Welcomed Çeviri İngilizce
706 parallel translation
Lüks kamaralarında beklendikler ve karşılandılar.
In their cabin deluxe they were welcomed and waited upon.
Neredeyse ölümü içtenlikle karşılıyor gibisin.
It's almost as if you welcomed it.
Tatmin olan kasabalılar da onu topluluğa kabul etmişti.
Sir Giles completely reformed this ferocious dragon, whereupon the satisfied villagers welcomed him into society.
Orada kalabilirsiniz.
You're welcomed to it.
Öfkeli bir kalabalık tarafından linç edilmesi gereken yerde kalabalık onu adeta bir kahraman gibi karşılıyor.
Instead of being torn to pieces by an outraged mob, the mob welcomed him home a hero.
Gariban bir şekilde yuvana kabul edilmeyi bekliyorsun.
So you just sit here, waiting to be welcomed back into the fold?
İçtenlikle hoşgeldiniz, dostlarım.
You're most heartedly welcomed, my friends.
Herkes mutluydu fakat başarısı Antonio'yu tatmin etmemişti.
Though everyone welcomed'Ntoni home with great joy... yet inside he was brooding.
Bu açıklama dünyada bir rahatlama yarattı.
and will be known as Atoll K. This statement was welcomed with relief in the world capitals.
Gelinin annesi damadı kabul etti.
The bride's mother welcomed him.
Goma Bölgesi 2 milyondan fazla insanı karşıladık
Goma region He welcomed more than two million people.
Bizi sanki vebalıymışız gibi karşıladınız.
You welcomed us as you would a plague!
- İstediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
- You're welcomed to use it anytime.
İçerisi, yeni gelenlere büyük bir banyo gibi görünüyordu.
Inside, what looked like a shower room welcomed the new arrivals.
Ülkelerine yapılan saldırıya karşı koymak için, Rus köylüler, Fransızlar'a yıkılmış ve dağılmış topraklarda hoşgeldiniz dedi.
To combat this aggressive invasion of their homeland, the Russians welcomed the French with a destroyed storehouse, a widely desolated land.
Beyler, Greaber'a kulübümüze hoş geldin diyemedik.
Oh, gentlemen, we haven't welcomed Gréber here to our club.
Bunu görmeyi hiç ummuyordum, İsrail'e gelen bir pagan.
This is something I never thought to see, a pagan welcomed to Israel.
Bir kurban ve bir kahraman olarak karşılanacaksın.
You'll be welcomed back as a victim... and a hero.
"Kont Sforza dünkü konuşmasında dedi ki ; herkesin bu zorlu deneyimi... saygınlık ve cesaret içinde karşıladığını söyledi"
".All the people Count Sforza said yesterday in his timely speech have welcomed with dignity and courage the severe test to which they have been submitted.
Yeni fikirler bulmayı ummuştu. Ağzına bir laf dolamıştı :
He thought he'd be welcomed here by free spirits
Peder Doonan ona kucak açtı.
Father Doonan welcomed her.
Bay. Breckenridge, yabancıları herzaman hoş karşılardı.
Mr. Breckenridge has always welcomed strangers to the plateau.
Biz diğer işleri halletmek için gittiğimizde... kadınların yaptığı birkaç katkıyla... mağara bir yuva haline gelmişti.
The women added a few welcomed, feminine touches which turned the cave into a home while we went off to attend to the other work.
Zeki bir filmciydi ve her türlü tanıtımı kabul etti.
He was an astute film man and welcomed publicity of any kind.
Lütfen, onu bugün evde ağırlamam bile bir şans.
Please. I've hardly welcomed her home.
Hoş geldin jesti olarak, silahın namlusu önünde durmaktan kurtulup, kuru giysiler giyebilir miyim?
Being welcomed, can I get out from under the rifle and into dry clothes?
Buradaki tehlikenin farkında mısın Mr.Farrow? Erken deneylerinizi bakanlıkça saptadık, adeta kabullendik!
The early experiments were noted by the ministry, welcomed in fact!
Ülkenize hoş geldiniz.
Be welcomed to your native soil.
Kalmamı iyi karşılayacağınızı tahmin etmezdim rahatsızlık verdiğim için yani.
