Uyanamadım Çeviri İngilizce
86 parallel translation
Üzgünüm, ben... daha tam uyanamadım.
I'm sorry, I'm... not quite awake.
Gece çok kötü uyudum. Endişeliydim, sabah da uyanamadım.
I slept very badly at first... worry, you know, and then overslept in the morning.
Daha uyanamadım bay Pickett... ama neye benzediğinizi görmek için sabırsızlanıyorum.
I'm not quite awake yet, Mr. Pickett. But I can hardly wait to see what you look like.
Daha tam uyanamadım.
I haven't got entirely up yet.
Sabaha dek uyanamadım. Danny Glick'in cenazesinden sonra mı?
This was after Danny Glick's funeral?
Sonra kafama ayasıyla vurup.... beni bayılttı... siz uyandırana kadar da uyanamadım
Then he hit my head with his palm and I passed out until just now when I woke up
Ertesi sabah Uyanamadım...
The next morning I simply could not get up...
Uyanamadım.
I couldn't get up.
Bu komadan asla uyanamadım ve uyanamayacağım da.
I never woke from this coma, and I never will.
- Uyanamadım.
- l couldn't wake up.
Bir türlü uyanamadım.
I just couldn't wake up.
Oh, afedersin, ben... ben sanırım henüz tam olarak uyanamadım.
Oh, sorry I guess I haven't totally woken up yet.
Çok fazla verdiler ve uyanamadım.
They gave me too much and I couldn't wake up.
Daha önce yaptığım gibi kendim uyanamadım.
I couldn't wake myself like I did before.
Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Çünkü uyanamadım.
I don't exactly know what happened'cause I didn't wake up.
Hala uyanamadım, Albay.
I'm still not awake yet, Colonel.
Daha uyanamadım bile.
I'm not even up yet.
Uyanamadım.
I am unable to wake up.
Pardon, uyanamadım.
Sorry, overslept.
Dün akşam bir galaya gitmem gerekti ve sabah uyanamadım.
I had a premiere to go to last night and overslept.
Uyanamadım!
I couldn't wake up!
Bekle, uyanamadım.
Wait, I was half asleep.
Ben uyanamadım.
I couldn't wake up.
Uyanamadım.
I could not wake up.
- Neden uyanamadım?
- Why wouldn't I wake up?
Daha uyanamadın mı?
What?
Daha uyanamadınız mı?
Not awake yet?
Sinemada uyuyakalıp, uyanamadığımızı falan da söyleyebiliriz ama aklıma gelen en iyi şey eve döndüğümüzde babamın uyuyor olmasıdır.
We might have fallen asleep in the movie and not waked up... but the best one I can think of is that Papa had better be asleep when we get there.
Uyanamadığım bir kabusun ortasındayım.
I'M IN THE M I DDLE OF A NIGHTMARE I CAN'T WAKE UP FROM,
Uyanamadım.
- I didn't wake up.
Tanıdığım bir sürü ayyaş dilini yuttu ve bir daha uyanamadı.
A lot of boozers I've knowed... just kinda swallowed their tongue and never woke up.
Uyanamadın mı hâlâ?
Up already?
Neyse, George tam kuyrukta beklerken birden uyuyakalmaz mı? Bir daha uyanamadı, adamcağız.
Anyway, so George is standing in line... getting his free turkey... but the thing is he falls asleep, and he never wakes up.
- Daha uyanamadım bile.
- I'm not even in my body.
Yoksa beynin hala uzun uykusundan uyanamadı mı?
Or is your brain still stuck in its long slumber?
- Uyanamadın mı? - Hayır.
- Couldn't get out of bed?
Uyanamadın mı?
Had trouble waking up?
Hiç uyanamadığım bir kâbus gibi.
It's like a nightmare I can't wake up from.
Bizim geçen gece, kulüpte bu kadar kağıt oyunumuz vardı 4te bitti ve erken uyanamadığımızı biliyorsun
Last night we had such a game of cards in the club.. ... that it ended at 4 AM and you know we can't wake up early.
Üzgünüm. Neredeyse 10 yıl önce öldü 5-6 yıl oldu. Uyudu bir daha uyanamadı.
I'm sorry, but he's been dead nearly ten years for five or six years, and never woke up please burn some incense for him.
İçeri girin lütfen. Uyanamadığım için kusura bakmayın.
Come in, please.
Daha uyanamadın mı?
Not quite awake yet?
- Uyanamadın mı?
- You still dreaming?
Henüz uyanamadım.
You know, I haven't woken up yet.
Üzüntüyle ifade ediyorum ki, anesteziden uyanamadı.
I'm sorry to say she never came round from the anaesthetic.
Ve aleti ona fırlattım. Nedense onu başına koydu. Ve geri geldiğimde, sarsılıyordu ve uyanamadı.
I threw it at him, and for some reason, he put it on, and when I walked back in, he was shaking and he wouldn't wake up.
Uyanamadığım için olmasını engelleyemedim.
I couldn't make it stop...
Tüm bunlar olurken nasıl uyanamadık? Bay Hawkins, başınızı kaldırıp bana bakar mısınız?
How could my wife and I sleep... through it all?
Kafamda bir yerde takılıp kalmış gibiyim ve bir parçam görüyor ve hissediyor... Uyanamadığım kötü bir rüya gibi.
It's like I'm stuck inside my head somewhere, and some part of me sees and feels... it's like a bad dream I can't get out of.
Bir türlü uyanamadığım, karlı bir kâbus gibiydi.
It was like a snowy nightmare from which there was no awakening.
Cinayet, süper kahramanlar odama giriyor... Hayatım, uyanamadığım berbat bir rüyaya dönüşüyordu.
Murder, superheroes breaking into my bedroom, my life had turned into some fucked-up dream I couldn't wake up from.