English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ V ] / Verges

Verges Çeviri İngilizce

17 parallel translation
Davranışların ahmaklığın sınırında.
I think your behavior verges on the idiotic.
Yakında, farklı büyüklüklerde olan yavaş dalgalar zamanla kısa zamanlı yüksek frekanslı dalgalar olacak... ve biz buna "sınır uykusu" diyoruz.
Soon, apart from the slow waves of irregular amplitude, short series of waves being to appear with a high frequency, so called "verges of sleep".
Yazın o ağır sessizliğinde kapanmış kepenkler, boş sokaklar yapışkan asfalt siyaha çalan yeşil renkli kıpırdamayan yapraklar dükkan vitrinlerinin, sokak lambalarının soğuk ışıklarındaki kış, kafe kapılarında nefeslerden çıkan buğular ölen güdük, kara ağaçlar.
in the heavy silence of summer, closed shutters, deserted streets, sticky asphalt, deathly-still leaves of a green that verges on black ; winter in the cold light of the shop-fronts, the street lights, the little clouds of condensing breath at cafe doors, the black stumps of the dead winter trees.
Güzel konuştun Verges kardeş.
Well said, i'faith, neighbor Verges.
Kendi otlarınızı kendiniz biçin.
- Let them cut their own grass verges.
"Şurada bir yeri de kaçırmışsın." Onun da, çimenlerinin de canı cehenneme.
"You missed a bit there." Fuck him and his grass verges.
Çimleri biçmekten fazla istediğim şey nedir, biliyor musunuz?
Do you know what I'd like to do better than cutting turf and grass verges?
Rahipler ve karıştırdıkları haltlar.
Them and their grass fucking verges.
Bu doğru, toplam gelire bakarsanız neredeyse hazır eve konmak gibi!
True. The cash-flow alone... verges on the indecent.
Verges lafı biraz dolandırır.
Verges, sir, speaks a little off the matter.
Verges iyi bir ihtiyardır ama çok konuşur.
( CHUCKLING ) A good old man, sir, he will be talking.
İyi dedin Verges.
DOGBERRY : Well said, neighbor Verges.
- Ellerini bağlayıp...
- VERGES : Let them be in the hands...
İnanmayacaksın ama duyduk ki, Washington Post Rick Ross'un savunmasında aktif rol oynadığını, olaya dahil olmanın suç ortaklığı teşkil ettiğini ve Rick Ross'la birlikte bu peri masalını anlattığınızı söyleyecekmiş.
And you're not going to believe this, but we've heard the Washington Post is going to say you're an active part of Ricky Ross'defense... that your involvement verges on complicity and that you and Ricky Ross are telling this fairy tale together.
Bu yaptığımız basit konuşma 10 federal yasayı çiğnemeye doğru gidiyor. Buna ek olarak çok sayıda FBI talimatları da var.
Us simply having this conversation verges on breaking around 10 different federal laws, not to mention a host of FBI guidelines.
Oradan genişletebilirler. Kenarı sadece çimenlik.
There's only the grass verges.
Yanımda kal kırılgan bedenim acıyla işkence görürken gerçeğe benzeyen bir acı ve delilik zamanı tozları savurur,... kızgın yaşam alevler içinde kavrulurken.
"Stay by my side " as my fragile body is racked by pain, " which verges on truth...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]