Veils Çeviri İngilizce
113 parallel translation
İki örtü.
Two veils.
- İki örtü mü?
- Two veils?
Örtüm.
My veils.
Yedi tül dansını yapıyor.
She dances the dance of the seven veils.
Ben karşıdaki bir daireye taşınıp da her saat başı Dance of the Seven Veils'i yaparsam görürsün.
Not if I have to move into an apartment across the way and do the Dance of the Seven Veils every hour.
Zengin ve pahalı giysilerle kendilerini donattılar, mavi, mor, kırmızı örtüler ve Mısır'da dokunmuş ince kumaşlarla.
And they adorned themselves in rich apparel and costly array, with veils of blue and purple and scarlet, and fine twined linen wrought in Egypt.
"Vera'nın Yok Olan Giysileri."
"Vera with the Vanishing Veils."
Başlıklarınızı açmayın.
Do not fret about your veils.
- Prenses Salome neyle başardı? - Peçeyle. #
~ Salome did it with Veils ~
Duvağı olan beyaz bir elbise.
A white one, with veils.
O yedi peçe dansını yaparken,..... kızlar sana üzüm yedirip,..... ayak tırnaklarını boyuyorlar.
They're feeding you grapes painting your toenails while she does the dance of the seven veils.
Cehalet perdesi gözlerimin önünden kalktı.
Veils of ignorance were lifted from my eyes.
Yüzyıllar boyu kadınlarımız uzun elbiselerle, şallarla, peçelerle kendilerini gizlediler.
For centuries, our women were covered up with mantillas, long dresses, veils.
Örtü gibi, hafızasına perde çekiyor.
It's like veils shrouding her memory.
Ama bu örtünün kalkmasını bekleyemeyiz.
But we can't afford to wait for these veils to lift.
Daha bir sürü peçesi var.
She's got more veils.
- Daha bir sürü peçen var.
- You got all them veils left.
... ağzı sulananlar ise peçelerini çeker ve bağırırlar.
..others, their mouths watering, pull off their veils and cry.
Bu duvağı taktım çünkü o duvaklara deli olurdu.
I wore this veil because he used to be so crazy about veils.
Girdap ve hortumların içindeki evrenin bazı bölgelerinin içinden... perdelerin içini kaplayan sabah sisi gibi geçen yılların duman ve külü... ve onların sayesinde, filizlenen yıIdız benim meleğim Ariel... parlayan fosfor gibi ışıIdayan izi ile... evrenin bir tarafından diğer tarafına... aynalı gözlerle uçar.
The smoke and ashes of ages past... which hangs like morning mist in veils across the universe... parts in swirls and eddies... and through them, the shooting star, my angel Ariel... flies with mirrored eyes, leaving a sparkling phosphorescent trail... across the universe.
Türkler bize peçe, mücevher, halı, ipek, limon, pirinç, baharat, yağ satıyor.
The Turks sell veils to us, gems, carpets, silk, lemon, rice, spices, oil.
Ve onları saten ipek, kürk, dantel ve kaliteli kadife değerli taşlar, payetler, tüller ve tüylerle donattılar.
And draped them in satin... silk, fur and filigree... clinging velvet... quantities of costume jewelry, sequins, veils... and feathers.
Peçelerimizi gece yarısı takacağız.
We'll put on the veils at midnight.
Bulut aslinda bir gizemi de örter.
A cloud that veils one of nature's secret places.
"Bence ruh bedende hareket eder, ilerledikçe nefes alır olduğundan daha adil görünmek için bahane arar."
"I think the spirit acts on the body, breathes through it," "veils it to make it fairer than it is."
Hızlıca peçesini açtı, kıyafetlerini çıkardı ve.. ... onun karşısına tüm çıplaklığıyla geçti.
She swiftly cast aside her veils, removed her clothing, and appeared naked as the day she was born.
Ben gerçekten 7 peçeli dansı mı yaptım?
Did I really do the dance of the seven veils?
