Upward Çeviri İngilizce
410 parallel translation
Arşimet prensibi, bir sıvı içinde duran cisme kaldırma kuvvetinin etki ettiğini savunur.
Archimedes'principle indicates that the upward buoyant force which is exerted on a body immersed in fluid whether fully...
Gözünden girip kafasının üstüne saplanmıştı.
It entered his eye and went upward toward the top of his head.
On tane oku yukarıya atabiliyordu.
He could shoot ten arrows upward
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi, bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi, yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Seek for the patronage of some great man and like a creeping vine on a tall tree crawl upward where I cannot stand alone?
6 : 14'de, yukarı doğru hareket ediyor.
Here, at 6 : 14, it's moving upward.
Meteor sadece yatay hareket edebilir yukarı çıkmaz.
A meteor might move almost horizontal to the earth but never upward.
Ama herkesin bildiği bir şeydir, aşağıda olanların yükseklerdedir gözü. Merdiven çıkanın yukarıya çevriktir yüzü ama son basamağa ulaştı mı bir kez merdiven çevirir sırtını bulutlara bakar hor görüp birer birer basıp çıktığı basamakları.
But'tis a common proof that lowliness is young ambition's ladder, whereto the climber upward turns his face, but when he once attains the upmost round, he then unto the ladder turns his back, looks in the clouds,
Karanlığa doğru yükselen ufacık bir alev.
A tiny flame reaching upward in the darkness.
Yavaşça sol ayakta, sonra sağ ayakta, yukarı doğru, ellere, kollara omuzlara, başın yukarısına doğru çıkıyor.
in the left foot, then, in the right foot,. it travels upward.. to the hands, arms, shoulders - up to the head.
"... kan izleri...
" the footsteps leading upward...
Yukarıya doğru giden muhteşem bir yol var,... hatta geldiğimiz yoldan daha düzgün bir yol, ama - - Ama ne?
It gives every indication of a perfect passage upward, straighter than the one we descended, but...
Şunu dinleyin "Leydi Sheila, Lord Upward'un sahne aşığı kızı ve genç baş aktör Bill Hanson'ın eşi dedi ki" - alıntıyı aktarıyorum -
Listen to this, "Lady Sheila, stage-struck adopted daughter of Lord Upward, and bride to be of juvenile lead Bill Hanson, said" - and I quote the quote -
Gemileri patlamaya yakalandı.
The saucers were caught in the upward thrust of that explosion.
İlerleyelim.
Onward and upward.
Aşağı ve yukarı, Dr.
Onward and upward, Doc.
Ve yükselmeye başlamış, yukarı daha yükseğe, ama hemen orda kanatları yanmış ve en derin uçurumun, taa dibine düşmüş.
And he started upward, he flew upward, upward, but soon the heat ofthe sun burnt his wings, and he dropped down to the bottom of a very deep canyon.
Bir aşağı bir yukarı.
Onward and upward.
Tüm dalga kuşağı boyunca armoni yükseliyor.
Harmonics upward along entire spectrum.
# # Onward and upward you must press, yes, yes
# # Onward and upward you must press, yes, yes
Memnuniyetle duyuruyorum ki 12 milyon dolarlık gider azalması artı 7,5 milyon Alman markı geri ödeme ve 3,75 milyon tercihli hissenin 7,5 milyonluk yönetim yedeğine eklenmesi artı 11.500 liret yükselen harcama marjı ve 10 milyon sterlinlik sermaye yatırımı sayesine firma geçen yıl tam bir şilin kâr etmiştir.
I have great pleasure in announcing that owing to a cutback on expenditure of $ 12 million plus a refund of 7.5 million Deutschmarks and adding the debenture preference stock of 3.75 million to the director's reserve currency account of 7.5 million plus an upward expenditure margin of 11,500 lira due to a rise in capital investment of 10 million pounds this firm last year made a complete profit of a shilling.
Yukarı marş!
Upward and onward!
Bu yataklar çeşitli güçler tarafından eğilmiş ve yukarı doğru iteklenmiştir ve su ve rüzgar tarafından erezyona uğramıştır.
