Villas Çeviri İngilizce
383 parallel translation
Ve bu da Alvo'nun villasına adım attığımızdan beri böyle.
And has been since we set foot in Alvo's villa.
Biri geri döndüğünde Yangpyeong villasındansa orada kalmayı tercih edebilirdi, ikinci nedeni de bu.
And I thought that once someone returned she'd like that place better than having a villa in a place like Yangpyung... so that was my second reason.
Gün doğunca, Arkadin'in villasının ön tarafında... İspanya yolculuğu için bekliyordum.
But daybreak, there I was, in front of the Arkadin villa... hitching myself a ride to Spain.
Kafir, Micah, villasına dönmek üzeredir.
The infidel, Micah, is on his way back to his villa.
Villası yandı, artık değersiz?
His villa burned, worthless?
Bir emlakçi bana villa listesi verdi.
- I went to a real estate agent. He gave me a list of furnished villas for rent.
Villaların bazıları tamirat istiyor.
It says that some of the villas aren't in very good repair.
Sanford'ların villasında ne işin vardı?
I figured you had a good reason. What were you doing at the Sanford villa anyway?
- Villayı gözetliyordum.
For three nights, I've been watching one of the villas on your list.
"Silvas villasından uzak dur, benim."
Roughly, it says : Robie, stay away from the Silvas'villa tonight. It's my night to yowl, not yours.
Frank'in villasının perdeleri açılmış.
The curtains are open at Frank's villa.
Kumandanın yakın bir yerde villası vardı, eşi kasabadaki diğer garnizonlarda olduğu gibi, aile hayatının kendi payına düşen görevlerini yerine getiriyordu.
The Commandant has his villa nearby, where his wife does her part to keep up a respectable family life, just like in any other garrison town.
Burası özgürlük villası dostum.
This is Freedoms Ville, man.
8 Eylül'den sonra babasının villasından hiç ayrılmadı.
He stayed at his father's villa after the 8th of September.
Birlikte Paris'e dönmüşler, Passy'deki villaları soyarlarken enselenmişler.
They came back to Paris, and were nabbed trying to burgle some posh villas.
Elimde olan tek şey, villasının adıydı. Villa del Palazzo Reale.
All I had to go on was the name of her villa, the Villa del Palazzo Reale.
Kraliyet Sarayı Villası.
Villa of the Royal Palace.
Kraliyet Sarayı Villası.
Villa of Royal Palace.
Wada, süslü villalara endüstriyel yağ satmada kullanırdık, O saniyede sulara gömüldü.
Wada, we used to haul industrial oil out of here in that cart to sell to the fancy villas.
Gherardini'nin villası nerede?
Where's Gherardini's villa?
Efendim, arkanızdan villanızı yakmanızın zamanı değil.
Sir, this is no time to be burning your villas behind you.
Önce beni sevmediğini söylüyorsun, sonra bir adamın villasında iki gece geçiriyorsun.
First you say you don't love me, then you spend two nights in a man's villa.
Dolores villasının yeni hanımı.
The new mistress of the Villa Dolores.
Dolores villasına birilerini gönderin.
Police, send someone over to the villa Dolores.
Karargâh komutanın villasında acil iş vardı.
He's got urgent work at the Commandant's villa
Medici Villası.
The Villa Medicis!
Decimus, yarın erkenden Sezar'ın villasına gel, Senato'ya dek eşlik et.
Decimus, come to Caesar's villa early tomorrow to escort him to the Senate.
- Burada değilse, Roma'daki villasındadır.
I suppose if it isn't here, it's at her villa in Rome.
Villalar yanımdan bir bir geçip gidiyor.
Running parallel with the villas rushing by.
Ama villasında bir kadın barındırıyor.
But he's keeping a woman at his villa.
Geçen yıl bunların villasında bir olay oldu.
Last year there was a scandal at their villa.
Ailesinin, koyun öbür yanında bir villası var.
His parents own a, um - a villa across the bay.
Yoldaş Saahofun villasımı?
Is this the Saakhov residence?
Rodolphe villasının anahtarını verdi.
Rodolphe is lending me his villa.
Daniel'in anlattıkları üzerine Rodolphe'un villasında antipatik bir kızla karşılaşacağımı düşünüyordum.
From what Daniel had told me, I'd expected another girl whom I'd seen at Rodolphe's, a repulsive pest.
Sam'in villasına gitme vakti geldiğinde kendime ve hatta dünyadaki her şeye karşı çok kızgındım.
When the time came to set out for Sam's villa, I was on edge, furious at myself and the rest of the world.
Madem Rodolphe'un villasına zevk arayışı için gelmiştim niçin bir haftamı daha Haydee ile alabildiğine etkileşimle geçirmeyecektim?
Since I'd come to Rodolphe's in search of pleasure, why not use my one week left to enjoy my interactions with Haydée to the utmost?
- Hayır, San Felice'deki villasına.
No, his villa in San Felice.
La Rebijoye Villasına.
Villa La Rebijoye.
Otelin sahibidir, Fakat kendi villasında yaşar.
He owns the hotel, but he lives in his villa.
Godesberg'deki köşklerin tepesinde uçurtma uçuruyorum, sanıyorsun.
You think I fly kites over the villas in Godesberg.
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.
You will think that we ought to have been very happy and we were but we did not know how happy till the pretty life at Edgecombe Villa was over and done with and we had to live a very different life indeed.
- Bu Kurt Baumer'in villası mı?
Is this Kurt Baumer's villa?
Ben yalnızca lüks, modern binalar inşa etmek istiyorum...
I'd only build villas... very exclusive, modern.
Ailemin La Baule'de bir villası var.
My parents have a villa in La Baule.
Amerikalı'nın villasını kurşunlamışlar.
Shootout at The Americano's villa.
Yazlık villalar.
Vacation villas.
Süper güçler... villalarda ve plazalarda yaşıyorlar... bütün kardinaller kırmızıları giyerek bu evleri terk ettiler.
The marvelous balls... in villas and palazzos... with all those cardinals dressed in red wandering about the house.
Palladio'nun villalarının ön cephelerinin görünümü...
The almost ordered facades of palladio's villas reflect...
- " 60,000 pound değerindeki villasındaki stüdyosunda...
- " Sitting in the sunny studio of his £ 60,000 villa...
Şimdi Baumer'in villasına gideceğiz.
Good, good, good. Now we'll go to Baumer's villa.