Vulgar Çeviri İngilizce
956 parallel translation
Ne kadar kaba ve iğrenç!
How vulgar and repulsive.
Sek cin çok görgüsüzce olur canım...
Oh, straight gin is so vulgar, my dear...
Yanında da o geveze, kaba adamı mı?
And that noisy, vulgar man?
Hâlâ Robert'in evlenmek için çok genç olduğunu düşünüyorum ve bayağı bir aileden fakir bir kız ile olmasından korkuyorum...
I still think Robert's too young to marry, and I was afraid some cheap girl of vulgar family...
- Adileşme.
- Don't be vulgar.
- Hayır, iş kadar basit bir şey değil.
- No, nothing so vulgar as business.
Eğer genç bayanlar kendini tutmaktan yoksun kaba gösterilerini bitirdilerse derslerimize başlayalım.
If you young ladies have finished with you vulgar display of lack of restraint... we will begin our lessons.
Bütün ulusların güçlendiğini gördüm... ama bilgelik yoluyla değil, bayağı tutkular ve yok etme arzusuyla.
I saw all the nations strengthening not in wisdom, but in the vulgar passions and the will to destroy.
- Bayağı.
- And vulgar.
Atlanta'nın en büyük ve en gösterişli yüzüğü seninki olacak.
You'll have the biggest and most vulgar ring in Atlanta.
- Güzel. Size bahsettiğim adam, Sör Humphrey Birdkin, radikal düşüncelere sahip.
It is the individual I spoke, Sir Humphrey Birdkin a vulgar radical.
Düdük size çok mu görgüsüz geldi?
Bugle too vulgar for you guys?
Pekala çocuklar, finansal meseleleri sizinle ele alalım.
Well, children, I have some vulgar financial matters to take up with you.
Terbiyesizler.
Vulgar.
Çok kaba bir düşünce!
Such is the vulgar opinion, sir!
Ekmeğimizi nasıl kazandığımızın basit detaylarını anlatmak sadece değerli zamanımızı harcamak olur bu yüzden bunu yapmayalım. "
"... it would be wasting precious moments... "... if we told each other the vulgar details... "... of how we earn our daily bread, so don't let's do it. "
Kabalaşma, Jean.
- Don't be vulgar, Jean.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
All of you, stop that vulgar shouting out of windows.
- Hey, seni terbiyesiz...!
- Hey, you vulgar...!
- Ne kaba ir tabir bu baba!
- Father, what a vulgar term!
Alçak, zalim bir burjuva!
a low, vulgar, bourgeois!
Bayağı ve şovenlik kokan hareketler...
Of all the loud, vulgar, flag-waving...
Bunu, senin bir "kancık" olduğunu düşünen aç gözlü ve kaba, ikinci sınıf bir dedektifin yanına bırakacağımı mı sandın.?
Do you think I'm going to leave it to the vulgar pawing... of a second-rate detective who thinks you're a dame?
Sevgili Richard, böyle kaba tabirler kullanma.
- My dear Richard, don't be vulgar.
Bu durumun tarifsiz derecede bayağı göründüğünden eminim.
I'm sure that the whole situation must seem inexpressibly vulgar to you.
Kabalığa gerek yok.
There's no necessity to be vulgar.
Artık, Bayan Hamilton gibi görgüsüz zenginlerle görüşüyor.
He now consults with the vulgar rich, like Mrs. Hamilton.
Şamatacı, görgüsüz kızları almazlar.
They don't hire any loud, vulgar girls here. What makes you think they'll start?
Sadece bayağı bir espriydi.
Well, it was just a vulgar little joke.
Hayat, kolaylıkla kötü ve acımasız bir hale dönüşebiliyor.
Life can so easily degenerate into something sordid and vulgar.
Daha çirkin, daha kirli... daha vicdansız ve daha kaba kimseler.
The uglier and the dirtier they are, the more unfair and vulgar they are,
Yalnızca adi insanlar araştırır. "
Only vulgar people probe. "
Teklifsiz ol, bayağı olma.
Be thou familiar but by no means vulgar.
Çocukça... Basit ve tamamen özensiz.
Childish... vulgar...
Basitlik, adilik, bayağılık.
The common, the vulgar, and the trite.
Bu bayağı kavgayı uzatmanın anlamı yoktu bu yüzden daireme döndüm.
There seemed no point in prolonging this vulgar brawl so I returned to my apartment.
Her zaman kaba olmak zorundamısınız Bay Cohill?
Must you always be so... So vulgar, Mr. Cohill?
Dedikodu için olan bu görgüsüz arzunuza cevap vereceğim.
I'll satisfy this vulgar craving for gossip.
Öyle çirkin bir şey değil.
Oh, nothing as vulgar as that.
Bana adi, şırfıntı... ve ahlaksız demişler.
They call me lewd, immoral, and vulgar.
Zamanında savaşla ilgili kötü bir yorum yapan General Sherman yok muydu?
Wasn't there a General Sherman or somebody who once made a vulgar comment on war? Yeah.
Adi birinin tekisin, ama sonun geldi tatlım.
You're a vulgar piece, but the end for you, my dear
Krallık çiçek tarhını bu iğrenç şeyle boyamaya cesaret eden kimdir?
Who dares to paint with vulgar paint the royal flower bed?
Michiko kocan kaba biri.
Michiko... your husband's a vulgar fellow.
Bazen çok kaba ve aptal oluyorsun.
You can be so oafish and vulgar.
Kaba bir ifade veya davranışa dayanamadığım gibi,.. ... çıplak bir ampule de tahammül edemem.
I can't stand a naked light bulb any more than I can a rude remark... or a vulgar action.
Hatta bu papağan Bay Kowalski'den bile daha çok küfür biliyormuş..
This old maid, she had a parrot that cursed a blue streak... and knew more vulgar expressions than Mr. Kowalski.
"Domuz, Polonyalı, iğrenç, kaba, yağlı"
Pig, Polack, disgusting, vulgar, greasy.
İnsanlar çok kaba.
The people are so vulgar.
Bağışla beni hayatım, bu küçük oyunları unutmuşum, evliliğin cennette ayarlanmadığını herkes bilir.
- Forgive me, my dear. I forgot that once accepted, it's vulgar to suggest marriage isn't arranged in heaven.
- Terbiyesizlik yapmayın.
- Don't get vulgar, Ravelli.