Faslılar Yedi Tül Dansıma bayıldı
Moroccans loved my daring Dance of Seven veils
ve gözgöze gelişler saçları önlerine düşecek ve omuzlarını kapatan örtüleri birden açılacak!
and the meeting of eyes the spread of their tresses and the slipping of their veils!
Sonunda etin peçesini indirmeyi başardın. ... hisleri koruyan tüm engeller ortadan kalktı.
You have broken down the veils of flesh and all the cushions that protect the nerves.
Daha şimdiden düğünümüzü planlıyorlar.
- With veils. My God, they're planning our weddings already.
Hepinizin eğlencesi için... benim Cherishim ve onun üç peçeli dansı.
For the entertainment of all, my very own Cherish and her dance of the three veils.
- Onunların ilgisini çek ve seninle gurur duymamı sağla.
Keep them interested, and make me proud. You've got two veils!
Yedi peçelinin dansını görürsün, Arap bayan havaya yükseliyor. Çinli bayan hançerle çarmıha gerilmiş!
You'll see the Dance of the Seven Veils, the Arab lady levitating, the Chinese lady crucified with daggers!
Elbiselerim temizlemeden geldi mi?
Are my veils back from the cleaners?
7 tül dansını, dans et.
Dance the dance of the seven veils.
Sen ve ben birlikte bir kürk yapacağız... çok yumuşak, çok lüks, her havada çok pratik... öyle ki moda dünyasının gözlerindeki peçeyi yırtacağız... ve adımızı yıldızlara yazdıracağız.
Together, you and I will make a coat... so soft, so luxurious, so practical in any weather... so bad that we'll rip the veils off the eyes of fashion... and write our names in the pantheon of stars.
Fakat bu arada onu haremine kapatan türk bir gün aniden çıka gelir. Ve bu güzel kızın karşısında bütün görevlerini unutup kendini tutkunun kollarına teslim eder.
Oblivious of duty, to satisfy a passion censured here, but not in the Orient, the Grand Eunuch smuggled young Astolphe in under the heavy veils of these houris who fill Mahomet's paradise.
Yaşlı kadına, gizemlere ruhlara, ölülere, onlar beni yutmadan önce sırtımı dönmeliydim.
I had to turn my back on the old lady, On the veils, on the ghosts, On the dead,
Ben duvakları çok severim.
- You're not? I love veils.
Tül ister misiniz?
Would you like some veils?
Çünkü zaman ve mekan üstündeki perdeyi aralayabiliyorum.
Because I can pull back the veils of space and time.
Arab geceleri olmalı. peçeler, İran halıları.
I want Arabian Nights - veils, Persian rugs.
Kadınlar gerçekten çıplak mı çıktı? Peçesiz.
Women really went out naked, without veils?
Yaptığımız kan ayini gözündeki örtüyü kaldırmadı.
The reason our little blood ritual didn't raise any veils for you.
"Gözlerimdeki maskeler düştü."
" The veils have fallen from my eyes.
Politika bir ağ olduğunu söylüyor, politika ağın kötü olduğunu söylüyor okullarımıza sızmak, toplumumuzu ele geçirmek istiyorlardı tüm kadınlarımızın peçe takmasını istiyorlardı ve hakkından gelmemiz gereken işte buydu ve madem kötü olduğunu biliyorduk, onu öldürmeliydik ve böylece ondan kurtulacaktık.
The policy says there's a network, the policy says that network is evil they want to infiltrate our classrooms, they want to take our society they want all our women to wear, you know, veils and this is what we have to deal with and therefore since we know it's evil let's just kill it and that will make it go away.
Sabahın örtüsünün düştüğü yerden, Cırcır böceklerinin şarkı söylediği yere.
Dropping from the veils of the morning To where the cricket sings.
Senin kapalı kapılar ardında açamadığın bir sürü utanç peçesini, ben apaçık mahkemede çekip çıkaracağım.
And I will unveil so many veils of shame.. .. In the open court, you wouldn't.. .. Have opened so many behind closed doors too.
Duvak mı?
- Veils?
Tabii, duvaklarıyla beraber.
With their wedding veils on as well.