Vanguard Çeviri İngilizce
274 parallel translation
Şİmdi bile savaş uçaklarımız tepenizde kükrüyor istilanın başladığını haber veriyor.
Even now our Messerschmitts are roaring overhead, the vanguard of the invasion.
... mutluluğumuzun mücadelesi için öncü olacağız!
we'll be in the vanguard of fighters for our happiness!
Pek çok ülkede uygulanan eski yöntemler nedeniyle postalar gecikmekte ya da kaybolmaktadır.
Many countries still use outmoded methods but the American postman, always in the vanguard of progress, now has the helicopter at his disposal.
Lider grupta.
He's in the vanguard.
Washizu öncü birliğimi al. Miki, sen de Örümcek Ağı Kalesi'ni. - Efendim.
Washizu take my vanguard, Miki, Spider's Web Castle.
Bu yüzden öncü birliğin kumandanı olma şerefini verdi bana.
Thus he gives me the noble rank of vanguard commander.
Bu öncü kumandan, çevreden gelebilecek oklara karşı savunmasız.
This vanguard commander is vulnerable to arrows on every side.
Öncü birlikleri Prensin babasının intikamını almaya ant içen Noriyasu komuta ediyor.
Noriyasu leads the vanguard, swearing vengeance for the prince's father.
Öncü birimler plana göre hareket ediyor General.
Vanguard proceeding according to plan.
Baltık'taki öncüler General.
Vanguard on Baltic, General.
Öncü raporu, kıyı devriye ışıklarının yerlerinde olduğunu söylüyor General.
Vanguard report coastal navigation lights in position, General.
Evet, bizler klan reformlarının öncüleriyiz!
Yes, we're the vanguard of clan reforms!
Bunlar Başkanın gerçek çocuklarıdır köylü kitlelerinin öncüleri.
They are the true children of the chairman — the vanguard of the peasant masses.
Noyon yakınlarında, General Stummel, yanına öncü birliklerini de alarak yaveriyle çok sayıda esir ele geçirdi.
Near Noyon, General Stummel, taking the vanguard with his troops, with his adjutant, took several prisoners.
Elbette konulduğunda, öncüsü BUPB olacak. Ya da üçlü mızrağı.
although, of course, when they are balpa will be in the vanguard... or the trident.
Biz bu savaşın öncü kahramanlarıyız,... belki de şehitleri.
we are in the vanguard of this holy battle, we are the heroes, martyrs. Let me tell you Without false modesty.
Bizimkisi bir Vanguard Partisi.
Ours is a vanguard party.
Günümüzün uzay araçları da gelecekteki uzay keşiflerimizin öncüleri olacak.
Our present spaceships are the harbingers the vanguard of future human expeditions to the planets.
Carmela ve Paulino, şık varyete gösterileriyle bu akşam burada. Cephede zafer kazanmış öncü kuvvetin önünde bu lirik ve müzikal gösteriyi sizlere sunmaktan büyük kıvanç duyuyoruz. İspanyol müzik salonlarının dünya çapında övgü kazanmış emsalsiz olağanüstü çekici parlayan yıldızı...
Carmela and Paulino, Tip-top Variety... here for the first time and also in the vanguard of the victorious front, have the great pleasure of presenting this extravaganza with that shining star of the Spanish music hall, of worldwide acclaim,
Vanguard ile bu şekilde buluşamam ki!
I can't meet with Vanguard Capital with dog drool on my pants!
Şurada köşedeki kutup ayıları, onlar "Aryan Vanguard" lar.
Those polar bears over in the corner, that's Aryan Vanguard.
Aryan Vanguard hakarete uğradı.
The Aryan Vanguard's been insulted.
Aryan Vanguard'lar, Carlos'u BGA'ya saldırmaya zorlayacaklar.
The Aryan Vanguard's gonna force Carlos to make his move soon on the BGA.
Evet. Leydi Merivel benim önden... gitmemi ve etrafa göz gezdirmeyi istedi.
Lady Merivel desired that I act as a vanguard... and see the lay of the land.
Araştırmanın öncüsü olduğumuzu hatırlatmak isterim size.
I'II remind you we are in the vanguard of research.
Vanguard Taksi'nin numarasını alabilir miyim?
Can I have the number for Vanguard Cab?
"Ama majesteleri... mektubunuzla bana saldırıda bu top atışlarının önüne yerleştirmemi... siz emrettiniz."
'But, Your Majesty! 'Your letter ordered me to place him'at the vanguard of the assault'in front of the cannon.'
Eisenhower onların teklifine kuşkuyla bakıyordu ve Donanmaya, Vanguard adındaki yeni uyduyu yalnızca barışçıl ve sivil amaçlar için üretmek üzere bu işi vermeye karar verdi.
