Warpath Çeviri İngilizce
171 parallel translation
- Şayenleri savaş yolunda görseydiniz böyle konuşmazdınız.
- Here's to something new. - You wouldn't talk like that... ... if you ever saw the Cheyenne on the warpath.
Seni savaşa ne yöneltti Sarı El?
What started you on the warpath, Yellow Hand?
Kızılderililer savaşyolunda.
Indians on warpath.
- Sue ve Little Chief savaş yolunda.
- Sue and Little Chief are on the warpath.
Belki de oraya gitmek için 27 yıldır uğraştığımdan. Savaşa hazırlanan yerlilere bakınca bir 27 yıl daha gitmeye çalışmakla geçecek gibi görünüyor.
Because I've been aiming there for 27 years and it looks like I'll be aiming there for 27 more years, with these Indians on the warpath here again.
Germain, savaş alanına mı gidiyorsunuz?
So, Germain, going on the warpath?
Teğmenin tepesi attı.
The Lieutenant's on the warpath.
Sizin Tutkal Adam savaş baltalarını çıkartmıştı.
- Your Glue Man was on the warpath last night.
Bayan Baines'in cinleri tepesinde yine.
Mrs Baines is on the warpath again.
Apaçilerin savaşa yolu üzerinde ne kadar güvende olurlar?
How safe is that with the Apaches on the warpath?
Sizce bir grup Apaçi'nin savaş yoluna çıkmalarının mantıklı bir nedeni yok mu?
There's no reason, to your knowledge why a band of Apache should go on the warpath?
'Sioux ve Cheyenne savaş yolundaydı.'
The Sioux and Cheyenne are on the Warpath.
Güneş doğduğunda savaş için yola çıkacağız.
When sun comes, we ride on warpath.
Biliyor musun, Bayan Alsop yine zorluk çıkartıyor.
That reminds me, Mrs. Alsop's on the warpath again.
Savaşmaya gelmişler.
They're on the warpath.
Siyular savaş baltalarını çıkarmışken mi? Bu gece içeride kalıyorum.
With the Sioux on the warpath, I'm staying inside.
Yerliler savaş durumundayken, arabadaki kadın ve çocukları kaleden dışarı gönderemem.
I can't send women and children out with Indians on the warpath.
Yerliler savaşta değiller.
They're not on the warpath.
Joe Burch kavgaya hazır bir şekilde geliyor yine.
Joe Burch is on the warpath again.
Van Campen öfkeli.
Van Campen's on the warpath.
Geronimo savaşa hazırlanıyor.
- Geronimo is on the warpath.
Yüksek Uçuş, bölgende öfkeli Kızılderililer rapor etti.
High Flight reports Indians on warpath in your territory.
Yüksek Uçuş bölgende savaşa hazır...
High Flight reports Indians on warpath....
Fakat, albay, Medicine Bend istikametinde hiç Sioux veya savaşa giden Sioux yoktur.
But, Colonel, there are no Sioux in direction of Medicine Bend and no Sioux on warpath.
- Vaiz'in bugün heyheyleri üstünde.
- Preacher on the warpath tonight.
Sağı solu belli olmaz dostlarımız savaş yolundalar.
Our unpredictable friends seem to be on the warpath.
Ve savaş yoluna çıktı!
And did he go on the warpath!
- Aramızda kalsın, tepesi biraz atmış yani şikayet etmeden sessizce odanıza gidip yatmanızı öneririm.
Just between us, he is on the warpath, so I suggest you go quietly into your rooms... and to bed without any complaints.
Kızıl derilin bu gece küplere binmiş.
# Your squaw is on the warpath tonight
Kızılderili'n bu gece küplere binmiş.
# Your squaw is on the warpath tonight
Savaş havasında.
She's on the warpath.
Aramazsan, arabalarının gezdiği sokaklara dikkat etsen iyi olur çünkü Tek Yıldız Taksi firması savaşa hazır.
If you don't, you better watch what streets you drive... because the Lone Star Cab Company is going on the warpath.
Biri diyor ki, o salı günü öfkelenecek.
One argues that she's going on the warpath on Tuesday.
Babaannem yine köpürüyor.
Mama's on the warpath again.
Bunun yerine savaş başlattınız.
Instead, you went on the warpath, on a rampage.
Kavgaya hazır.
She's on the warpath.
Seninle kavga etmeye hazır.
He's fully on the warpath for you.
Ama benim gelmemek için ayaklarımla bir savaşım yoktu.
But I am not on the warpath... on the contrary
- Pockets savaş meydanında, ese.
- Pockets is on the warpath, ese.
Recon Hintlilerin sizin alanda mücadele ettiklerini belirtti.
Recon reports Indians on the warpath in your area.
Dikkatli ol. "Bay Bilgisayarcı Çocuk" savaş yoluna çıktı.
Uh-oh, watch it. "Mr. Computer Boy's" on the warpath.
Neden böyle savaşa gider gibisin?
Why are you on the warpath?
Pritchard yine burnundan soluyacak.
Pritchard's on the warpath again.
Kaşınma, yine kavgaya zemin hazırlıyorsun.
Watch out, you're gonna put him on the warpath again.
Yerel güçler bir polise saldırdığı için her yerde onu arıyor.
No. The local authorities are already on the warpath for goin'after one of their own.
Sarah burnundan soluyor. Suyuna git.
Sarah's on the warpath, so you play nice.
- Normal çok kızdı.
Normal's on the warpath.
Doktor Crane yine köpürdü.
Dr. Crane's on the warpath again. Bye.
Sinire kesmiş durumda.
She's on the warpath.
Savaş yolu değil.
Not the warpath.
Kızılderililerle çarpışmaya gidelim.
Let's hit the warpath.