Vurma Çeviri İngilizce
2,597 parallel translation
Yapacaksan bari yüzümden vurma, yalvarıyorum.
If you're gonna do it, then not in the face, please.
Vance'ın vurma emrini Martin vermişse Carlos Salavar'a ulaşmış olmalı.
Look, if Martin ordered the hit on Vance, he must have reached out to Carlos Salavar.
Oyunculuk açığa vurma ve ifade etmeyle ilgilidir.
Acting is revealing, expression.
Bu uyuşturucu satıcılarının Pierce'ı vurma sebepleri ırkçı olması değil.
These drug runners aren't gonna execute Pierce because he's racist.
Lütfen vurma bana.
- Please don't hit me. - I-
- Lütfen vurma daha fazla.
- Don't hit me anymore.
- Tamam, suratıma vurma ama.
- Okay, don't hit me in the face though.
Beni vurma.
Just don't hit me.
Kimseyi vurma, tamam mı?
Look don't shoot anybody, okay?
Linda Walling'i vurma emrini Gibbons mı verdi?
Gibbons ordered the hit on Linda Walling?
Tüm derdini benim üstüme kusuyor "Üstünden gel", "Vur", "Vurma".
All he ever did was complain to me... "stand tall," "box," "don't punch."
En azından babanı vurma imkanın oldu.
At least you got to shoot your father.
Vurma olayıyla ilgili pişmanlık duyuyor musun?
You having any second thoughts about the shooting?
Tabii, annen benden nefret ediyor. Kapıyı böyle vurma, lütfen!
Of course, her mom hates me Do not slam the door, please!
Kapıyı böyle vurma demiştim!
I'm just saying he does not..
Taç giyme töreninin en kötü yanı sana bir daha vurma şansımın olmamasıydı.
The worst thing about your coronation- - I'll never get to hit you again.
Sert vurma.
Don't shoot so hard.
Sakın ona vurma!
- Fight, fight, fight. - Sean, don't hit him!
Evet dönüşten sonra, kürekle vurma olayı.
After homecoming, the shovel, the trial.
- Bu şeyden nefret ediyorum McGee. - Sakın vurma!
I hate this thing, McGee!
Vurma bana!
Don't hurt me!
Baba, yalvarırım vurma!
Papa, please stop!
Vurma konusunda biz kazanırız.
Look, we should win on the shooting.
Ördek vurma sezonu da başlar yakında.
Oh well, duck shooting season starts soon.
Yattım, yattım, yattım. Vurma bana.
Down, down, down.
Yüzüme vurma.
Don't rub it in.
Çocuklarıma bir daha sakın vurma.
Don't ever hit one of my kids again.
JoJo'ya vurma videonu izleyelim.
We should look at the video of you hitting JoJo.
Sekiz numaralı topa vurma sırası bende!
It's my turn to shoot the eight ball!
Bazıları için, vakit geçirecek bir yerdir diğerleri için, kendini açığa vurma yeridir.
Addons For some, it is place to disguise... Addons For others, it is a place where, revealed himself to them i.
Lütfen, sadece başka herhangi birisini vurma, Senin her dediğini yapacağım.
Please, I'll give you anything you want, anything you need.
Lütfen, başka herhangi birisi vurma, başka herhangi birisi vurma.
Just don't hurt anyone else, please, don't hurt anyone else.
Evet, Maggie ve Cueball'ı da sırf onları eğlence için vurma diye bırakıyorum.
Yeah, that's why I'm leaving Maggie and Cueball - - so you don't do it just for laughs.
Dramaya vurma işi şimdi?
Oh, stop being so dramatic.
Bildiğiniz üzere General Eisenhower o uçağa binerseniz sizi vurma emri vermişti.
As you know, General Eisenhower's orders are to shoot you if you try and get on a plane.
Hazır mısınız büyük "Ölü Vurma" turnuvasına?
Are you ready... for the grand "Shoot the Dead" tournament?
On birinci delikteki direğe ya da kanala vurma... eğimin önünde, hain bir sırtı vardı.
Don't hit a pass or pin on the 11th ; it has a wicked back to front slope.
Vurma!
Strike!
Boş Mike! Vurma bana.
It's empty, Mike!
Olumsuz, Marcus'u vurma şansımız var.
Negative. We have a shot at Marcus.
Hayır, vurma sakın!
No, don'tshoot.
Yüzüme vurma.
Not in the fucking face.
Wade, ona sopayla vurma lütfen.
Wade, don't hit him with a stick, please.
Vurma emrini kimin verdiğini asla öğrenemeyeceksin sanırım ya da Kate'i kimin öldürdüğünü...
I guess you'll never know who ordered the shooting... Or who killed Kate.
- O zaman sakın vurma.
- Oh, then please don't. Okay.
- Buluşma günümüze "çekici vurma zamanı" denmesinden rahatsız olan sendin.
- You're the one that complained that "hammer time" was dated.
- "Çekiç vurma zamanı" ndan bir hediye.
- The gift of hammer time.
Beni elektrikli silahınla vurma kardeşim!
Don't tase me, bro!
Vurma!
Do not shoot!
- Charlie Brown'un futbol topuna vurma girişimi gibi.
Unh-unh, Charlie brown with the football.
On ikiden vurma ihtimalim ne kadar az biliyorsun.
The chances of me hitting that bull's-eye are very, very low.