Eisenhower was dubious about their proposals and decided to call on the Navy to produce a new satellite, called the Vanguard, to carry this out for peaceful civilian purposes only.
T.C.S. Vanguard şuan dışarıdaki yolları temizliyor.
T.C.S. Vanguard now clearing outer marker.
Size ve takımınıza, son olarak fırlatmaya çalışltığınız Vanguard rocket fırlatma denemenizdeki üzüntülerimi belirtmek için yazıyorum
I'm writing to offer my condolences to you and your team... on your recent attempt to launch the Vanguard rocket.
Yanımda duruyordu ve beni Vanguard'a çağırdı.
He was standing next to me and he asked me to go to the Vanguard with him, so...
Yalnız mısınız yoksa istilacı bir ordunun öncüleri misiniz?
Are you alone or are you the vanguard of an invading army?
Çaresiz çocuklardan oluşan bir ordunun öncüleri.
Vanguard of an army of helpless children.
Öncü birlikler, entrikaların devamı, çekişmeler, Orionun ateşleri.
The Vanguard, the Continuation of Politics, the Salient Debate, the Fires of Orion.
Tam teçhizatlı bir Barış Muhafız Komuta Gemisinden destek alıyorlar.
They have a vanguard of a full Peacekeeper command carrier.
Acaba burada bulunmanızın nedeni daha büyük bir işgalci kuvvete öncülük etmek midir?
Is your presence here the vanguard of a larger invading force?
Askerler için er tıraşı ve ara sıra da subay tıraşı.
The crew, the vanguard, The junior contour... And occasionally the executive contour.
Hanginiz demokrasinin... özgürlüğün ve yeni keşiflerin öncüsü olacak?
Who among you will be the vanguard of democracy... freedom, and discovery?
Morey'ye az önce bir telefon geldi ve Village Vanguard'da kumar oynaması için teklif geldi yani bu gece New York'a gidiyoruz.
Morey just got a call to play a gig at the Village Vanguard tonight... - so we gotta go to New York. - Wow!
Bu uğursuz ölüm makinesinin keşif koludur.
This is the vanguard of an ominous killing machine.
... böylece Bay Oldman, robotların hakları olduğuna inanan ve insanların egemenliğini reddetmiş bir sosyal düzeni arzulayan kesimlerin büyük desteğini kazanmış görünüyor.
... and Mr. Oldman has gained an amazing amount of support as the vanguard of those who believe in Robot Rights and desire a new social order which denies human supremacy.
Bu kız... tamamıyla etkileyici, tamamıyla elebaşı.
She... is completely influential, totally vanguard.
Henüz erken.Neden Village Vanguard'a gitmiyoruz?
It's early. Let's go to the Village Vanguard.
Dainagon-sama'yı korumak için tüm iyi tanınan kılıç ustalarını hazırladım.
The greatest fighters in the land are your vanguard.
Birbirinizden ayrı ilerleyin. - İleri kolda sizi takip edeceğim.
Advance one field's length apart... and I will follow in the vanguard!
Bay Kinney ile kişisel münasebetimiz, benim Vanguard'daki stajyerlik dönemimden çok daha öncesine dayanıyor.
Mr. Kinney and i had personal relations Prior to my internship at vanguard,
O, gereken şeyin, Amerika'da onun yaptığı gibi özgürlüğün bu aldatıcı görüntüsünü fark edecek ve kitleleri esas gerçeği görmeye yönlendirecek seçkin ve öncü bir grup olduğuna inanıyordu.
What was needed, he believed, was an elite a vanguard who could see through these illusions of freedom just as he had in America and who would then lead the masses to realize the higher truth.
İşte bu öncü grup, kitleleri karanlıktan çıkarıp İslam'ın ışığına yönlendirme görevinden sorumlu olacaktı.
And it is this vanguard group that will be responsible for the task of leading the people out of the darkness and into the light of Islam.
Çünkü kitleler kendi bencil arzularına direnememişti ve o, bu öncü grubun farklı, temiz, tüm bu yozlaşma halinin dışında olup birlikte durmasını ve insanları doğruluğa geri getirmesini istiyordu.
Because the masses had succumbed to their own selfish desires and he wanted the vanguard to be different, to be pure to be standing together outside all of this corrupt situation bringing people back to the truth.
Hapishanede gizlice yazılıp sonra dışarı kaçırılan bir dizi kitapta Kutub'un yükselmesi ve liderleri devirmek için Cahiliye'nin ülkelerini enfekte etmesine olanak sağlayan devrimci bir öncüden bahsedildi.
In a series of books he wrote secretly in prison which were then smuggled out Qutb called upon a revolutionary vanguard to rise up and overthrow the leaders who had allowed jahilliyah to infect their country.
Biz öncüleriz.
We are but a vanguard.