These beds have been tilted and pushed upward by earth forces and eroded by wind and water.
Sıkıntılar beterken biter ya da daha önceki haline döner.
Things at their worst will cease or else climb upward to what they were before.
Kalbinle yukarıya doğru çabalayarak yaşamak
To live with your heart striving upward
Shaolin kurallarına göre şimdilik sadece biriniz bir basamak yukarı çıkabilirsiniz.
It is the Shaolin way that only one may step upward into the mysteries of the order at this time.
Babası başucunda diz çökmüş bir şekilde dua ediyordu ellerini yukarı kaldırmış, sesi boğuk bir şekilde ağlıyordu.
"His father was on his knees in front of the bed praying, " His hands stretched upward, His voice husky from crying,
Markowitz'in daha portatifi.
That's upward mobility for Markowitz.
Birazdan geliyorum. Erna, sorun yok.
ONWARD AND UPWARD, SHE CAME TO AS SYBIL.
Şimdi kesişim yerlerinde hafifçe yükselen vurguya dikkat et.
Now, note the slight upward stress on the transversals.
Sadece yukarı nişan alın.
Only aim upward.
Kurşun dik bir açıyla girip yüz kemiğini parçalayarak... buradan çıkmış.
The bullet fragmented as it passed through at an upward angle... literally smashing the bone structure of the face.
Yukarıya doğru olan yolculuk kolay geçiyor olmalı ama tekrar aşağıya inmek, ucu yukarı dönük dikenlerin üstündeyken daha zahmetli olmuş olabilir.
The journey up must have been fairly easy, but getting down again, sometimes over upward-pointing spikes, may have been more laborious.
Yukarı doğru olan her sıçrama atomun bir ışık dalgasını soğurmasıyla olur.
Every upward leap is caused by... an atom absorbing a light wave.
Başını bir yana devirir.
It tilts its head to one side, mouth upward.
Gökyüzünde yukarı, daha yukarı doğru iter.
Thrusting upward, upward into the sky.
Ön camı yukarı doğru kaldırıyorum.
I'm swinging the face plate upward.
İş yok... ev yok, yükselme şansı yok, sadece çok az bir dişim kalmış.
No job... no home, no upward mobility, very few teeth.
"Hafıza... geliştirilir de köreltilir de..."
"Memory... upward strokes and downward slopes..."
Erkekleri ev gibi düşünmen lazım, ve hep daha iyisiyle takas etmelisin.
You just have to think of men like houses, and trade upward.
Siz tırmanın evlatlarım.
head upward, my sons.
Tamah, her şekliyle - hayat için, para için, sevgi, bilgi için - insanlığın ilerlemesinin işaretidir.
Greed, in all of its forms - greed for life, for money, for love, knowledge - has marked the upward surge of mankind.
Bir düzineden az adam, 100 kişiden fazla adamı def etmek için saldırıya geçti.
Not more than a dozen went out to drive away upward a hundred.
Aracı yukarı fırlatacak 4 bin ton yakıt var,... ve aracın kendisi 3,5 bin ton ağırlıkta.
We have some 7.6 million pounds of thrust pushing the vehicle upward, a vehicle that weighs close to six and a half million pounds.
Tamah, her şekliyle - hayat için, para için, sevgi, bilgi için - insanlığın ilerlemesinin işaretidir.
Greed, in all of its forms... greed for life, for money, for love, knowledge... has marked the upward surge of mankind, and greed...
Hatta daha havalı bir görünüm için yukarı bile tarayabilirsin.
Even comb them upward for a more glamorous look.
İnsanoğlunun bir dağ gibi yüksekte tuttuğu ruhu, kimbilir belki de bir hayvanınkidir.
Who knows if the spirit of man mounts upward, or that of the beast goes into the earth? "
Neyse, hoşça kalın.
Anyway, onward and upward.
Önden, yukarı.
Onward and upward!
Her zaman ileri, her zaman ileri.
Onward and upward.
Her zaman ileri, Rollo, her zaman ileri.
Onward and upward, Rollo.
Sakıza falan yapışmıştır.
Maybe they fell upward and stuck to some bubble gum, hold on.