Want Çeviri İngilizce
779,500 parallel translation
Tamam, annemin sorumluluğun bende olduğunu söylediğini duydunuz. O yüzden bir kaç kural belirlemek istiyorum.
Okay, now you heard mom say I'm in charge, so I just want to lay a few ground rules.
Diğer adamların önünde bana biraz para verde kendini biraz güçlü hisset.
You want to hand me some cash in front of the other men so you feel powerful?
Hepimiz senin yanına oturmak istiyoruz.
We all want to sit next to you.
Arkadaşlarımı getirmek istememin sebebi benden fazla ilgi duyulacaklarını düşünmemdi.
I'm so stupid. The reason I didn't bring my friends is'cause I didn't want'em hogging the spotlight.
O yüzden dinle, hepinizi babanızın büyük maçını izlemesi için burda istiyorum.
So listen, I want all you guys to drive up to Boston this afternoon to see your father play in the big game.
O korkunç, aşağılık ve bir daha benle ilgilenmesini istemiyorum.
She's scary and mean, and I don't ever want her to be in charge of me.
Tutmak isteyeceksin.
You're gonna want to hold onto it.
Biraz yardım ister misin?
Do you want a little help?
Ben sadece seni istemedim Eşyalarımı karıştırmak.
I just didn't want you messing with my stuff.
! Bizi burada istemiyor!
He doesn't want us here!
İki kişiye vermek isterim.
Might want to give it about two.
Oh, hayır, bekle. vermek istiyorum Küçük adam yemek için bir şeyler.
No, wait. I want to give the little guy something to eat.
Belki de istediğim şeyleri elde etme becerimi hafife alıyorsunuzdur.
Perhaps you underestimate my ability in obtaining the things that I want.
Yok olmak istiyorum.
I want to disappear.
- Ama dinle, istiyorsan...
But listen, if you want... - Fuck!
Ne istiyorsun?
What do you want?
Kimsenin acı çekmesini istemiyorum, bu yüzden sana karşı açık olacağım.
I don't want anyone to have to suffer. So I'm gonna be straight with you.
Schwentke'yi o kadar çok istiyorsan onu alabilirsin.
If you want Schwinkie that bad, you can have him.
Bir sonraki hamleni çok dikkatlice düşünmeni istiyorum.
I want you to think very carefully about your next move.
Sadece olanları konuşmamızı ve ikimizin de ortak yararına bir sonuca varmamızı istiyorum.
I just want us to talk about what happened and come to a mutually beneficial conclusion.
Kaza yapmamı mı istiyorsun?
You want me to crash?
Yemek ister misin?
Do you want some food?
Beni gerçekten istemedi.
He didn't really want me.
Ama gerçekten onu suçlayamıyorum çünkü ben kendimi ister miydim sahiden bilmiyorum.
I can't really blame him'cause I don't know if I want me.
Sadece bilmek istediğim tek bir şey var.
There's just one thing that I kind of want to know.
Bence bana söylemekten korkuyorsun çünkü bu doğru ve çünkü seni sevmemi istiyorsun.
I think you're afraid to tell me because it's true and because you want me to like you.
Nedenini bilmek ister misin?
Do you want to know why?
Bak, polisleri buraya çağırmak istiyorsan böyle bir şey olmayacak çünkü bu kadar uzakta telefonlar çalışmaz.
If you want the cops to come out here, that's not gonna happen because the phone, they don't work this far out.
Bagaja girmemi mi istiyorsun?
Want me to go in the trunk?
Daha fazla strese girmesini istemiyorum.
I don't want to add more stress for him.
- Seni de bağlayayım mı?
You want me to patch you through?
Daha önce Reid'e inanmamıştım, ama şimdi kendi güvenliği için inanmalıyım.
I didn't want to before, but I have to tell him now, for his own safety.
Onu bulmaya yardım etmek isteyecek.
He'll want to help find her.
Tek istediğimiz koruma altına alınması.
All we want is protective custody.
10 yıldır buradayım ve birden benimle konuşmak istiyorsunuz.
I'm 10 years in, all of a sudden you guys want to talk to me.
İçeri girmeden önce o evin tüm detaylarını istiyorum.
I want a full breakdown of that house before we set one foot inside.
Ben sadece iyileşmeyi ve sonra da belki annen olabilmeyi istiyorum.
I just... want to get well so that maybe... Maybe I can be your mother.
Ne yapmamı istiyorsunuz?
What do you want me to do?
Neden kaçtığımızı çok merak ediyorsanız bir göz atın.
If you want to know what we were running from... take a gander.
- Yardımımı istemiyor musunuz?
- So, you don't want my help?
Gizli göreve çıkacağın bir dahaki sefer, etraftaki Munçkinler'e bir önlem al.
Next time you sneak off on a secret mission, you might want to make sure there's no Munchkins around.
- Tek düşündüğüm karıma kavuşmak!
I think I want to get back to my wife.
Ben savaşmak istemiyorum ki.
I don't want to fight.
Evime, Boston'a dönmek istiyorum.
I want to go home to Boston.
Ben sana daima yardım ederim.
I'll always want to help you.
Ve aramızda ne yaşanmış olursa olsun hayatının bir parçası olmayı hep istedi.
And no matter what may have happened between us... she would always want to be a part of your life.
Baban seni gözü yaşlı görmek istemezdi.
Your father wouldn't want you in tears.
Bunun ben olduğuna emin değilim, Henry, ama olmak istediğim kişi bu.
Well, I'm not sure that it's me, Henry, but, um... but it's who I want to be.
Gitmek istemiyorum!
I don't want to leave!
Öyle yapmak istememiştim.
I didn't want to do that.
Bunu yapmak istemezsin.
You don't want to do this.