Uyumlu Çeviri İngilizce
2,996 parallel translation
Ama o kavgada tam olarak birbiriyle uyumlu makine sayılmazdık.
But in that fight, we weren't exactly a well-oiled machine.
Birbiriyle uyumlu renklerde bisikletleri var.
They have matching bicycles.
Stan bekle, uyumlu olup olmadığını bilmiyoruz. Ne?
Stan, wait, I don't know if you'll be a match.
Neden uyumlu olmasın?
Why wouldn't I be a match?
Pekala, yattığım adamı bulacağız adını öğreneceğiz, sonra onu şuanki zamanda bulup Hayley'nin böbreğiyle uyumlu olup olmadığına bakacağız.
All right, we're just gonna find the guy I slept with, get his name, and then look him up in the present in case Hayley needs his kidney.
Ama önce şu bloknotu düzelt ki sağ dirseğinle masanın kenarı arasıyla uyumlu olabilsin.
But first fix that notepad so it's at a right angle with the corner of your desk!
Ve denemeye başladım beat ile uyumlu, bir şeyler yazmaya Ve ordudan çıkıp eve döndüğümde, DJ olmak da istiyordum, sonra farkettim ki mikrofona beslediğim sevgi daha fazla
And I just started to try to write shit within the beat, and then I came home from the army, and I wanted to be a dj, but I found out I would get more love on the mic.
Benden duymuş olma ama yönetim, taç ve mahkum kıyafetlerinin pek uyumlu olmadığını düşünüyor.
You didn't hear this from me, But the administration doesn't think tiaras And orange jumpsuits are a good fit.
Asla, asla uyumlu değilsiniz!
You're never, never in time!
Asla, asla uyumlu değilsiniz.
You're never, never in time.
Yüksekten düşme ile uyumlu çoklu travmatik yaraları ve şiddetli kafa travması var.
Looks like multiple traumatic injuries consistent with a high-level fall, including massive closed head trauma.
Bu uyumlu elbiseleriyle ne kadar da sevimli olmuş.
Doesn't she look lovely with her matching outfit?
Evet, uyumlu bir senaryoda ki dinleyici gibi.
Yeah, well an audience likes a coherent book.
Mermiyle uyumlu.
Consistent with a bullet.
- Kurbanlardaki bıçak yarası buz kıracağıyla uyumlu.
The stab wounds on the victim's hands are consistent with an ice pick.
Kalp konusunda verdiğimiz test sonuçları döndü ve DNA, Kathryn'le uyumlu.
The test results came back on the heart. And the DNA was a match for Kathryn.
Mükemmel uyumlu.
It's kind of perfect.
Newton uyumlu akresyon uygulamasını kim kullanmıştı?
Who used the Newtonian treatment of accretion?
Başka cevabı olan? Newton uyumlu akresyon?
Anyone else?
Yan tarafta tam uyumlu bir vericimiz var.
We've got the perfectly matched donor right next door.
Siz mükemmel uyumlu bir çiftsiniz.
You're a perfectly matched pair.
Uyumlu doldurulmuş maymun her zaman iyi bir gecenin belirtisidir.
Matching stuffed monkeys is always the sign of a good night.
Yüksek notlar, uyumlu ve sorunsuzdu.
Straight A's, no attitude, no trouble.
O kibar, uyumlu ve notları çok iyi olan bir öğrenci.
He's polite, well-adjusted, and a straight-A student.
Hasta bulguları uyumlu değil.
TAUB ; That's a bad fit.
Bunu lökodistrofi'nin tedavisi olmadığı için değil gerçekten hastanın bulguları uyumlu olmadığı için söylüyorum.
I say that not because there's no treatment for MLD, but because ifs a bad fit.
Eğer karaciğer yetmezliği av şanta yol açarsa olabilir. Fibroz uyumlu.
It would if liver failure opened pulmonary AV shunts.
Hastayla uyumlu.
It fits.
Sadece söylüyorum, hastayla uyumlu.
I'm just saying, it's consistent.
Bu da dünyada bu çocuk gibi tanıyla uyumlu yedi hasta olduğu anlamına gelir.
Which means there's seven people in the world who fit the diagnosis.
Yüz hastayla uyumlu bir tanı arıyoruz sanıyordum.
I thought we were looking for 100.
Lupus, Emily'nin semptomlarıyla uyumlu.
Lupus is consistent with Emily's symptoms.
Öksürükten kan gelmesiyle uyumlu, peki ama pıhtı?
Fits coughing up blood, but a clot?
Hastalık organlara ve sinir sistemine yerleşmiş ise kanda görülmez. Her bulguyla uyumlu, fakat burun kanamasını açıklamıyor.
We wouldn't pick it up in her blood if it's in her organs and nervous system now.
Genel olarak buranın fazla uyumlu bir şirket olduğunu söylerdim.
In general, I would say this is an unusually harmonious company.
Yemek ve seksin birbiriyle çok uyumlu olduğunu söylerler hep.
You know, they say food and sex go hand in hand.
Dinle beni. Çok kısa bir zamandı Bizim koca uyumlu yaşantımızın yıllardır süregelen ve...
Listen to me, the time was so brief it was so brief in the grand scheme of our lives, in the years and years that we have spent together and the time that we have together in the future.
Sadece sen ve yumuşak uyumlu koyunlar mı?
Just you and a herd of soft, compliant sheep?
Halıların perdelerle uyumlu mu? *
Do your carpets match your drapes?
Sol böbrek. Bir zedelenme yok. Kendi bulduklarım ile uyumlu.
Left kidney, no presenting damage, consistent with my original findings.
Tekrar uyumlu birisi olmak istiyorsan...
If you went back to being compliant...
- Kurbanımızın ayağında yalın ayak koşmakla uyumlu küçük çizilmeler var.
- Our victim has micro-abrasions on her feet, consistent with running barefoot.
Gerçek olay yeriyle uyumlu olsun diye, duruşu değiştirilmiş.
She was posed to match the original crime scene.
Yükleme faturasında paket boyutu efedrin kasasıyla tam uyumlu.
Bill of lading lists the package's dimensions as an exact match to the crate of ephedrine.
Yolcuların adı Gardiyanlar'ın kullandığı sahte pasaportlar ile uyumlu.
The names of the passengers match the names on the fake passports used by the Guardians.
Burada arabayı annenin kullandığı yazıyor, ama yaralar direksiyondaki biriyle uyumlu değil.
It says here the mother was driving, but the injuries weren't consistent with being behind the wheel.
Heykelin üzerindeki ile uyumlu bir şey bulamadım.
Couldn't find a match to the bottom of the statue.
Farklı hücre tipleri var. Teratomla uyumlu.
A mix of different cell types, which is compatible with teratomas.
İki zengin çocuğu silah zoruyla alıkoymak da Nick'in şimdiye kadar Wes Clyborn'dan öğrenebildikleriyle uyumlu.
And grabbing up two rich kids at gunpoint fits with what Nick has gotten from Wes Clyborn up to this point.
Bu derece ezilme, yer elması düştükten sonra birisinin üstüne basmasıyla uyumlu.
This level of smushing is consistent with someone stepping on the yam after it was dropped.
- Susturucu ikisine de uyumlu.
Silencer fits both.