Welt Çeviri İngilizce
72 parallel translation
- Dişi bir ayı ağır davranmış gibi.
Take a she-bear to lay a welt that deep.
- Evet, kösele şeritçisiyim.
- Yes, a welt binder.
Kösele şeritçisi.
A welt binder.
Kösele şeritçisi!
Welt binder!
Bay Welt, Bay Moryc, konyağa ne dersiniz?
Mr. Welt and Mr. Moryc, how about a cognac?
- Bay Welt gitti mi?
- Has Mr. Welt left?
Ben Moryc Welt.
I am Moryc Welt.
Ben Moryc Welt.
I am Moryc Welt...
Bay Maurycy Welt hemen 30 bin mark'ımı geri ver!
Mr. Maurycy Welt... you will return my 30,000 marks immediately!
Tahviller, Bay Borowiecki ya da Bay Welt tarafından imzalanmış olacak.
Factory began operations. Obligations will be signed by Mr. Borowiecki or Mr. Welt.
Devlet serseri, kayış tiz, dikit yasa, statü manevra oğlan enik küçük çocuk, bebek, yavru şerit, çatlak, hassas, cezalı yırtıcı, vahşi, öfkeli evcil bukolik, idilik arkadyen, pastoral otlak pastörizasyon sınırdışı, ayırma yok etme masturbasyon özlem, abartılı.. ... ruhsuz, donuk baba babalık, büyük baba babadan kalma, aile reisi himaye elektron, nötron, sigorta lamba, radyo lambası... çeşitli elektronik parçaların içine vakumlanarak yerleştirildiği camdan yapılmış bir tüptür.
State stray, strap strident, stalagmite statute, status ploy boy yearling infant, babe, baby welt, chapped, sore, rapous rapacious, wild, agrestic domestic bucolic, idyllic Arcadian, pastoral pastures pasteurization deportation, separation annihilation masturbation craving, turgid languid, lurid father fatherly, godfather paternal, patriarch patronize electron, neutron, fuse tube, the radio tube... is made up of a glass container inside of which the component parts are placed in a vacuum.
Suddeutsche'de, Zeit'te ve hatta Welt'te gazetelerde.
Then I went to Munich and gave my manuscript to the publisher.
Sonja! - İyi günler, Bay Kolodzieczik.
In Suddeutsche, in Zeit and even in Welt newspapers.
İzi kalacak.
I'm gonna have a welt.
Doğduğunuzdan beri suratınızda oluşmuş olan her kesik, çizik, yara, kabuk, yara, yanık izi, şiş, sivilce, siğil ve apselerin hepsi geri dönüş yapmış gibi.
Every cut, scrape, scratch, scar, scab, bruise, boil, bump, pimple, zit, wart, welt and abscess you've had since birth all seem to come back at the same time.
Güzel takı, tatlım.
Nice welt, sweetie.
Adamın omzundaki o yılan şeklindeki iz de neydi?
What was the snake-shaped welt the bus driver had on his chest?
Friedrich Thelen'in Die Welt der Flagellanten'den alinma itinali bir imaj rekreasyonu.
This is a painstaking recreation of an image from Friedrich Thelen's Die Welt der Flagellanten.
İz kalacak.
It's gonna leave a welt.
Cesaret ödülünün sahibi Truman Schiff ve kızarmış çiziğine gidiyor.
And the award for valor goes to Truman Schiff and his red welt.
Çiziğim ve benim, korakstaki otonomik sinirlerle bir etüt randevumuz var.
Fun's fun, kids, but my welt and I have a study date... with the autonomic nerves of the thorax.
Doch, in gewisser Weise schon, weil ich mir oft sage, wenn die Franzosen dem Rest der Welt Lektionen erteilen in Assimilation und Integration,
Yes, if you try to keep with one thing. For instance on the aspect of learning French. I just pratice by speaking.
die nicht nur in sich eine homogenisierende Zivilisation ist, sondern die Welt homogenisieren will.
In fact it is also another way. Transfer between two different space.
Sırtımda bu yumruk büyüklüğünde bir iz vardı.
I had a welt on my back the size of this fist.
Ama yüzünde, koca bir çikolatalı pembe krema vardı.
But he had this huge chocolaty red welt on his face.
Über alles in der Welt
Über alles in der Welt
Büyükbabam da tanıyor. Sorun nedir? Kolumdaki kalıcı şerit hariç.
What is the problem besides this permanent welt on my arm?
Ve bar taburesi, açıkçası, iz bırakıyor.
And a barstool that, frankly, kind ofleaves a welt.
Bir lastiğin kamçıya dönüşebileceğini öğrendi.
I never knew a rubber band could leave such a welt.
İnsanlık için küçük bir adım benim için kocaman bir iz.
Well, one small step for man, one giant welt for me.
Joe'ya insülin verildiyse vücudunda bir iğne izi olmalı.
If Joe was shot up with insulin, there will be an injection welt...
Welt Ende
WeItende!
Popomda leziz bir elma büyüklüğünde iz var.
I got a welt on my ass the size of a Red Delicious apple.
Başımdaki bu zonklama da nedir?
What's with this welt on my head?
Gözümün altındaki morluğa dikkatlice bak.
Look really close at the welt under my eye. What?
Vuruş ve çığlık olmadığından emin misin?
And you didn't think it was a hit and a scream. Like a welt and a yelp?
Sicimi işte böyle dikersin ya da döşemenin arkasına bant işte böyle dikilir.
Here's how you sew a welt cord. or here's how you sew a fly strip on the back of a decking.
Meryl, galiba iz yaptı.
- Meryl, I think I have a welt. - What?
Büyük bir iz.
Quite a big welt.
Buraya 91 yılında savaş muhabiri olarak gelmiştim.
I came here in'91, as a war journalist for DIE WELT.
Kafana bant saramazsın. Şimdi olmaz.
Listen, you can't get a welt on your head.
Avucundaki şu kabarık şeridi görüyor musunuz?
You see the raised welt on the palm?
Burada bir iz var.
It's some kind of welt.
Boyundaki bir yara izi her zaman insanların beynini kontrol etmek için bir işaret değildir.
A welt on the neck isn't always a sign for a black ops program to control people's minds.
Bumerang yarası mı acaba?
Boomerang welt?
Bumerang yarası da ne?
What's a boomerang welt?
Sırtında yara veya şilik hissettin mi?
Did you feel a welt or a bump on his back ; whoever it was
O gözünün altındaki morluk yüzünden düşüşün kaza olmadığına inanıyorum.
That bruise and this welt under that eye lead me to believe this fall was no accident.
Birkaç çürüğe neden olacak ; ancak gerçek bir zarar veremeyecek kadar baskı uygulayabilirler. Bu da gerçek bir çatışmaya bunlarla girecek olursanız elinizin boş olacağı anlamına gelir.
They pack a punch, but they're designed not to do any real damage beyond a welt and some bruising, which means if they're all you've got in a fire fight, you don't have much.
Kabarcıklarının çapına bakarsak bir Enteroctopus Dofleini.
Based on welt diameter, enteroctopus dofleini.
Biliyormusun..
- I have a great turtleneck that'll cover up that welt- - that I gave you. You know what?