Usandım Çeviri İngilizce
1,504 parallel translation
Bu kahrolası oyun sahanızdan bıktım usandım artık.
I've had just about enough of this damned playground.
Sizin işleri berbat etmenizden bıktım usandım.
I am sick and tired of your screw-ups.
Senin lanet olasıca davranışlarından bıktım usandım ahbap.
I'm getting fed up with your fuckin'attitude!
Dostum, bu adamdan usandım.
Man, I'm tired of this guy.
Senden bıktım usandım artık!
I'm sick and tired of you!
Çünkü bıktım usandım, çünkü bardağı taşıran son damlasın.
Because I'm fed up, because you are the last straw.
Dostum, bıktım usandım.
Friend, I'm getting fed up.
Usandım artık.
I grow weary.
"Bıktım usandım artık."
I can't take it. "
Benim de dinlenmeye ihtiyacım var. "Yetti artık. Bıktım usandım."
Fellas, you ever catch your woman just looking at you but not saying nothing?
Bıktım usandım, yeter artık.
'Cause I'm fucking fed up to my eye balls.
Senden bıktım, usandım.
I'm done fuckin'with you.
Usandım artık onlardan.
But I'm fed up with them coming and going
Homurdanmalarınızı duymaktan bıktım usandım artık.
It's the best thing I've ever done. Some of us think it's better here at home.
Samuray olmaktan bıktım usandım artık.
I'm sick of being a samurai
Bir başarısızlık gibi hissetmekten bıkıp usandım.
I'm so tired of feeling like a failure.
Bir başarısızlık gibi hissetmekten bıktım usandım.
I'm so tired of feeling like a failure.
Çünkü her seferinde duvara toslamaktan bıktım usandım.
Okay,'cause I am tired of banging my head against the wall.
Mantıklı davranmaktan bıktım usandım artık.
I'm sick and tired of being reasonable.
Ben memnuniyetle ederim, çünkü bu defakinden bıktım usandım.
I would love to have another fight, because I am sick and tired of this one.
Ve bunun hatırlatılmasın usandım.
And I'm tired of being reminded of it.
Artık yalanlardan ve kavgalardan bıktım, usandım.
I'm kind of tired of all the lying and the fighting.
Ondan bıktım usandım artık.
I am so sick of him.
Nate'in saçmalıklarından usandım artık. Annemin düğününe gelmemesi beni sevindirmedi.
I'm sick of Nate's bullshit, I hate that he didn't come to our mother's wedding, I'm sick of...
Seninle konuşmaktan bıktım usandım.
I am sick and tired of talking to you.
Kumarından ve şikâyetlerinden bıktım usandım.
I am so fucking sick and tired of your gambling and complaining.
Uh Aptallığınızdan bıktım usandım.
Uh I grow weary of your foolishness.
İnsanların Bay Jefferson'ı hırpalamasından bıktım usandım!
I am sick and tired of people harassing Mr. Jefferson!
Beni annemden kalan ıvır zıvırın üstüne yatmakla suçlamandan artık bıktım usandım.
Hang on, Charlie. You know, I am sick of you insinuating that I stole all that crap Mama left me.
- Bilmiyorum. Judith benim gidip almamı istedi. Onunla tartışmaktan usandım.
Judith asked me to do it, and I just got tired of arguing.
Bak, arkadaş, buralarda daha fazla kalıp kalmayacağını bilmiyorum. Ama senin buraya gelmenden usandım artık.
Look, friend, I ain't sure you wanna be around here... and I'm damn sure we're getting tired of having you.
Tüm bu ölümlerden usandım artık.
There has been enough killing!
Usandım artık.
I'm sick of it.
- Usandım...
- I'm tired...
Bıktım usandım. Sadece mızmızlanıyor ve hiçbir şey yapmıyoruz.
I am tired of just complaining and never doing anything.
Senin kaltağın olmaktan bıktım usandım.
I am so sick of being your bitch.
Bu pisliklerden bıktım usandım.
Tired of this bullshit.
Ve ben ondan bıktım usandım artık!
And I'm so goddamn sick of her!
- Denizde geçen onca aydan sonra yeni arayışlardan bıktım usandım. - Burada krallar gibi yaşayacağız.
- We're gonna live like kings.
Müşterilerimi ayartmandan bıktım usandım artık.
Sick of you poaching my customers.
Ben de senin sulugözlü hallerinden bıktım usandım.
I'm sick of your crybaby bullshit.
Oğluma ne yapacağımı söylemenden bıktım usandım artık.
I am so sick and tired of you trying to tell me what to do with my boy.
Oyunculuk işinden bıktım usandım artık! Başarılı olacağım yok.
I'm so sick of this acting thing, it's just not working out.
Kollarımı kavuşturup, sakince seninle konuşup seni anlamaya çalışmaktan bıktım usandım artık.
I'm tired of standing here, arms folded, speaking softly, trying to get through to you.
Her yerde küp görmekten bıktım usandım artık.
I'm fed up of finding blocks all over the place.
Aman be oğlum, her gün aynı hikaye, bıktım usandım valla.
Same stories over and over again.
Bıktım usandım artık. "
If you make more money than her.
Bıktım usandım artık. "
" You broke motherfucker.
Tanrı bizim gaddarlığımızdan usandı.
God is weary of our atrocities
- Ben bu Spike olayından bıktım usandım.
The pain that you feel
Bu noktaya nasıl vardığımızın hikâyesi o kadar karmaşık ki, bununla seni usandırmak istemiyorum.
The history of how we arrived at that Is so complex that I won't even bore you with it.