Visible Çeviri İngilizce
1,733 parallel translation
Tırnakların arasında gözle görünür deri parçası da yok. Büyük ihtimalle karşı koymamış.
No visible skin under the fingernails, so she probably didn't fight back.
- Küpede net bir iz buldum.
We got a visible print on the earring.
Sağ ol. C-2 omurunda kurşun deliği görülüyor.
The bullet hole is visible now around the C2 vertebra.
Canlı renklerde, görünmesi kolay. Kaçırması imkansız.
They're vividly colored, highly visible, and impossible to miss.
Bağlantı kesim blok kilidi sarı bir bayrak işaret ediyor.
Disconnect block locking indicate a yellow flag visible.
Yani, sanki Hogwarts'ın girişiymiş gibi... oraya tam doğru açıyla bakarsan... onu ancak görebiliyorsun.
Yeah. I mean, it's only visible if you're looking from exactly the right angle, like the entrance to Hogwarts.
Hem örtülü hem de görünür olabilir.
It can be concealed and visible.
Böylece görülebilen biri mi?
Misa Amane visible like this?
Kardeşim, herşey aşikar.
Brother, everything was visible.
Çıplak gözle görünmüyordu. Ama resmi büyütünce acayipti. - Harika olmuş.
Probably wasn't visible to the naked eye, but when we blew the picture up, wow.
- Ama görünür olmayacak mıyız?
But won't we be visible?
Görünür durumdayız.
We're visible.
Sadece bu ikisi insan gözüne görünebiliyor.
It's just these are the only two visible to the naked eye.
Bir polis ekibini evinizin önünde hazır bekletiriz.
We'll keep a be a visible police presence outside your home.
Sıradan bir dövme gibi. Ama sadece UV ışıkta görünüyor.
It's just like a conventional tattoo, but it's only visible under an ultraviolet light source.
Görünürde biri sırtında, diğeri göğsünde ve biri de boğazında olmak üzere üç bıçak yarası var.
THERE ARE THREE VISIBLE WOUNDS - - ONE IN THE BACK, ONE IN THE CHEST, AND ONE IN THE THROAT.
Bilemiyorum, sanki kalp bir darbe yemiş gibi.
I don't know, like a blow to the heart. A visible blow.
Elimizde Provenza'yla olan bağlantısından başka bir şey yok.
no visible signs of anything, except a relationship with Provenza.
Kenarlar bulanır ve ince detaylar görünmez olur.
Edges are blurred and fine details are no longer visible.
Parmak izi yoktu ama kanlı bir desen izi buldum.
No visible prints, but I did find a bloody pattern on one of the pieces.
Bütün goblinler kurtçuklarından arınmalıdır.
All goblins must be free of visible worms.
Görünür bir yarası yoktu.
She didn't have any visible cuts.
Gündüz yapacağız, sadece iki güvenlik kulesi tarafından görünür olacağız.
We do it in the day, we'll only be visible to the two guard towers.
Görünen bir yarası yok.
No visible injuries
Hayır, sadece görünen yüzündekiler.
No, just the visible side.
Kameralara görün.
stay visible.
Gözle görülebilir ve somut bir cemiyettir.
It is a visible, palpable community.
Pili biter ve dört saate kalmaz görünür olur.
The batteries will wear out, and it'll be visible in four hours.
Yarayacak, görünmez bir ruhu görünür yapmanın tek yolu bu.
It will. There's only one way to make an invisible soul visible.
İnsanların her zaman bana baktıklarını hissediyorum inancımı neden böyle görünür biçimde ifade ettiğimi merak ediyorlar.
I feel people staring at me all the time, wondering why I would make such a visible statement of my belief.
Resmi belgeniz yok, kimliğiniz yok, rozetiniz görünmüyor, Ve ayrıca beni geçmeye çalışırken yanlışlıkla göğüslerimi dikizledin.
You have no documentation, no ID, your badge isn't visible, and you accidentally grazed my boob when you tried to walk past me.
Sadece görünmeyeceği bir yere koy.
Just put it in a place not visible.
Bu durum güneş sistemindeki en geniş alanda görünen cismi oluşturur Jüpiter'den 500 kat daha büyük devasa bir gaz bulutunu.
