Vapor Çeviri İngilizce
264 parallel translation
Kalıptan ateş ve buhar fışkırır.
The mold pours forth flames and vapor.
"Sevdiğim şeyi tekelime almaktansa, " Zindan kokularında bir kurbağa gibi yaşamayı yeğlerdim. "
I had rather be a toad and live upon the vapor of a dungeon than keep a corner in the thing I love.
Basınçlı vinçlerin sağır edici gürültüsü altında kasaplar ve deri yüzücüler hayvanların kanlarından yükselen gri buhar altında çalışırlar.
To the deafening roar of the pneumatic freight elevators, the butchers and the climbers work under the heavy vapor given off by the blood of the beasts.
Atom buharını da duvardan, tam bana doğru yolluyorlar.
And they blow this atomic vapor right through the wall at me.
Neptün veya Uranüs de olamazdı. İkisinde de hiç gündüz yaşanmazdı ve atmosferlerinde metan gazı ve amonyak bulunuyordu.
They couldn't use Neptune or Uranus, twin worlds in eternal night, both surrounded by an atmosphere of methane gas and ammonia vapor.
- Nereye bakıyorsun sen? Onu yumrukla.
Each new vapor trail shows that another atom has thrown off a fragment.
O korkunç kuvvetin içten yanmalı dizel motordan kaynaklandığını söylüyordum.
I was saying, this overwhelming force is caused by the sudden expansion of compressed oil vapor.
Bu his, geçici buhar gibi, Göründü ve yokoldu. James, yeni vasiyetname.
That fleeting, ephemeral vapor, it appeareth and it vanisheth.
On yaşından daha büyük olmadığı halde, havada gitgide kararan bir duman gibi gerilimin arttığını sezebiliyordu.
Even he, no more than 10 years of age could sense it like a darkening vapor in the air.
Güneş rüzgarı sebebiyle arkaya üflenen buhar kuyruğu oluşturur.
The vapor is blown back by the solar wind forming the cometary tail.
Örneğin, su buharını inceliyor olsaydık farklı bir kızılötesi çizgi grubu elde ederdik.
You'd detect a different set of infrared lines if, say, water vapor were present.
Eğer Venüs hakikaten sırılsıklam bir yer olsaydı, bunu atmosferindeki su buharına ait deseni bularak tespit edebilirdik.
If Venus were really soaking wet, then you could determine that by finding the pattern of water vapor in its atmosphere.
Ama bu deney 1920'li yıllarda ilk kez yapıldığında Venüs'ün atmosferinde, bulutların üstündeki su buharına dair hiçbir ipucu, hiçbir kanıt bulunamadı.
But around 1920, when this experiment was first performed the Venus atmosphere seemed to have not a hint not a smidgen, not a trace of water vapor above the clouds.
Bir miktar azot, biraz su buharı ve diğer gazlardan da vardır fakat hidrokarbonlara dair sadece ufak bir iz bulunur.
There's some nitrogen, a little water vapor and other gases but only the merest trace of hydrocarbons.
Karbondioksit, su buharı ve diğer gazlardan meydana gelen bizimkinin 90 katı kadar yoğun bir atmosfer güneş ışığının girmesine izin verir ama yüzeyden yansıyan kızılötesi ışınların dışarı çıkmasına izin vermez.
An atmosphere 90 times as dense as ours made of carbon dioxide, water vapor and other gases lets in visible light from the sun but will not let out the infrared light radiated by the surface.
Burada, karbondioksit ve su buharı yer kabuğunu donma noktasının üzerinde tutan ılımlı bir sera etkisine sebep olurlar.
Here, the carbon dioxide and water vapor make a modest greenhouse effect which heats the ground above the freezing point of water.
- Tantal ve sezyum buharı.
- Electricity? Tantalum and cesium vapor.
Dur... Uçak izi.
Stop... vapor trail.
Geminin bordasındaydık ve bir tamirat işi için iskeleden güç sağlıyorduk. Bu karışıklıkta birisi iletim hattını kesti ve enerjisiz kaldık.
We received the energy e the vapor of the dock berths, because we were in repairs e in the confusion, somebody cut the energy and the vapor.
Kafamın içi hızla dönen, kozmik buluşlar buharının içinden çıkıp gelen... düşünce düğümleriyle ışıIdamakta şu an.
