English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ U ] / Uydurdum

Uydurdum Çeviri İngilizce

1,056 parallel translation
İş bulabilmek için uydurdum.
I really need a job, so I lied.
Pelesenk diye bir hayvan yok muydu, yoksa uydurdum mu?
Well, there is an animal called a balm, or did I dream it?
Onu ben uydurdum, burada yılan yok.
I made it up, there weren't any snakes here.
Kertenkele gölü efsanesini canlandırdım. Bu sahte efsane üzerinden... Canavarın intikam arayışı hikayesini uydurdum
I hired a pair of the most vicious killers to dress up as Xian Jun's ghost and as the monster in red in the Lizard Lake using them as a false front to make up a story about a monster seeking revenge
- O öyküleri uydurdum.
- I made those stories up.
Salak, uydurdum tabii.
No, moron, I made it up.
Ben onu ofistekilerle dalga geçmek için uydurdum.
I've been telling that to everybody in the office.
Kendim uydurdum.
I made it up.
... 3 : 15'e kadar yemekten dönmedi, yani, Vladimir 2 : 30'da aradığında, tekrar bahaneler uydurdum.
... he didn't get back from lunch till 3.15, so when Vladimir rang in at 2.30, I had to put him off again.
Hepsini uydurdum diyelim ve unutalım gitsin ama yine de...
Let's say I imagined it all, and forget it, but...
İşi alabilmek için sahte lisans uydurdum.
I had to dummy a hack licence to take a job.
Belki uydurdum.
Maybe I made it up.
Kesinlikle, çoğunu ben uydurdum.
Exactly... I invented most of it.
- Aslında, uydurdum.
- Well, I made that up.
Şu anda uydurdum.
Just made that up.
Senin Vietnam'da yaralanmanla ilgili bir hikâye uydurdum ve bu işi yapmasını sağladım.
I made up a story... about you being wounded in Nam and he wants to do business.
- Yalanlar uydurdum.
- I'm busting my buns.
- Ben uydurdum!
- I made it.
- Onu ben uydurdum.
- I made that up.
Adını ben uydurdum.
I just invented the name.
Onu kızdırmak için uydurdum.
I made it up to piss him off.
Tiyatroya gideceğim diye bir yalan uydurdum.
I invented a story about going to the theatre.
Uydurdum.
I just made it up.
- Ne? Ben uydurdum.
- I made it up.
Hayır, şu anda uydurdum.
No, I just made that up.
Onlara bir sürü yalan uydurdum.
I fed'em a banquet of bullshit.
Bunu hep beraber barda otururken uydurdum.
I invented, all while we were sitting in the bar.
Ayak bileğiydi. Ve uydurdum.
and i made it up.
Uydurdum.
i made it up.
Ayak hikayesini ben uydurdum, çünkü... Bilmenizi istemedim Artık en iyi arkdaşım değil.
i made up the story about her ankle, because... i didn't want you to know that i couldn't stand my best friend.
Bu tarifi Elizabeth için uydurdum. Çok hoşuna gidiyor.
Well, you see, I invented this recipe for Elizabeth, and, you know, I mean, she really loves it, and, well, it...
Her şeyi uydurdum.
It's all make-believe.
Örümceği ben uydurdum.
I invented the spider.
Düğünde, tuvalette kardeşinle ilgili hikaye var ya, uydurdum.
That story about you and your brother in the can at the wedding, I made it up.
- Hepsini ben uydurdum!
I made the whole thing up!
- Bunun senin için şimdi uydurdum.
- I made that up just for you.
Şimdi uydurdum.
I just made it up.
Belki uydurdum.
Perhaps I did.
Ben uydurdum, bak.
I made it up, look.
Bunu şimdi uydurdum.
I made a funny.
Telefonla ilgili bir bahane uydurdum.
I made an excuse about the telephone.
Ben uydurdum.
I made that up.
Trafik kazasında ölmüş bir ikiz kardeş hikayesi uydurdum, ve asıl annenin o olduğunu söyledim.
And I made up a twin sister, Simone, who died in a car wreck... said she was your actual mom.
"Ürik" zehirlenme, su şişesi hepsini uydurdum.
The uromysitisis, the water bottle I made all that up.
- Güzel şeyler uydurdum!
- I told nice ones!
- Ben uydurdum.
- I made it up.
Bütün hepsini uydurdum.
I faked the whole thing.
Uydurdum Doug.
It's made up, Doug.
Uydurdum.
You know Marcus.
Buraya göre uydurdum.
And I just adapted to here.
Uydurdum.
Well, that was a lie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]