Waves Çeviri İngilizce
3,795 parallel translation
Bu sörf tahtasının üzerinde dalgaların anasını az ağlatmadım.
I ripped up a lot of fucking awesome waves on this boogie board.
Dalgaların kapıları yıktığını ve duvarların üzerinden sular aktığını gördüm. Kaleyi su basıyordu.
I saw waves crashing against the gates and the water came flowing over the walls... flooded the castle.
Bir keresinde epey kafa olmuştum. Altı yıl kadar önceydi ve bu aşırı mutluluk hâli dalga dalga geldi üstüme.
I got high this one time- - and it was about six years ago- - and this bliss, it came at me like in waves.
Beni bilirsin, sorun çıkarmam.
You know me. I don't make waves!
Hiç sevmem de.
I don't even like waves.
Artkafa lobundaki teta-1 dalgaları inanılmaz derecede aktif.
The theta-one waves in your occipital lobe are remarkably active.
Bebeğim evde kalmalı ve bu dalgalarda sörf yapmalısın.
Baby, you should stay home and ride these waves.
Ben aslında sörf yapmıyorum.
I don't actually ride the waves.
"Öyleyse neden yükseliyor rüzgar ve dalgalar böyle büyük kızgınlıkla?"
"So why do the winds and waves now rise up in an angry rage?"
Kışyarı savaşıyla ilgili şarkılar söyleyecekler. Ta ki Demir Adalar dalgaların dibine gömülene kadar.
They will sing about the battle of Winterfell until the Iron Islands have slipped beneath the waves.
Ben yüzünün etrafına biraz dalgalar yapabilirim.
I could do a few soft waves around the face.
Dalga sesleri onun bağırışlarını biraz azaltır diye düşündüm.
I mean, I was hoping that the crashing of the waves would drown his howls.
"Kasılmalarınız kıyıya vuran okyanus dalgaları gibi."
"Your contractions are like ocean waves, " coming to the shore.
Sen de, bir adam uğruna insanlara zorbalık yapan ve silahların etrafında dolaşan, haklarını müziğe adayan bir avukata dönüştün.
And you turned into a lawyer for a man who bullies people and waves around guns and retains the rights to all the music.
Orada dalgalar bir başkaymış, öyle duydum.
I heard the waves break the other way down there.
Okyanusa açılıp dalgaları izleriz falan?
Come down to the ocean, stare at the waves, wind in your hair?
Efendim, düşük frekansta şok dalgaları görünüyor.
Sir, major shock waves on low frequency.
Jeannie, bize bir selamlama yapsana.
Jeannie, baby, pop me one of these waves.
Skip'in bunu sessiz sedasız tutacağını düşünüyorum çünkü sen bulduğunda olay çıkarırsın diye korkuyor.
I think Skip has been keeping it quiet,'cause he's afraid that when you found out, you'd make some waves.
Bazı yıldızlar radyo dalgası gönderir.
Some stars, they- - they send out radio waves.
Bir tekne olmadan dalgaları gibi.
As the waves without a boat.
Suya karşı harekete Sadece tabanca basınç dalgaları,.
Only the gun pressure waves, which act against the water.
Senin saçlarının dalgalı uzanışını..
Your hair unfurled their waves undone
Sadece su üzerinde yürüyeni izler...
Float on its waves and see
Sopasıyla nereyi gösterirse oraya gidiyorlar.
They go wherever he waves that crazy stick.
dalgalar yapacağız. "
We're gonna make some waves. "
Ne diyebilirsiniz, tarih dersinde içiniz sızlar. Tarihin o dalgalarında sörf yaparken içiniz sızlar.
What can you say, your spine tingles when you are at the course of history when you're surfing the waves of history, your spine tingles.
Boyutları Wi-Fi radyo dalgalarını yakalamak için harika.
Its dimensions are perfect for capturing wi-fi radio waves.
Suç dalgası vurunca evlerin değeri düşüyor.
Crime waves hit, property value drops.
-... gündemde olan Güney tarafındaki... - Benim.
Now a another story that's been making waves for several months... hey, it's me.
