Uğramak Çeviri İngilizce
779 parallel translation
Birkaç gün sonra, birliği yakınlardaki bir istasyona nakledildiği sırada Orneval'e iki saatliğine uğramak için üstlerinden izin almıştı.
A few days later, he obtained permission from his superiors to make a two-hour stopover in Orneval, as his company was to report to a nearby station...
Eğer ki bir kaç dakikalığına uğramak istersen seni onunla tanıştırırım.
I will introduce you to him, if you want to come for coffee.
Toplumun hışımına mı uğramak istiyorsunuz?
You wanna be a public nuisance?
Bir yere daha uğramak istiyorum.
I'd like to make one more stop.
Dışarı çıkıp, her yere bir kez uğramak istiyorum.
I wanna go out. Be every place at once.
Ben elçilik uğramak, moruk.
Ich mussen call at Embassy, old man, get my ticket nach London.
Yayıncıma uğramak zorundaydım.
I have to stop in at my publishers.
Tüm ziyaretçiler belediye sarayına uğramak zorunda.
All visitors must report to town hall.
Uğramak istediğim sizdiniz.
I wish to call on you.
Rita istasyona uğramak zorundaydı.
Rita had to go by the station.
Bize uğramak zorunda değilsin.
You don't even have to come around.
Önce eczaneye uğramak, sonra da Elinson'un kızını görmek istiyorum.
I'd like to first stop off at the drug store and then see the Elinson girl.
Yakın zamanda uğramak istedim ama yapmam gereken işler vardı.
I tried to drop around sooner, but I couldn't get off the flypaper.
İki kez kayba uğramak bir şekilde haksız görünüyor.
To have lost out twice seems unfair somehow.
Majesteleri Kraliçe geldiler ve size uğramak istiyorlar.
Her Majesty has just come in and intends to say good night.
Sylvia size tekrar uğramak istiyor.
Sylvia's willing to start back with you again.
Bana uğramak için geldi ve sonra babamla tanıştı.
Hmm, he came to call on me, and then he met my father.
Ama bana verilen konunun ilk paragrafını bitirdim... sadece birkaç dakika uğramak ve doğru yolda... olup olmadığımı öğrenmek istiyordum.
But I've finished the first paragraph of my assignment... and I just wanted to drop by her place for a few minutes... and see if I was on the right track.
Bir Hristiyan tarafından ihanete uğramak, ve bir Berberi tarafından kurtarılmak...
Betrayed by a Christian, saved by a Moor.
Uğramak istedim... uzun zamandır gelmiyorsun, nedenini öğrenmek istedim.
Thought I'd stop by... find out what's the reason that you're not coming around.
Bu belgeye damga almak için bölge ofisine uğramak çok mu zor?
You're breaking the law. Is it so hard to stop by district office to get your passport stamped?
Uğramak istedim açıklamak istiyordum ama size üç kağıt yapmıştım.
I wanted to come round and call on you, but... I'll tell you what, though. I was led up the garden path.
Arada sırada buraya uğramak hoşuma gidiyor Çünkü, Bay Nazerman insan konuşma açlığı hissediyor. Kaliteli konuşma için.
I like to drop in here because, Mr. Nazerman, a man gets hungry for talk.
Düşman saldırısına uğramak iyi bir şeydir.
An enemy attack is a good thing.
Ve bir dahaki sefere bana uğramak istersen, lütfen önce bir telefon et.
And next time you decide to drop in on me like this, please telephone first.
Yani, eğer bir erkek hayatın dikenli yollarında acı çekerek ilerlerken şüpheli ara istasyonlardan birine uğramak isterse, bunu millete pat diye söylemez.
I mean, if a man wants to reach one of them shady way stations along the torturous, spine-busting road of life, he can't be blunt with folks.
Doğrudan sana uğramak iyi değil.
Best not to come direct to you.
Çünkü Führer'in gazabına uğramak istemiyorum.
Because I am not prepared to dispute the Führer.
Uğramak istiyordum da, gelebilir miyim?
I was wondering if I might drop by to see you? '
Sana uğramak istiyordum, ama bayağı meşguldük.
I been meaning to drop by, but we've been kind of busy.
Geçerken uğramak.
Drift.
Plaja giderken uğramak isterseniz, geç yatacağım.
I'll be up late, case you guys wanna stop by on your way to the beach.
Böyle görevde olmadığım günlerde, uğramak isterim.
I like to come out here sometimes on my day off.
- Hayır. Sadece hayatın kısa olduğuna... ve akıllı adamın en az zarara uğramak için hareket ettiğine dikkat çekiyorum.
I'm merely pointing out that life is short... and the smart man hedges his bets.
Çöle gelmeden önceki son han burası. Senin için yola çıktıklarında buraya uğramak zorundalar.
This is the last inn before the desert unless they don't come after you if they do they must rest here
- Saldırısına uğramak mı?
Attacked?
# Uğramak istiyorsanız #
# If you have to come around #
İhanete uğramak gibi.
- I feel betrayed.
Bugün size uğramak niyetinde değildim, fakat Ovchinin'e rastladım.
I hadn't meant to call on you today, but I met Ovchinin.
Dün uğramak istemiştin.
You wanted to drop by yesterday.
Tecavüze uğramak gibiydi!
Just raped!
Biraz yiyecek almak için markete uğramak zorundayım.
I have to stop and pick up some groceries. What do I say?
Tecavüze uğramak istemiyorsun herhalde?
Do you want to be raped? Use it.
Tecavüze uğramak hoşuma gider.
I like being raped.
Hapishane duşunda tecavüze uğramak mı?
Being gang-banged in a shower in the state penitentiary?
Birden böyle uğramak iyi olmayabilir.
I don't know about dropping in like this.
Bir uğramak istedim.
I thought I'd mosey on over.
Postaneye uğramak zorundayım.
I have to stop by the post office.
İhanete uğramak için doğmuşsun.
You were born to be betrayed
Uğramak ister misiniz?
Would you like to come over?
Kasabadan gitmeden önce tek bir yere ugramak istiyorum.
although I do want to make just one stop before we leave town.