Wanting Çeviri İngilizce
6,533 parallel translation
Sana soracak çok sorum var ve bunları... sormak için çok uzun süre bekledim.
So do I. I've had so many questions for so long That I've been wanting to ask.
Her şey Boyle'un "dolgun" diye bir kelime söylemesiyle başladı.
[Sighs] Well, it started with Boyle wanting to say the word "succulent."
Herkes sahneye o olmak için çıkardı.
Everybody went through their own stage of wanting to be him.
Bence Turelli hapisten çıktı ve oyunu kuralına göre düzgün oynamak istedi, böyle bir oyun ise oynamak istemediği tek oyundu.
I'm thinking that Turelli left prison wanting to go straight, and this was one game he didn't want to play.
Bu sorunun Mark'ın gruptan ayrılması ve grubun intikam almak istemesiyle ilgili olduğunu sanmıyorum.
I don't think this is about the group wanting revenge on Mark because he left.
Evet, ama bence sanki bir süredir sürtüşmek istiyorduk. Ne?
Yeah, well, I sort of feel like we've been wanting to rub our faces together for a while.
Evet, çok geç,... çünkü evli kadın rolüde yapmamı istediğin şeyleri yapmaya hazırdım.
Yeah, that's too bad because my housewife character was really into that thing you've been wanting me to do.
Bu hepimizin paylaştığı bir duygu. Ben kesinlikle hissediyorum. Yıldızların arasındaki insanlarla konuşmayı isteyen sadece Navaholar değil.
It's a feeling we all share - I certainly feel it - and that's that the Navajo weren't alone in wanting to talk to the people out there amongst the stars.
- Yıllardır istediğim buydu zaten.
It's what you've been wanting for years.
Onu öldürmek isteyen o olmayabilir.
She may not have been the one wanting to kill him.
- Eve geri dönmeyi istemek bir suç mu?
- you thought you might as well make the most of it. - And what is so wrong with wanting to come home?
Beynin daha fındık kadarken seni öldürmek istiyordum.
I was wanting to kill you when your brain was the size of an acorn.
Ama onun kalmasını istemek için sebeplerim vardı.
But I have my reasons for wanting him to stay.
Aslında ben de seninle konuşmak istiyordum.
I've been wanting to talk to you, actually.
Böyle hissetmene çok sevindim çünkü sana çok önemli bir şey sormak için bekliyordum.
I'm glad you feel that way because I've been wanting to ask you something important.
Babasının hayatta olmasını dilediği kısmı alabiliriz.
We can just use the part of what he said about wanting his father to be alive.
Evet, babasının hayatta olmasıyla ilgili bağırdığı kısmı kullanabiliriz.
Yeah, we can just use the part of him yelling about only wanting his father to be alive.
Geri alırım senden.
I'll be wanting it back.
Bizimle çalışmak istemenin asıl nedeni ne?
What would be your real reason for wanting to work with this company?
Bana 9000 papel mi vermek istiyorsun?
You're wanting to give me $ 9000?
-... kendi başınızayken yapmak istersiniz.
You'll be wanting to do it on your own, I imagine. – You imagine right.
Hem de çok ama yaşadığı onca şeyden sonra onunla birlikte olmayı istemek bencilce geliyor.
I love him very much... but with everything that he's gone through... it feels a little selfish wanting to be with him right now.
Seni görmek bir yana, göz atmanı istediğim bir durum var.
So, besides wanting to see you... I've got a situation that I'd like you to take a look at.
Karının başkente kadar ormandan yürümesini mi istiyorsun?
You wanting your woman to walk through the bush to the capital?
Bu şeyi yemeyi istiyor musun?
Are you wanting to be eating this thing?
Liderlik nasıl edilir öğrenmek ister misin Agu?
Agu, you are wanting to be knowing how to be leading?
Herkesten daha çok sana yardım etmeye çalışıyorum Agu, görüyorsun. Ama diğerlerine sana nasıl yardım ettiğimi söyleyemezsin.