Benim teorim O içine kapanmış, soğuk, uzun yıllarca cinsel enerjisi içinde hapsedilmiş, tıpkı tsunami gibi ve bunu farkedip ondaki dalgaları bir kere salınca, her akşam üstüme dökülmeye başladılar, dostum!
My theory is that she had been so repressed, so frigid for so many years that her sexual energy pent up inside of her like a Tsunami, and once I figured out how to unleash her waves, they have been crashing down on me every night, buddy!
Güneş, dalgalar, bronzlaşmış ve terle parıldayan vücutlar...
The sun, the waves, the beautiful bodies, tanned and glistening with sweat.
Yüzeyin altında, bu kırılan dalgaları yaratan dünyadaki en büyülü deniz atmosferi.
Beneath the surface, creating these breaking waves, is the most magical marine environment on Earth.
Pasifikten gelen büyük dalgalar sürekli buraya vurur.
Large waves regularly whip in from the Pacific.
Dalgalar ve akıntı, döküntüler ve kumları sürükleyerek mercan adacıkları denen minik adaları meydana getirir.
Waves and currents move the rubble and sand around and shape it into beautiful small islands known as coral cays.
Rüzgarlar ve dalgalar en azından şimdilik bu inanılmaz manzarayı desteklemek için uygun koşullan sağlar.
Wind and waves have created an island that for the moment at least, has just the right conditions to support this incredible spectacle.
Denizin ılıklığı balıkların da kur yapmalarını tetikler.
Beneath the waves, the summer warmth triggers fish to court,
Resif, hareketli bir yerdir. Sürekli akıntılar jeolojik güçler, hava, rüzgar ve dalgalar güneş ve ayın hareketlerinden etkilenir.
The reef is a dynamic place, in constant flux, influenced by the forces of geology, weather, wind and waves, the rhythms of the sun and moon.
Hadi dalgalara atlayalım, tatlım!
Let's ride the waves, sweetheart!
Animal Planet'teki yavru yunuslar gibi dalgalara atlamak istemiyor musun?
Don't you want to jump in the waves, like the baby dolphins on Animal Planet?
Kendisine 180 derece ters bir evrede sabit bir dalga olan bir dalga yaratabilirsem,.. ... iki dalga birbirini iptal eder. O frekansın ağ genişliği sıfıra iner.
Now, if I can create a standing wave 180 degrees out of phase with that wave, then the two waves will cancel each other out, and the net amplitude of that frequency will be zero.
Ve hiçbir sorun çıkarmayacağım.
And I'm not making any waves.
Dalgalar, yoluna çıkan her şeyi her gün biraz daha aşındırıyor.
The waves keep rolling in, wearing everything down in their path a little more every day.
Çocukken Deb'le dalgaları geçmeye çalışırdık ama ben hep içlerine dalardım.
As kids, Deb and I would try to outrun the waves, but I would always end up diving under them.
Ne telefon, ne radyo dalgaları.
And no phones, no radio waves...
Radyo dalgaları.
Radio waves.
Dalga geliyor, sakinleş dostum sakinleş.
Big waves, relax, buddy, relax.
Kumsalda oturup dalgaları izleyeceğim.
I'll be there on the beach, watching the waves.
eğer Maya takviminin sonunda... bir tür kıyamet olacaksa bu kutup kaymalarının volkanik patlamaların, depremlerin... ve çok büyük dalgaların birlikte ortaya çıkmasıyla olacaktır.
DAVID CHILDRESS : If there is some kind of... ( loud boom )... doomsday at the end of the Mayan calendar, it could be a combination of... of pole shifts... ( rumbling )... of volcanoes and earthquakes... and super tidal waves all over the Earth.
Oysaki dalgaların altında büyük bir toplaşma gerçekleşiyor.
Beneath the waves a great gathering is occurring.
Bazen rüzgarın altına düşünce, durur ve gücümüzü toplamak için dinlenirdik.
♪ nothing ♪ ♪ but he fell into his death ♪ Sometimes when we were stuck, we'd stop for a minute to rest, regain our strength and let the waves take us for a while.