Wattle Çeviri İngilizce
75 parallel translation
İşte ülkemizin amblemi olan çalı.
This here's the wattle- - The emblem of our land.
Şu sarkık hindi gerdanın için, ya da adı her neyse!
- turkey wattle or what?
- Jean Lewis'in cilt gerdirme ameliyatı olduğunu duydum.
I heard Jean Lewis had a wattle-ectomy. A good one.
Belki de sadece boynu yüzündendir.
- Maybe it's just the wattle.
Boynundaki sarkık deri. Yaşlı kadınlardan hoşlanmamın nedeni bu.
I like the hint of a wattle in older women.
Onu mu boynunu mu seviyorum, emin değilim ve bu beni çıldırtıyor.
Do I love her, or the impending wattle? It just makes me crazy.
Georgia'nın boynuna dokundun mu?
- Did you touch Georgia's wattle?
Gerçeklerden söz ediyorum. Karımın boynuyla oynadın mı?
Did you fiddle with my wife's wattle?
Sakın boynunu aklından bile geçirme.
- Don't even think about her wattle.
Boynuna dokunuyor.
He's fingering her wattle!
- Gerdanıma dokundun, seni küçük sapık.
You touched my wattle, you little perv.
- Ben de gıdıdan hoşlanırım.
- I like wattle. - Excuse me?
Anlamadım?
Neck wattle.
Orada öyle sallanması. Parmaklıyorum.
If you like feet, you'll love wattle.
Richard da "ayın gerdanını" getirmek isteyecektir.
Richard will wanna bring his wattle of the month. I'll call you later.
Ertesi gün bir gıdım olmuştu. Unutuldu.
Next day, I got wattle.
- Bence uzunluğu iyi. Gıdıma dokunursan, parmağını kırarım.
- Touch my wattle, I break your finger.
Gıdı harika.
Wattle.
Şehre geldiğini de biliyorum! Bu parmak onun gıdısına değmiş.
This finger has been on her wattle!
Yine baş savcının gıdısını parmaklamışsın, Richard!
You've fingered the Attorney General's wattle!
Herkesin önünde garip bir adamın gıdısını parmaklamasına izin veren her kadın sorunludur.
Any woman who lets a strange man finger her wattle has a problem.
Sayın jüri üyeleri, bir gıdıya vardınız mı?
Have you reached your wattle? Verdict.
Richard, anladım.
I don't compete with her wattle.
Beni sadece boynuma dokunarak bile yörüngeye oturtabiliyordun.
You could put me into orbit by just diddling my wattle.
Dokun. Bu yanlış.
Richarrrd, go to my wattle.
Mükemmel. Genç sarışın bir gerdan.
- Young blond wattle.
Cinsel ilişkiden ve gerdandan daha önemli şeyler de var.
There are other things besides intercourse and wattle.
Ne? Annemin gıdısını mı parmakladın?
No, you, you fingered my mother's wattle?
Eminim hindi gözünü korkutmuştur.
- That was for ancient wattle. I bet you're threatened by the turkey. - Oh, radish!
- Geçen hafta gerdanıma dokundun.
Last week, you touched my wattle!
Ben kol sarkması ile ilgili bir çalışma yapıyorum.
I, I'm doing a study on triceps wattle.
Whipper'la gıdıya karşılık, Ling'le diz çukuru.
It's wattle with Whipper vs. knee-pit with Ling?
Bay Fish, sarkık gıdılar sizi cezp ediyor mu?
Mr. Fish, are you attracted to wattle?
Affedersiniz. "Gıdı" ne demek?
Excuse me. What is wattle?
Gerdanları, ara sıra diz arkasını ve kırışıklıkları seviyorum.
I like wattle? A-an occasional knee-pit? A group tinkle?
Onun gıdı fetişini biliyorum. Onun saçını boyatma sebebini biliyorum.
I know about his neck wattle fetish.I know the reasons he bleached his head.
Gıdığını gördün mü?
You catch the wattle on her?
Gıdığı olan kadınlar, eski şarkıların hepsini biliyor.
Women with wattle, they know all the old songs.
- Baksana, onur listesine girecek bir gıdık.
- Look at her. Hall-of-fame wattle.
- Gıdı diyarı mıydı?
- "Wattle Wonderland"?
Bu gıdıktan da kötü.
It's worse than wattle.
Günlerce yetecek kadar gıdı.
Wattle for days.
Gıdı?
Wattle?
Biraz havuz macerası, L.A'li kızlarla tanışma, bir kaç gıdı arayışı.
A little pool action, meet a couple of L.A. Girls, get a little L.A. Wattle.
Ben Richard Gıdı.
Richard Wattle.
- John'un Los Angeles Gıdısı.
- John's L.A. Wattle.
Genç gıdıları severim.
I love that young wattle.
- Gıdısı olan herhangi bir şey.
- Anything with wattle?
Şu gerdanına bak.
- Look at that wattle.
Amerika Birleşik Devletleri baş savcısına.
The Attorney General of the U.S., I touched her wattle.
Üç katlı deri.
Little, little triceps wattle right here.Is that all right?