You see, I've been wanting to help you more than the others, Agu, but you cannot be telling the others how I'm helping you like this.
İstediğin kadınsa arka bahçeye bir sürü getiririm.
If it is women you wanting, I get plenty from backyard.
Seni ellerimle tutmak istiyorum. Ta ki ışıldamayana dek sıkmak.
I am wanting to catch you in my hands, to squeeze you until you cannot shine no more.
Vurucu'ya "Ben de yoruldum" demek istiyorum.
I am wanting to say to Strika, "I am tired, too."
Sıcak toprağa uzanmak istiyorum gözlerim kapalı, burnumda da çamur kokusuyla.
I am wanting to lie down on the warm ground with my eyes closed and the smell of mud in my nose.
İyi yemek yemeyi istemek nasıl neşeli olmak oluyor?
How is wanting to eat good food being chipper?
Onun hünerlerinde biri işsiz kalmaz.
A man with that skill set's never wanting for employment.
Ama bizi küstah hizmetçiye daha fazla maruz bırakmamak için...
But not wanting to expose us to the presumptuous wench any further,
Üvey babamın tecavüz etmediği türden.
Not wanting to be my stepfather kind.
Yani iki günde kağıda döktüm ama ne zamandır bu kitabı yazmak istiyordum zaten.
Yeah, I mean, I put it down on paper in two days, but... I mean, this is the book that I've... I've been wanting to write.
Yıllardır bizden kurtulmak istiyorlardı.
They've been wanting to get rid of us for years.
Size bir şey söylemek istiyorum.
I have been wanting to say something.
Dışişleri Sekreteri bağlanmak istiyor.
We have the Foreign Secretary wanting to join.
Burada kalıp senin yatları önemsememen... konusundaki yalanlarını dinlemek isterdim ama gitmeliyim.
While I would love to stick around and listen to you lie... about not wanting to make out with the yacht guy I have to go.
Bütün gün seni öldürmek istiyordum.
I've been wanting to kill you all day.
Bak, kızlarla kutlama yapmak için giyinmiyorsun, en kısa sürede içerde ateşli bir erkekle vals yapacaksın, şunu diyecek, "Elbiseni çıkar ve çıplak kalalım tuvalette."
Look at you not wanting to dress up to celebrate with the girls. And as soon as a hot guy waltzes in, it's like, "oh, take off your dress. Get naked in the bathroom."
O savaştan çıkan çoğu adam, öldürmemekten başka şey istemiyordu. Ama sen öyle değildin. Öldürmeye yer arıyordun.
Most men came out of that war wanting nothing more to do with killing, but not you... you went looking for it.
Uzun zamandır bunu söylemeyi bekliyordum.
I've been wanting to say that for quite a while.
Bu, bir kadının yasal olarak ona ait olanı geri isteme davası.
This is a case of one woman wanting back what is rightfully hers.
Annenle telefonda. Çok iyiydi ve bir süredir benimle tanışmak istediğini söyledi.
I talked to your mama on the phone and she was real nice, and she said she'd been wanting to meet me.
Mutfak kapısının önünde iki adam seni görmek istiyor.
There are two men at the kitchen door wanting to see you.
İlk başta ben onu geri dönmek istemiyordu, ama Kupalar sadece o sadakat oldu... ve paylaşılan rüya yerine getirmek isteyen.
At first I didn't want him to go back, but it was just that loyalty to Mugs... and wanting to fulfill that shared dream.
Her şeyi kararında bırak ki, vazgeçilmez ol.
Always leave them wanting more, Nimish.
Eğer bu söylentilerde biraz olsun gerçek payı varsa, ailemden intikam almak isteyenleri suçlayamam.
I certainly wouldn't blame someone for wanting revenge on my family.
Ne zamandır beni terk etmeyi istiyordun.
You been wanting to leave me for a motherfucking- -