Useless Çeviri İngilizce
6,963 parallel translation
O küçük kıza bir utanç kaynağı, değersiz ve işe yaramaz olduğunu söyle.
Tell that little girl she's an embarrassment and worthless and useless.
Bugünlerde zaten hayırsız ayyaşın teki.
He's a useless drunk nowadays.
Ama onlar yaptığım işe yaramaz bileşikler.
But they are useless compounds that I make.
Bundan eminim.
Of that I am sure. The secret is useless.
Göçmenler bir işe yaramıyor.
And the immigrants are useless.
"Kağıt ve İmha Astsubayı" ymış, ne kadar gereksiz olduğunu mu?
"Paper and Shredding NCO", because you're totally useless?
Silahlarımız fayda etmiyor.
Ugh, our weapons are useless.
Onunla daha sonra uğraşıyorlar. Maalesef bazılarını hemen etkiliyor ve o insanlar sizin için işe yaramaz oluyorlar.
Unfortunately, there are some that it takes effect of them immediately, and they basically become useless for you.
Bütün bu konuşma işe yaramaz, tamam mı?
This whole conversation is useless, okay?
Siz ve siz... Mevkileriniz faydasız.
This--you and you- - this whole situation is useless.
İşe yaramaz solak saçmalıkları.
Useless left-handed crap.
Sinir spreyi işe yaramıyor.
Neural spray is useless.
- İşe yaramaz!
It's useless!
Boş hitabetiniz, rüyalarınız yüzünden.
Your useless rhetoric, your vision.
Lewicki bir işe yaramaz, Natalie gitti.
LEWICKI'S USELESS, NATALIE'S GONE.
- Bu şey gereksiz!
This shit is useless!
Plütonyum olmadan hiçbir şey yapamayız.
Without plutonium, we're useless.
Bu işe yaramaz çocukla birşeyler karıştırma.
Don't mingle with this useless boy.
Sizin bu aynanız işe yaramaz.
Your shaving mirror is useless.
Bu e-postalar işe yaramaz. Üstelik bir hafta önce gönderilmişler.
These e-mails are useless, not to mention a week old.
- Onu kırarsan çirkin domuz, sen ve işe yaramaz büyükbaban başka bir haneye yük olursunuz.
Break that, you ugly sow, and you and your useless grandfather can be a burden on some other household.
Burada işe yaramaz.
It's useless here.
- Denize düştüğüne göre artık kullanılması zor olur.
It's useless now that it fell in the sea.
Beş para etmez.
It's useless.
Çok çok hızlı bir şekilde oldukça kalıcı olacak şekilde oldukça kullanışsız olacaktır.
It become quite useless quite permanently very, very quickly.
- Harika biri ama işe yaramaz.
- Great guy. But useless.
" Sapına kadar yararsız.
All I could think was, " He's utterly useless.
Yani tamamen gereksiz bir eleman ve hepimiz bunun farkındayız.
I mean, he's a completely useless appendage, and we all know it.
Sapkın, cinsiyetçi gereksiz bir şey yaptım.
I made a perverted, sexist, useless thing.
- Aspirin işe yaramaz.
- Frye : Aspirin's useless.
Lâkin ölürse, hiçbir yararı kalmaz, ben de güçsüz kalırım.
But dead, he is useless and I am without power.
- Bana bir faydan yok o zaman.
Then you're useless to me, aren't you?
- İşe yaramazsın!
You're useless!
Dinle, ben işe yaramaz değilim!
Listen, I'm not useless!
O kadar işe yaramaz değilim, değil mi?
So I'm not that useless after all, right? Oi!
Hintli erkekler işe yaramazdır!
Indian men are useless!
İnsanım, işe yaramaz değilim.
Human, not useless.
Onu bu kâğıt parçasına yazıyorum çünkü fark ettim ki burada sözler uçup gidiyor.
I'm writing it on this piece of paper because I've found that saying things around here... is useless.
Dışarda işe yaramaz.
He'll be useless out there.
Başarısızlık ancak faydasız bir kibirden gelecektir.
Failure will be because of useless arrogance.
Dünyanın bu hâle gelmesinin sebebi de bu işte ; böyle piçlere acıyor oluşumuz!
This is why this lax and useless pity. That the world is falling apart!
- Onların peşinden gitmek boşuna.
- It's useless to go after them.
Gerçekler acıdır ama işe yaramaz biri.
The truth hurts, but he's useless.
pes et.
It's useless. Give it up.
oldukça fazla işe yaramaz Sen Barbie Dreamhouse fırtınası sürece.
pretty much useless unless you're storming Barbie's dreamhouse.
Neden işe yaramaz şey satmak mı?
Why do we sell something that's useless?
Ona her konuda dürüst olabilirim. Yani bana şantaj yapma planın, senin gibi işe yaramaz.
I can be honest with him about anything, so your little plan to blackmail me is as useless as you are.
Yeteneksizim.
I'm useless.
Buna yaşlanma ve yararsızlık duygusu deniyor.
It's called getting old and feeling useless.
Elbette.
It's useless if I don't.
Ted Chaough tam bir işe yaramaz.
Ted chaough is useless.