Walnuts Çeviri İngilizce
294 parallel translation
Cevizleri kırdın mı?
Are you done cracking the walnuts?
Bu yüzden ceviz kırdım.
That's why I cracked the walnuts.
Evime gelip bana ceviz kırdıran sen misin?
Are you the wife who came to my house and made me crack walnuts?
Burada Ruslar var. Cevizlerin ardında.
Here are the Russians, behind the walnuts.
Beryl'e bir kaç yemek tarifi kitabı getirmesini söylemeni istedi. Ceviz turşusu falan.
Well, she wants you to remind Beryl to bring some recipe book - pickling walnuts or something.
Anımsıyorum, çünkü karımın yapacağı pasta için ceviz kabuklarını ayıklamasına yardım ediyordum.
I remember because I was helping her shell walnuts for a cake she was making.
Belki Aralığın 9'unda evde ceviz kabukları ayıkladığın konusunda da yanılmışsındır.
Maybe you're wrong about being home shelling walnuts for your wife on December 9.
Ceviz olduğundan emin misin?
You sure it was walnuts?
Ceviziniz var mı?
Do you have any walnuts?
Saverio, Ben ceviz almaya çıkıyorum.
Saverio, I'm going out to buy the walnuts.
- 800 sandık kabuklu ceviz, Titanik.
- 800 cases shelled walnuts, Titanic.
- Wallnuts ( ceviz ).
- Walnuts.
Motorları ceviz kadar olan bu boyutta gemiler.
Scotty, engineering advances, vessels this size, with engines the size of walnuts.
- Ceviz sever misin?
- You like walnuts?
Yine cevizlerimi yemiş.
That boy done bitten my walnuts.
Takas için bu cevizleri getirdim.
I brought these walnuts to trade.
Hanımlar, bugün Crenshaw kavununda, İngiliz cevizinde... ve avokadoda özel indirimlerimiz var.
Ladies, we have specials today on crenshaw melons, English walnuts and avocados.
... pekan ve ceviz sever... ve şu küçük peynirli çerezlere de bayılır... öyle değil mi, sevgilim?
And he loves pecans and walnuts and he simply adores those little cheese footballs, don't you, my darling?
Kereviz, elma, ceviz, üzüm!
It's celery, apples, walnuts, grapes!
Kereviz, elma, ceviz, üzüm! - Evet!
It's celery, apples, walnuts, grapes!
Komediye bak!
Walnuts!
belki de açıklamalıyım... normalde kerevizlerimiz ; lahanalar, soğanlar... cevizler ve üzümlerle birlikte çarşamba günleri geliyor... - Ama bu hafta, şoför...
Perhaps I should explain, we normally get our celery delivered on a Wednesday, along with our cabbages, onions, walnuts, grapes...
Cevizlere yardım etmeyi deneyin.
Try help walnuts.
Cevizlerini parçalamak üzereyim.
I'm about to crush your walnuts.
Cevizlerimi götürüyorum buradan.
I'm about to get my walnuts outta here.
Bir de televizyon tamir edip, alnınla ceviz de kırabilseydin benim eski kocam olabilirdin.
If you could fix TVs and crack walnuts on your forehead, you could be my ex-husband.
Cevizi böyle yemeyi seviyorum.
I like my walnuts that way.
Kabak tatlılı mı, sız mı?
With or without walnuts?
Kreplerimin yanında fırınlanmış elmalar, kuru üzüm, ceviz ve üzeri hafifçe serpilmiş tarçın istiyorum.
I WANT CREPES WITH BAKED APPLES, RAISINS, WALNUTS SLIGHTLY SPRINKLED WITH CINNAMON
Ceviz de olsun.
And walnuts, too.
Hayır, fıstık değil, ceviz.
Not peanuts. Walnuts.
Ceviz yerine de badem olsun.
And almonds instead of walnuts.
Taze cevizler dilinde çiğ bir tad bırakır ve bu hala böyle...
Fresh walnuts made its tongue raw, and they still do now.
- Cevizleri onun suratına fırlatabilirsin.
- You could crack walnuts on her face.
G.tünde ceviz kırabilirsin.
You can crack walnuts on her ass.
Yarım bardak ceviz.
Half a cup of walnuts.
Ardından yulafla çırpılıp, ceviz ve çörekle dolduruluyor.
Then they roll it in oats. And stuff it full of walnuts and hot rocks and a spice cookie.
- Ceviz.
- Walnuts.
- Ceviz mi?
- Walnuts?
- Bir avuç dolusu cevizle mi?
- With a handful of walnuts?
- Evet, bir avuç dolusu cevizle mi?
- Yeah, with a handful of walnuts?
Ceviz mi?
Walnuts?
Sadece laboratuvardaki çocuklara söyle, o cevizlerdeki parmak izlerini sabah sekize kadar bulsunlar çünkü Big Boy'u mahkemede istiyorum.
Just tell the boys in the lab, fingerprint those walnuts
- Cevizi seviyorsun, değil mi Big Boy?
- You like walnuts, don't you, Big Boy?
Bir sürü insan ceviz sever.
A lot of people like walnuts.
- Senin için iyi uyuyabileceğin fakat ceviz servisi olmayan bir yerimiz var. - Seni yarım saate kadar alırız patron.
- We got a nice place for him to sleep where they don't serve walnuts.
Big Boy Caprice'in parmak izleri bu cevizlerde değil Tracy.
Big Boy Caprice's fingerprints are not on those walnuts, Tracy.
Öncelikle diğer oyunculardan biri badem diğeri de ceviz.
- My co-stars are almonds and walnuts.
O cevizleri ve motorsikletleri çok sever
He really loves walnuts and motorcycles.
Ceviz, peynir...?
Uh, walnuts, cheese...
Ceviz.
Walnuts.