Vey Çeviri İngilizce
318 parallel translation
Çok şanslısınız.
You're vey lucky.
Çok iyiydi.
Vey well.
Çok işin vardı herhâlde.
You must have been vey busy.
Onomichi çok sıcak olmalı.
It must be vey hot in Onomichi.
Çok çalışıyor.
He works vey hard.
İyi o zaman.
Vey well.
Çok güzelmiş.
It's vey good.
Çok şık olur.
It would be vey stylish.
Çok güzeldi.
Vey nice.
Balık çok iyiydi...
Vey good fiish -
Hem Tokyo'ya çok da sık gelmiyorsunuz.
You don't come up to Tokyo vey often.
Neyse, geldiğine sevindim.
Anyway, I'm vey glad you came.
Üzgünüm.
I'm vey sory.
Madem ısrar ediyorsun çok teşekkür ederim, canım.
Must I? Then thank you vey much, dear.
Bizi çok iyi ağırladınız, hepiniz.
You've been vey kind to us - all of you.
Evet, çok şanslıyız.
Yes, we are vey lucky.
Çok mu kötüymüş?
Vey bad?
Sağ olasın.
That's vey good of you.
İyi bir evlât olamadım.
I wasn't a vey good son.
Yalnız yaşarken, günler geçmek bilmeyecek gibi geliyor bana.
Living alone, I feel the days will get vey long.
Vey canına!
Blimey.
Anna.
Oy vey.
Eminim çok lezzetlidir.
I'm sure that's vey delicious.
Yakında burada olacak.
He'll come here vey soon.
Çok kibarsın.
You're vey kind.
Müfettiş, burada pek çok kabadayı misafirimiz var, bize biraz yardım eder misiniz?
Inspector, we've got some vey rowdy guests here, can you give us a hand? I'm at Manuel's place.
Ama sen sıcak suyun içindesin.
But you're in vey hot water.
Çok hisli bir el yazısı.
Vey sensual handwriting.
Oldukça azgın olanlar...
Vey wild ones...
Vantilatörün suya düşmesi çok tehlikelidir.
It is vey dangerous if the ventilator falls into the water.
- Çok hoş... abartıyorsun.
- Vey nice... you eKaggerate.
Çok daha farklı göründüğünü hayal etmiştim.
I had imagined you looking vey differently.
Çok güzeller.
They are vey beautiful.
Hepsi çok seksi.
All vey sexy.
Çok yaşlı Çinli beyler için.
Good for vey old Chinese gentlemen.
Çok iyi.
Vey good.
Sadece iki hayran ve iyi bir öğretmene ihtiyacın var.
You only need ttwo fans and a vey good teacher.
- Oldukça.
- Vey much so.
- Çok naziksiniz.
- You're vey kind.
Son haftalarda polis seninle pek ilgili.
The police has been vey interested in you these past weeks.
Her ikiniz de tuhafsınız.
You're both vey strange.
- Evet, çok yakışıklı.
- Yes, vey handsome.
Hayır, çok uzak değil.
No, it's not vey far.
Oldukça cömertçe.
Vey handsomely.
Gerçekten çok iyi oldu.
That was really vey good indeed.
Bu giysiler sana pek uymadı, değil mi? Önemli değil. Sadece birkaç gün giyeceğiz.
This clothes sure don't fit you vey well, do they?
Çok yaşlıymış.
Vey old.
- Oldukça.
- Vey.
Çok kolay.
It's vey easy.
- Ancak çok acil.
- But it's vey urgent!
Çok iyiydi.
I mean, vey good.