Vaktini boşa harcıyorsun Çeviri İngilizce
257 parallel translation
Korkarım onunla vaktini boşa harcıyorsun.
I'm afraid you're wasting your time with him.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time.
Evet. Maalesef vaktini boşa harcıyorsun.
I'm afraid you've just been wasting your time.
- Bak, vaktini boşa harcıyorsun.
- Look, you're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun.
Well, you're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun, Rembrandt.
Your wasting your time, Rembrandt.
Onları dinleyerek vaktini boşa harcıyorsun.
You waste your time listening to them.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You are wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun!
You're wasting time!
Joe vaktini boşa harcıyorsun.
Joe you're wasting your time.
- Dostum vaktini boşa harcıyorsun.
- You're wasting your time, mate.
Hey, Screws, vaktini boşa harcıyorsun
Hey, screws, you're wasting your time.
- Öyleyse vaktini boşa harcıyorsun!
- Then you're wasting your time!
- Ama vaktini boşa harcıyorsun.
But you're wasting your time.
vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time.
- Vaktini boşa harcıyorsun.
- You're wasting your time.
Üzgünüm ama vaktini boşa harcıyorsun.
Sorry, but you're wasting your time.
Ama vaktini boşa harcıyorsun. Çünkü altınları bulamayacaksın.
But youe wast g you t me, oecause you aet goa d t e go d
Ya onu kaçırma kararımızı sorguluyorsun, ki öyleyse, vaktini boşa harcıyorsun çünkü buna oy çokluğuyla karar verdik.
Either you're questioning the decision to kidnap him and if so, you're wasting your time. We voted on it.
Onunla konuşuyorsan vaktini boşa harcıyorsun.
If you're talking to him, you're wasting your time.
Sağol, ama vaktini boşa harcıyorsun, Balki.
Thanks, but you're wasting your time, Balki.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You're just wasting your time.
- Yine vaktini boşa harcıyorsun.
- You're wasting time again.
Vaktini boşa harcıyorsun.
- You're wasting time on him.
Vaktini boşa harcıyorsun güzelim.
- You're wasting your time, babe.
- Çekirdek? Vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time.
Oy hakkı konusuyla vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time on these suffrages.
Bence vaktini boşa harcıyorsun.
But I think you're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun, söyleyeyim.
You're wasting your time, I'm telling you.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time, Rick.
Eğer Greenland hakkında konuşmaya geldiysen vaktini boşa harcıyorsun.
If you've come to talk about Greenland, you're wasting your time.
Gaz ve karbondan başka bir şey yok. Vaktini boşa harcıyorsun.
There's nothing but gases and carbon compounds and you're wasting your time!
Vaktini boşa harcıyorsun.
Wasting your time.
Pekala, vaktini boşa harcıyorsun.
Well, you're wastin'your time?
Sadece vaktini boşa harcıyorsun.
You're just wasting your time.
Vaktini boşa Harcıyorsun.
You're wasting your time.
Çok dramatik, ama vaktini boşa harcıyorsun.
Quite dramatic, but you're wasting your time.
Ölüm tanrısına yalvarmıyorsan vaktini boşa harcıyorsun demektir.
Useless entreaties to a dead God. You're wasting our time!
Vaktini boşa harcıyorsun Gil.
Waste of time, Gil.
Eğer benim de kendimden geçmemi bekliyorsan, vaktini boşa harcıyorsun.
If you're waiting for me to pass out, you're wasting your time.
- Vaktini boşa harcıyorsun.
- Why waste time?
- Vaktini boşa harcıyorsun.
. - You're wasting your time.
Beni susturmak için buradaysan vaktini boşa harcıyorsun.
If you're here to shut me up, you're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun!
You're--You're wasting your time!
İlk soru "Benimle yatar mısın?" değilse vaktini boşa harcıyorsun.
Unless the first question is, "Will you sleep with me?" you're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You waste your time.
Kid, vaktini boşa harcıyorsun! Haydi bebeğim, elinden geleni göster!
Kid, you're wasting time!
O dükkanda, vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting time at that shop.
Vaktini boşa harcıyorsun doktor.
You're wasting your time, Doctor.
Sen de vaktini boşa harcıyorsun.
Waste of your time too.
Beni dinle, vaktini boşa harcıyorsun.
No, I'm not gonna argue with you. Listen to me.