
Do I look like I'm made of flour?
Ben gidip unlu mamül satışlarını konrol etmeliyim.
I gotta go check out the Last Supper bake sale.
Her neyse, bir gece ben ve oda arkadaşım Rob için bir fırın unlu mamül yapıyordum.
Anyway, one night I was making up a batch for myself and my roommate Rob
Mısır unlu sosisli almaya gideceğim.
I think I'm gonna go get one of those corn dog crosses.
Don Diego Clippershears tarafından toplanan hazıne ıspanyanın en unlu peruk uretıcısı onun muhtesem hazınesı bır adada ve bız onu bulmaya yonelık tabı ben ve kardeslerım aynı fıkırde degıldı onlar harıtanın lanetlı oldugunu soyledı bu nedenle bızım savasımız basladı fazla oldu bızım tatlı annemız dayanamaz
That's mane as in m-a-n-e the fortune amassed by Don Diego Clippershears the most famous wigmaker in Spain. He'd hidden his fabulous wealth on an offshore island for tax purposes and I aimed to plunder it. Of course, me brothers had the same idea.
ıspanyanın en unlu peruk yapımcısı olmak bıraz buyu bılmeden neden bu tum yaslı adamlar uzun kıvırcık sac gıymek ıster sacma gorunuyor
You do not get to be the most famous wigmaker in Spain without knowing a little magic. How else could someone make all those old guys want to wear long, curly hair? It looks ridiculous.
Kısa zaman sonra, hepimiz elma yeriz, sen de unlu mamuller satışına bakarsın.
Pretty soonwe're all eating apples, and you're runninga bake sale.
Yani unlu ekmek ve hardal yaprağı sos. - Bir bardak lassi'yle iyi gider.
Maize-flour bread and mustard-leaf sauce, which goes nice with a glass of lassi.
ve unlu bir aktor bul, - eger dogruda DVD ye gitmesini istemiyorsan belkide becerirsin. Simdi sittir git!
Get one name actor, - and if you go straight to DVD, - you might break even.
.. Hindistandan, unlu patent ve marka avukati.
.. The renowned Patents and Trademarks attorney from India..
- Ve unlu bir yazar da.
- And she a famous writer too.
Belki "annenin turtası" derken benim annemi değil de herkesin annesini kastetmiştir, tüm Amerikan annelerini reklamcıların ve politikacıların yarattığı aile değerlerinin sembolü olan unlu mamul özlemi gibi.
Maybe when he said "your mother's pie", he didn't mean my mother, he meant everyone's mother - - the iconic, all-american mother created by advertisers and politicians as a shorthand for family values, and a longing for baked goods.
Mısır unlu sosis dünyadaki varlığına 20. yüzyılın başlarında başlamıştı.
Corn dog's didn't come into existence till the first half of the 20th century.
Hayır, bedava mısır unlu sosisli sandviçleri diyorum.
No, I'm talking about free corn dogs.
Mısır unlu sosisli sandviç dağıtılacak.
It's free corn dog night.
125 sayı yaparsak herkese mısır unlu sosisli sandviç ısmarlayacağız.
See, if we score 125 points... that mean we gotta give everybody in here a free corn dog, all right?
Mısır unlu sosisli sandviçimiz bile yok.
We don't even got corn dogs.
ve unlu mamullere...
Oh. and to wheat flour.
Eğer beni reddederse, gidip bir iki tane mısır unlu sosis alırım ben de.
- Why? If she shoots me down, then I can go buy a couple corn dogs.
Ama canım mısır unlu sosisli istedi.
Yeah, but now I got a taste for corn dogs.
- Ya o mısır unlu sosisli isterse?
- What if she wants a corn dog?
Ben hala, insanlara gösterebileceğim, mısır unlu sosisli param olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
I still think it would help if I had some corn-dog money to flash around.
Aslında o, bu gece, evsizlere mısır unlu sosis dağıtmaya çıktı.
Um, uh, uh, the... - Actually he's, uh, distributing corn dogs to the homeless tonight.
Unlu tabağı ve çörek
I would prefer the Fillet de Sole, with escargots.
Ancak unlu biri bir stadyuma kalabaliklari cekebilir.
Not that of all things, a celebrity attracting large crowds to stadiums.
Onlarin en unlu modacisi, Muslim Dior... Sonbahar Koleksiyonuyla bir dunya turuna cikmis ve bu gece Kuzey Carolina, Raleigh'deler.
Their top designer, Muslim Dior... is on a world tour with his spring line and they just happened to be in Raleigh, North Carolina tonight.
Pirinç unlu waffle'lar güzel bir dokunuş.
Ah, these rice flour waffles are a nice touch.
Mısır unlu sıyrılmış et. Ama yeni bir tarzda.
- Scrapple from the apple- -
PERŞEMBE AKŞAMI SAAT 9'DA DÜNYACA ÜNLÜ PROFESÖR GABRIELLI SİHİR, TELEPATİ VE HOKKABAZLIK GÖSTERİSİ GERÇEKLEŞTİRECEK.
THURSDAY AT 9 : 00 P. M., WORLD - FAMOUS PROFESSOR GABRIELLI WILL PERFORM FEATS OF MAGIC, TELEPATHY AND SLEIGHT OF HAND.
Bir İngiliz hastanesi tecrit odası... ÜNLÜ ALİM HASTANEYE YATTI... Hong Kong'a gelmeden sekiz hafta önce.
Isolation room of a British hospital... eight weeks before he came to Hong Kong.
SHITOU VE DOUZI, ŞİMDİ ÜNLÜ AKTÖRLER DUAN XIAOLOU VE CHENG DIEYI SAHNE İSİMLERİNİ ALDILAR.
SHITOU AND DOUZI, NOW FAMOUS ACTORS... HAVE TAKEN THE STAGE NAMES DUAN XIAOLOU AND CHENG DI EYI.
ÜNLÜ SÜİTİ
e
unlu degilim.
- I ain't famous.
POLANSKİ TECAVÜZLE SUÇLANIYOR Batı L.A. Cinayet masasında çalışıyordum... ÜNLÜ YÖNETMEN GENCE UYUŞTURUCU DA VERMİŞ... ve cinsel suçlara da bakıyordum.
I was working West L.A. Homicide, and I also handled sex crimes.
"HEP ÜNLÜ BİRİ OLMAK İSTEDİM"
"I HAVE ALWAYS WANTED TO BE FAMOUS"
ÜNLÜ TASARIMCILARDAN İNDİRİM BUGÜN SAAT 2'DE Olamaz.
Oh, no.
ÜNLÜ AİLENİN SON VARİSİ İÇİN SON TÖREN YAPILDI
- "Noted family's last heir receives final rites."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]