Uyumalıyım Çeviri İngilizce
214 parallel translation
Ben de uyumalıyım.
I need some too.
Uyumalıyım.
I gotta get some sleep.
Yarın maçım var, uyumalıyım.
With Forest Hills tomorrow, I've got to sleep.
Biraz uyumalıyım.
I gotta get some sleep.
Yemek yemeli, uyumalıyım.
I've got to eat, sleep...
Biraz uyumalıyım.
I must get some sleep.
Biraz uyumalıyım.
Get some sleep.
Eve gidip, güzellik uykumu uyumalıyım.
I must go in and get me beauty sleep.
Daha fazla konuşamayacağım, yorgunum. Uyumalıyım.
I can't talk anymore, I'm tired, I've got to go to sleep.
Askerlerle savaşmak için gücümü korumalı bu yüzden karılarım olmadan uyumalıyım.
That is why I must sleep with no wife saving all my strength for a fight against the soldiers.
Ama iyi uyumalıyım.
And sleep good?
Ama şimdi uyumalıyım.
But I need a nap now.
Sanırım bir süre daha uyumalıyım.
I'm going back to bed for a nap.
Affedersiniz ama artık uyumalıyım.
Excuse me, but I have to go to bed now.
Ve şimdi uyumalıyım.
And now I have to sleep.
Üzgünüm canım, ama uyumalıyım, en azından biraz olsun.
I'm sorry, honey, but I've got to sleep, at least a little.
"Tatlım, artık uyumalıyım."
"My sweet, I must off to bed now."
Uyumalıyım!
I'm going to see!
Ama şu anda biraz uyumalıyım.
Except right now I gotta take a nap.
Uyumalıyım.
I must sleep.
Birkaç saat uyumalıyım.
Gotta get a couple of hours sleep.
Biraz uyumalıyım artık.
I should get some sleep, don't you think?
Gidip biraz uyumalıyım.
I've got to get some sleep.
Biraz uyumalıyım.
I ought to get some sleep.
Anlıyorum, ama bende uyumalıyım.
It's all right, but I have to sleep too.
Biraz uyumalıyım.
I should get some sleep.
- Belki de uyumalıyım.
Maybe I'll just go to sleep now, I don't know.
Yakında uyumalıyım, bu yüzden iyi dinle.
I must sleep soon, so listen very carefully.
Ve biraz uyumalıyım.
And I've got to get some sleep.
Yorgunum... Uyumalıyım.
I'm tired.
Bak, anlatmak istediğin ne bilmiyorum ama yarın önemli bir sunumumuz var, ve ben gidip biraz uyumalıyım.
Look, I don't know what it is that you're trying to tell me,..... but we have a very big presentation to give tomorrow, so I'm gonna get some sleep.
Başım. Uyumalıyım.
My head. I gotta sleep.
Bazen kalbim şöyle diyor fare zehrini içip son kez uyumalıyım.
Sometimes my heart tells me... I should swallow rat poison... and sleep for the last time.
Seni seviyorum, ama şimdi uyumalıyım.
I love you, but I got to get some sleep now.
İyi uyumalıyım.
Better get some sleep.
Belki uyumalıyım.
Maybe I sleep.
Uyumalıyım.
Sleep.
Bak, biraz uyumalıyım.
Look, I gotta get some sleep.
Belki biraz eve gidip biraz uyumalıyım.
Maybe I should just go home and take a nap or something.
Biraz uyumalıyım.
I got to, I got to go to sleep. All right.
Şimdi uyumalıyım.
I must go to sleep now.
Bu konuşma için teşekkürler, fakat uyumalıyım, köpekleri gezdirmeliyim.
Thank you for talking this out, but I must sleep. Walk the dogs.
Uyumalıyım.
I need to sleep.
Artık uyumalıyım.
I'm gonna go to sleep now.
Evet, ama ilk önce biraz uyumalıyım ve bu sefer - ben- yatağı alıyorum.
Ah, yes, but first, I must get some sleep... And I get the bed this time, thank you.
Uyumalıyım.
I should sleep now.
Geceleri uyumalıyım.
I have to sleep at night.
Sanırım uyumalıyım. Eğer uyursan, İngiliz esir kampında uyanırsın.
If you sleep, you'll wake up in a British prison camp.
Biraz uyumalıyım.
I've got to get some sleep.
Sanırım hepimiz de gidip uyumalıyız.
I think we should all go to sleep now.
Sanırım, her ikimizde bir miktar uyumalıyız, öyle değil mi?
I think we both could use some sleep, don't you?