Unutuyorsun Çeviri İngilizce
1,357 parallel translation
Benim evimde misafir olduğunu unutuyorsun galiba!
Have you forgotten you're a bloody guest in my bloody home?
Biter bitmez unutuyorsun filmi.
I don't know. Today's movies are kinda like popcorn, you know?
- Birşeyi unutuyorsun gibi geliyor o da ilk ders.
- You seem to be forgetting something and it's called first period.
Bir şeyi unutuyorsun dostum.
You're forgetting something, pal.
Ama... çok önemli bir şeyi unutuyorsun.
But you're forgetting something very important. But you're forgetting something very important.
Senin kim olduğunu unutuyorsun bu denklemde.
You're forgetting who you are in the equation. You're forgetting who you are in the equation.
Powersauce barlarım olduğunu unutuyorsun.
You're forgetting I've got my Powersauce bars.
Unutuyorsun.
You're forgetting.
- Şimdi de kendini unutuyorsun.
- You are forgetting'yourself now.
Seni ana yolda arabanı tekmelerken gördüğümü unutuyorsun.
You're forgetting I saw you on the highway, kicking the hell out of your car.
Unutuyorsun galiba, detektif.
Maybe you forget, detective.
Unutuyorsun, Scott, bir volkanın içindeyiz.
You forget, Scott, we're in a volcano.
İşi unutuyorsun.
You forget about work.
Her şeyi unutuyorsun.
You forget about everything.
Biliyorum tatlım. Ama yaptığım şeylerden birini unutuyorsun.
I know, sugar, but you're forgetting one other thing I did.
İşine gelmezse unutuyorsun.
You only remember what you want to remember.
Bir şeyi unutuyorsun Julian. Cihazı ele geçiren Birlik değil, biziz.
The Alliance didn't get the cloaking device.
Unutuyorsun, Gabrielle'i incitmek senin işin.
You forget? Hurting Gabrielle is your job.
- Unutuyorsun, Victor senin numaralarını bilirim.
- You forget I know all your tricks.
Sonra unutuyorsun.
Then you forget.
Hayran olmanın nasıl olduğunu unutuyorsun.
Forget what it's like to be a fan.
"Bu amatörce, efendim." - Efendim demeyi hep unutuyorsun.
"This is highly unprofessional, sir." You keep forgetting that "sir."
Sahne korkumu unutuyorsun?
Are you forgetting about the stage fright?
Hiç kimsenin bilmesine gerek yok. Ama sen unutuyorsun.
Nobody needs to know, but you forget...
Akıllısın, ama bir şeyi unutuyorsun.
Smart man. But you forgot one thing.
Blinovitch'in tüm bu paradoksları çözümleyen Tesadüfi Determinasyon Beşinci Yasa'sını unutuyorsun.
You are forgetting Blinovitch's Fifth Law of Causal Determination, which resolves all of those paradoxes.
Sorunları çözmek için uğraşmakla çok meşgul oluyorsun ve sana mutluluk veren anlardan keyif almayı unutuyorsun.
But you're so busy trying to fix the problem that you forget to enjoy the moments of happiness that you have.
Unutuyorsun. Onu ben yaptım.
You forget that I created.
Big Mac ve kolayı unutuyorsun.
You forgot the Big Mac and Coke.
- Sen bir şeyi unutuyorsun.
- You're forgetting something.
Ama bir şeyi unutuyorsun.
But you are forgetting something.
Sen bunu unutuyorsun.
That's what you are forgetting.
Kendi derslerini unutuyorsun, yaşlı öğretmen.
You forget your own lessons, teacher.
Ter, bir şeyi unutuyorsun.
Ter, you're forgetting something.
Ancak bir şeyi unutuyorsun.
But you forgot one thing.
İçtiğin kanın parasını kimin ödediğini unutuyorsun.
Remember who pays for the plasma round here, pal.
Crippen'ın karısını öldürmeden önce onunla, yıllarca mutlu bir evlilik sürdürdüğünü unutuyorsun.
You seem to forget the crippens enjoyed Many happy years of marriage before he murdered her.
Biriyle olan dostluğunu bir kutuya koyup gömüyorsun ve unutuyorsun.
It's so- - lsn't it weird how you can just put friendship with someone in a box, bury it and completely forget about it?
Drue, seni tanıdığımı unutuyorsun.
Drue, you forget that I know you.
Bana yapıldığını unutuyorsun.
You forget it was done to me.
Affedersin. Bir şeyi unutuyorsun. Bir şeyi unutuyorsun.
You're forgetting one thing.
Scorpius'u ne çabuk unutuyorsun.
You're forgetting about Scorpius.
Daima en az birini unutuyorsun.
You always forget one.
- Bekle. Bir şeyi unutuyorsun.
You're forgetting something.
Davan için mızmızlanırken Harper Anderson'ı, Lori Thatcher'ı ve Philadelphia'daki kadınları unutuyorsun.
While you're whining about your case seems you forgot about Harper Anderson Lori Thatcher, the women in Philly.
Kim olduğumu unutuyorsun kaza diye bir şey yok.
You forget who I am, there are no accidents.
Tommy oğlum, cüce cini unutuyorsun..
Tommy boy, you forgot the leprechauns.
Aşıların tek başlarına çalışmak için yapılmadığını unutuyorsun.
You're forgetting that the inoculations aren't designed to work alone.
Kim olduğunu unutuyorsun ha, küçük kardeşim?
Forgetting who you are, little brother.
Gözlüklerim olduğunu unutuyorsun!
You wouldn't dare hurt me.
Ama dostumu unutuyorsun.
Aren't you forgetting someone?