My mind is aglow with whirling, transient nodes of thought careening through a cosmic vapor of invention.
Bütün bunlara rağmen insanlar işlerine gidiyor. Yağmur hiç kesilmiyor. Ve korku, kaldırım taşları üstünden yükselen buhar gibi yükseliyor.
Despite all this, people go to work, the rain never stops, and fear rises like vapor from the cobblestones.
Delta buhar yanma süresi 3,3 saniye.
Delta vapor burn time 3.3 secs.
Efendim, telemetre raporları, Carillon'un buharlaşmak üzere olduğunu gösteriyor.
Sir, telemetry reports surface of Carillon reaching vapor point.
Bitki buharı içiyor olmalı.
She must have been smoking plant vapor.
Efendim, telemetre Carillonun yüzey sıcaklığının buharlaşma noktasına yaklaştığını rapor ediyor.
Sir, telemetry reports surface of Carillon reaching vapor point.
Metan, amonyak, su buharı.
Methane, ammonia, water vapor.
İnsan deneyiminin buğusunun birleştiriyorum pratik ve mantıklı bir anlayışa
I coalesce the vapor of human experience into a viable and logical comprehension.
Tanrım, gazla uçuyor olmalı.
My God, he must be flying on vapor.
İşte, bu bir B-29 kuyruğu izi.
Well, that's a B-29 vapor trail.
Kalbinin sıkışacağını ne bileyim?
How did I know he would vapor-lock?
- Sakin ol, Ironhide. Havada çok hızlılar.
- Well, I'm tired of suckin'their vapor trail!
Şöhret tıpkı bir buhar gibidir.
Fame is a vapor.
Bak beynim sulanmış olabilir ama.. ... sadece bilmek istiyorum delirdin mi?
L may have vapor lock on my brain... but I just need to know, are you crazy?
19 dakika içinde, bu alan gaz bulutu olacak.
In 19 minutes, this area's gonna be a vapor cloud.
Peki, mezgitin içinden çıkan buhar ne?
So, what's the whiting vapor stuff?
Top dışarı çıkıyor ve geriye birşey kalmıyor som är kvar är ett rökmoln.
It is out of here, and there's nothing left but a vapor trail.
Muhteşem! Şu buhar şeridine baksana!
Look at those vapor trails!
- Üstümüze buhar püskürttün de ondan.
- You sprayed vapor on us.
Birkaç Skrreean çocuğuna kötü kokulu buhar püskürtmüş.
He sprayed several Skrreean boys with a foul-smelling vapor.
Sonra bir kromal buhar bulutu, seni bir meditasyon odasına taşıyor.
Then a cloud of chromal vapor carries you into a meditation chamber.
Onlar beni kromal buhar bulutuna taşımazlar.
And they won't be carrying me on a cloud of chromal vapor.
Eğer ona itaat etmezsek, hepimiz buhar olacağız!
If we don't jack in, we'll all be vapor!
Bazen buhardır, bazen gaz. Ama aslında hep aynı H2O'dur.
Sometimes it's steam or vapor -
Havada asılı kalan yoğunlaşmış su buharı mevcut yaklaşık bir derece Celsius.
There appears to be a condensed suspension of water vapor approximately one degree Celsius.
Bir çeşit enerji buharına benziyor.
Looks like some type of energetic vapor.
İnşaat alanındaki ışıklar, cıva buharlı, 10,000 mumluk ampuller.
Well, the lights they were using at the construction site were mercury vapor, 10,000 candlepower.
Aslında haptaki fosfor vücudunda ölümcül bir kimyasal tepki yarattı ve yeşil buhar şeklinde vücudundan çıktı. Bazıları bunu ruhu sandı.
In fact the phosphorus of the capsule was creating a lethal chemical reaction in her body which emanated from her in the form of a green vapor thought by some to be her spirit leaving her body.
Buhar kilidi yüzündenmiş.
It was just vapor lock.
Buhar kilidi yüzündenmiş.
It was just vapor lock. [Echoes]
Ama buhar kilidi buna dahil değil.
But there's nothing funny about... vapor lock.
- Kesinlikle ot tüttürmüş olmalı.
She must have been smoking plant vapor.