English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ W ] / Whacker

Whacker Çeviri İngilizce

71 parallel translation
- Dr. Whacker.
- Dr. Whacker.
Tuğla gibi kitap.
Whacker of a book.
Burada rahat edersin uyanık.
You'll be all right here, Whacker.
Eski süvari, sığır patronu, kovboy boğa tokatçısı, mekkare astsubayı.
Ex-cavalryman, cattle boss, wrangler bull-whacker, packmaster.
Her zaman demişimdir, "Asla bir çim biçme makinesini bahçe gelinciğinin işinde kullanma." diye.
Oh, i always say, "never send a weed whacker To do a garden weasel's job."
Benim makinamı almışsın, senin ki kenarda duruyor.
The weed-whacker's just for the edges.
Kocaman, uzun bir alet.
Big tally whacker, length and girth.
Ve şimdi, "Erkek Kanalı" nda "Üçüncü Sayfa Cinayetleri" nin heyecan verici son bölümü.
And now, the exciting conclusion of the Centerfold Weed-Whacker Murders, on The Guy Channel.
Her şeyi hazırlamıştım.
I had the whacker all set up.
Topa inanilmaz vuran golf adamı, aman, vurucu adama bakın!
See if you can outdrive the amazing Golf Ball, uh, Whacker Guy!
Edward çim biçme makinesiyle beni doğradı.
Edward sliced me with a Weed Whacker.
Pyrenee Dağları'ndaki Basklardan.
Some Basque whacker from the Pyrenees.
Birinin ot biçme makinesiyle kulağını temizlemesi lazım.
I'm serious. Somebody should get in there with a weed whacker, clean that mess up.
- O bir seri kafa tokatlayıcısı. Müessir fiili nasıl reddedersin?
He's a serial head whacker, how can you not cop to a mis?
Fakat bilirsiniz otçular, bunu anlayabilirsiniz.
But you know weed whacker you can understand.
Highland Park'ta bir köşkte yaşayacaksınız, ama şoför olarak. Ya da Whacker Yolu'nda bir barınakta yaşayacaksınız ama oranın kralı olacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
What if you could live in a mansion in Highland Park... but you have to be the chauffeur... or you can live in a shelter on lower Wacker Drive... but you would be the king of that shelter, which would you choose?
Tanrı ya da komünist bayrağı üzerindeki ot kesicisi anlamına geldiğini söylediler.
I didn't necessarily say it meant "God." That one guy in there said it meant "God." The other guy said it was a weed whacker on a Communist flag or somethin'.
İnşallah Noelde ona çim biçme makinesi verirler.
Hopefully that young man's getting a weed whacker for Christmas.
Mücevherler, intikam, Father O'Malley marka ot yolucusu.
Jewels, vengeance, Father O'Malley's weed whacker.
Hey muhteşem attırıcı.
HEY, WONDER-WHACKER!
Tokatçıların iki numaralı adamı, Seul'daki en büyük suç organı.
The number 2 man of the Whacker, the biggest crime gang in Seoul.
BAE Doo-sang, tokatçıların rezil lideri, en büyük suç çetesi. Resmî emirle aranıyor. Cinayet masası araştırmada ; ama yetersiz delil ve sağlık problemlerinden dolayı serbest bırakılmış.
BAE Doo-sang, the infamous leader of the Whacker, the biggest crime gang... was summoned to the prosecutors office in question for murder charges, but was released due to insufficient evidence and health problem.
Seung-hee'den vazgeçip tüm gücümüzle çeteye saldırsak?
How about giving up on Seung-hee... And launch an all out attack on the Whacker Gang?
Eğer sen kazanırsan, tartışmasız şekilde tokatçıların bir numaralı adamı sen olursun.
If you win, you're undisputedly the Whacker's number 1 man.
Sadece dokundum.
It was a tap, you little whacker.
Oh, aman tanrım.
Oh, my God, you pud-whacker.
Bu bir bebek, çim biçme makinesi değil.
GUY, IT'S A BABY, NOT A WEED-WHACKER.
Bir cim bicme makinesi almalısın.
Gotta get a weed whacker. I'd loan you ours, but it broke.
O çim biçme makinesini uzak tut benden!
Keep that weed whacker away from me!
Eğer buraya dönmek zorunda kalırsam, bir şok silahı ve bir ot kesici getireceğim.
If I have to come back, I'm bringing a stun gun and a weed whacker.
Sizi suçlamıyorum, ama ot biçicisini yere bırakmalısınız.
I don't blame you, but you have to put the weed whacker down.
Milliyetçi bir sandviç makinesi aldım, çünkü Amerika'yı ve sıcak sandviçleri seviyorum, o da bana ot biçiciyle saldırdı.
I bought a patriotic sandwich-maker because I love America and hot sandwiches, and she attacks me with a weed whacker.
- Ot biçicisini aşağı indir.
- Put the weed whacker down.
Onun yerine senin yapmanı isteyeceğine eminim. Ne dersin?
She would want you to be the proxy whacker.
Ritchie'nin beşiği o garajda, ve çim biçme makinem, ve gelinliğim.
Ritchie's crib is in that garage. And my weed whacker. And my wedding dress.
Delinin teki onları 1800'lerde getirdi.
Some whacker brought them over in the 1800s.
Bilge böyle buyurdu.
Thus spake the whacker.
İki gündür bu otları kesip duruyorum, sen ise İngiltere Kralı gibi ata binmişsin.
I've been your weed-whacker for two days while you sit like the King of England.
Hadi bakalım, Paddy.
Go ahead, Paddy-whacker.
senin daha önce de gördüm.
I've seen your tally-whacker before.
- Şu bıyığına ağda mı yaptıracaksın sonunda?
You're taking a weed whacker to that mustache?
Tamam baba, işte ot biçme makinen burada.
Okay. Dad, here's your weed-whacker.
Otuzbirci oldum mu?
Am I a whacker?
Birini dövdürmek istese ondan daha iyi birini bulamazdı.
Grossman would have intimate knowledge about Dansby. And who better to call if you want someone whacked, than a whacker?
bir Mexica biberi tarafından dövülüyorsun.
You'd be wielding a Mexican whacker.
Çim biçme makinesine kaptırdım.
Got it caught in a weed whacker.
Çim biçme makinesi mi?
Weed whacker?
Adamın şeyini bulmak için neredeyse orak kullanacaktım.
I need a weed whacker just to find his dick.
Bay Whacker...
Uh...
Wicker...
The--the status of Mr. Whacker-
Çim biçici bu. Geri geldi!
It's weed whacker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]