It creates the largest stationary visible object... in the solar system... a massive gas cloud 500 times the size of Jupiter.
Bu, güneş sisteminde kalıcı olan en büyük görünen gaz bulutunu oluşturur.
And they form the largest visible cloud of gas... that's permanently in the solar system.
Eğer gökyüzünün bir resim çeker ve bir saat bekleyip gökyüzünün başka bir resmini daha çekerseniz gökadadaki hiçbir yıldız hareket etmeyecektir ancak dış güneş sistemindeki uzak nesneler iki resim arasında görünür bir miktar yer değiştirecektir.
So ifyou take a picture of the sky... and you wait an hour... and you take another picture ofthe sky... none of the stars in the galaxy will have moved... but distant objects in the outer solar system... will displace by a visible amount... between the two pictures.
Onlar çok çok uzaklardan görülebilen şeyler.
They're the things that are visible from very, very far away.
Bu görünen maddenin kümelendiği omurga.
It is the backbone around which the visible material is clumping.
Alet, görülebilir ve kızılötesi ışık kullanarak Valles Marineris adlı devasa kanyondaki eski sıvı haldeki su izlerini arayacak. Burası Olympus Mons volkanı tarafından yüzeyin yarılmasıyla oluşmuş.
Using visible and infrared light... the instrument has been scanning for evidence of ancient liquid water... in Valles Marineris, a massive canyon system... ripped into the surface by the volcano Olympus Mons.
Hepsi de ünlü çünkü seksiler ve göz önündeler.
They're all famous because they're hot and visible.
Ama karanlık... görünürken. "
"But rather darkness visible."
Odada incelenen her nesne, çok ustaca hikayeler anlattı. Dwight Dixon'ın ruhu, doğrudan ve öylece vücudunu terk etmesine rağmen, kanıtların yetersizliği bu adamın eceliyle öldüğünü gösteriyordu.
Every item scrutinized in the room told a story precisely crafted for, despite the fact that Dwight Dixon's life had simply gotten up and left him the lack of visible signs of trauma told a far more logical tale of a man who had simply died of natural causes.
- Ceset gördüğü için şokta olabilir.
- Visible trauma to the corpse. - No, I don't think so.
Pazılar 40 santim ya da daha fazla, karın kasları tuğla gibi, hatta yandaki dişli kaslar bile görünüyor.
The bicep is up to 16 " or so, full six-pack of abs, even got serratus muscles visible on the side.
Yıldızları daha iyi görebilmek için buraya geldim.
I came because the stars are more visible here.
Bir ev. İlanı terasa yerleştirmeliyiz. Yukarıda her taraf gözüküyor.
This one... a hoarding on the terrace... will be visible from the fly-over.
Doğrusu, sahada delik yaraları ile ilgili çok tecrübe yaşadım. Akciğerlere atılan koca bir mızrak diğer tarafta 15 cm'lik görülebilir bir delik yaratmaz.
In fact, I've had a lot of experience in the field with puncture wounds, and there's no way a giant dart to the lungs creates a 6-inch hole visible from the other side.
Kameranın yönünü değiştirdi, böylece görünmez olacaktı.
He tilted the camera so that he wouldn't be visible.
Ve bu işlem sırasında Ada kısa bir süreliğine dış dünya tarafından görünür hale geldi.
And in the process... made the island visible to the outside world
Edward'dan resmin bir bölümüne yoğunlaşmasını istedim. Buradaki bölge. Ve sonrada zooma zoomlamasını.
I asked Edward to concentrate on one portion of the scene, this area here, and then, a zoom on the zoom... in this case, a face, just barely visible in the shadows, becomes this.
Eğer tavşan serumundaki antikorlar insan kan hücreleriyle reaksiyona girerse iki sıvının buluştuğu lamın ortasından geçen gözle görülür bir çizgi oluşmalı.
So if the antibodies in the rabbit serum react to the human blood cells, then a visible line should appear across the middle of the slides when the two solutions meet.
Bir de anneme.
Today we can offer you plots on the visible side of the Moon near the Sea of Rains And one for my mother.