I had no idea you'd have welcomed my staying on. The inconvenience, I mean.
Karşılanmak ne güzel!
It's nice to be welcomed.
Eğer adabınca ağırlanmak istiyorduysanız gelmeden önce telefon etmeliydiniz.
If these ladies and gentlemen... wished to be properly welcomed... they should have had the courtesy to have telephoned in advance.
Bana seni nasıl karşıladığını yaz.
Write me how he's welcomed you.
Seni bir misafir olarak ağırlıyoruz fakat bu misafirperverliğimiz sonsuza kadar süremez.
We welcomed you as a guest but our hospitality can't last forever.
Ablası Katherine'nin size ne yaptığını çabuk unuttunuz bakıyorum!
Have you forgot the entertainment her sister Katharine welcomed you withal?
Sam ile Haydee beni keyiflendirmek adına beni hoş karşıladılar. Ancak bu ortaklıkları beni tedirgin etmişti.
Sam and Haydée welcomed me with a scene meant to cheer me up, but their complicity irritated me.
Burada müstakbel muhalefet adayı olarak kabul görüyorsun.
You are welcomed as the prospective opposition candidate.
Merkür astronotlarının, şehir meydanında Belediye Başkanı ve şehrin diğer ileri gelenleri tarafından karşılanması esnasındaki kıyamet gibi kalabalık bu olaya tanıklık edenler için hep hatırlanacak bir anı olarak kalacak.
There's a pandemonium of pride as the Mercury astronaut arrives at City Hall to be welcomed by the mayor and other privileged dignitaries a moment long to be remembered by all who witness this stirring event.
Gazete de bu haberi patlatıp "kurtarıcıları" bir güzel ağırladı.
The newspaper broke the story and welcomed the liberators.
Ea, Frisso'yu nezaketle karşıladı... ve Zeus'a şükranlarını sunmak için, altın koçu kurban etti.
Eta welcomed Frisso and to give thanks to Zeus, sacrificed the golden ram.
Karşılandım bile.
I've just been welcomed.
Bizi ölüm giysilerini giyerek karşıladığın için saygılarımı sunarım.
I must commend your having welcomed us by wearing death robes.
Onu evimde ağırladığımdan beri, .. böyle bir suçlamayı hakedecek hiçbir şey yapmadı.
Since I welcomed him into my house, he hasn't done anything to justify such a serious charge.
Bir Rusya ziyareti, Britanya büyükelçisi Sir Staffor Cripps... tarafından hoş karşılanan Beaverbrook, Cripps tarafından Stalin'in hoş bir adam olduğuna ikna edilmişti.
A visit to Russia, where he'd been welcomed by Britain's ambassador, Sir Stafford Cripps, had convinced him that the delightful Stalin was a great man.
Ve insanlar sıraya girmekten nefret ettikleri için istihkak sistemini daha olumlu karşıladılar.
And because they hated queuing, people welcomed rationing.
Yabancı askerler, D-Day saldırısı için toplandıkları, İngiltere'de, artık hoş karşılanıyorlardı.
( narrator ) Alien troops were welcomed now in Britain where they gathered to prepare for the D-day invasion.
- Hoşuma gitti.
And I welcomed it.
Karım hasta.
I should have welcomed you better, but my poor wife is ill. She's ill.
Lüks, zenginlik, güzel kadınlar... Son horozun ötüşüne kadar tatlı bir son akşam yemeği... Donuk bir kalp ve zihnin güçsüzlüğü...
Luxury, riches, beautiful women, sumptuous banquets till the cock crows, sweet pleasures to befuddle the heart and mind, every vice welcomed and never turned away - all these delights have corrupted me... and this is the result.
Hepsi son derece, kelimeleri tam olarak söylemek gerekirse küçük düşürülmüş hissediyordu.
They didn't know how welcomed they would be in England.
Çünkü iktidardaki Fransız hükümeti Vichy ateşkes imzalamıştı ve İngiltere'yi terk etmişti.
But they were welcomed with open arms.
İngiltere'de nasıl karşılanacaklarını bilmiyorlardı.
Every one of them felt a deep sense of gratitude for the simple fact that the English welcomed them.