Urgh Çeviri İngilizce
184 parallel translation
Vay, seni gidi pislik herif seni...
Why, you dirty, rotten... Urgh!
Tuzsuz, yağsız, lezzetsiz.
Salt-free, butter-free, taste-free. - Urgh.
Seni kızdırması için ona izin verme.
It's... urgh! But don't let it make you angry.
- Bununla beraber evladım, selamete erene kadar boşa geçecek saatlere bir son vermek için hayatının sona ermek üzere olduğunu varsayalım.
- Yet, my son, to pass away the idle hours till your recovery... Urgh-h! .. let us imagine you were to pass away.
Edmund!
Urgh! Edmund!
Urgh!
URGH!
Hatta bu sıcak.
Urgh, it's warm, even.
Ööö!
Urgh!
Farkı senin içeride olman Rimmer, urgh... peki, bunu denediğim için beni suçlayamazsın.
The difference is that you're in there, urgh... Well, you can't blame me for trying.
- III.
- Urgh.
Öğğğ, ne korkunç.
Urgh, how horrible.
Urgh!
Urgh!
Restoranını ne zaman göreceğiz, Aubrey?
Urgh! When we gonna see your restaurant, Aub?
- Urgh!
- Urgh!
Hayır!
Urgh, no!
Gecenin yarısında yüzünüzde yürüyebilmek için.
For crawling across your face in the middle of the night. Urgh!
İğrenç.
Urgh! How gross.
Gazını çıkartma.
Burping... Urgh.
Kemiklerinizi kırarken ; önce "Iııhhh!" sonra da "Aaohhh." olursunuz... ama "Ooaaah..." değil de "Iıaah!" şeklinde.
When they crack your bones it goes, "Urgh!" and then, "Arrhhh." but not sort of, "Ahhh..." but sort of, "Arrrgh!"
- Sihirli kelime neydi?
- What's the magic word? - Urgh!
- Urgh! Birini çağırmak için kullanacağın kelimenin "Urgh" olduğunu sanmam. Hatta, sihirli kelimeler kategorisinde bile değil.
I don't think "urgh" is it if one would call it a word and even so, certainly not a magic one.
Tyres da bizi çift sanacak.
- Although Tyres'll think we're double-dating. - Urgh.
Bak, yukarıya gel, muhteşem, saat 2.30, parti daha yeni başladı.
Urgh! Look, come upstairs, it's brilliant, it's 2.30am, it's just got started.
Takma kafana, moruk.
Urgh! Dang, man!
Ah!
Urgh! Ah!
Ahh!
Urgh!
Serkan Çakmak / istasy10 istasy10.net turkcealtyazi.org
Urgh! Urgh!
- Bir şey mi yedin?
- Urgh! - You eat something?
Ne şişko göründüğüne bak!
Urgh! Look at how fat you are.
Bunu görmeni istemiyorum.
Urgh. I don't want you to see this.
- İnsan olmak...
- But being human? Urgh!
İğrenç.
Urgh! Gross!
Hadi.
- Come on! - Urgh.
Merhaba, Bay Smallweed.
Hello, Mr Smallweed. Urgh!
Şu an pek bir şeye benzemiyorlar.
Because at the moment they're just, urgh, nothing.
Üff, bu konuda bir bebek gibi davranmak istemiyorum.
Urgh, I don't mean to be such a baby about this.
- Urgh.
- Urgh.
Öğğ.
Urgh.
Öğğ!
Urgh!
Urgh! Uzay Laboratuvarı, Dünya'ya düşer. Biraz benim yardımımla.
Skylab falls to Earth with a little help from me.
aah, tam bir psikopat olduğumu düşünmüş olmalısın.
Urgh, you must think I'm a complete psycho.
Bu söz çok yanlıştı, değil mi?
Urgh.. that came out wrong didn't it?
Bu akşam yine veri girişi var.
'Urgh! More data entry tonight.
Ona Matrix'i açıklamaya çalışırken ömrümden bir saat daha gidecek. Filmler.
( Mark )'Urgh, films.
- Üstünde kıllar var, Jeremy.
- Urgh! There's hairs on it, Jeremy!
Bu koku da ne?
- Urgh! What's with the smell?
Sen.
Urgh.
Etkileyici!
- Oh, charming. - Urgh!
Hayır, kapak gibi açıldı.
Urgh!
Bu bütün böbrek.
- Urgh.
Dortheimer'larla gidiyorum.
- Urgh!