Whittle Çeviri İngilizce
109 parallel translation
Olacaktır! Gerekirse parmağımı yontarım zaten.
It'll do, if I have to whittle down my finger.
Sonra da biraz yağını çıkartırım.
Then I'd whittle off a little of that blubber.
Eğer çiftliğimi ele geçirirsen John'unkini de azar azar yolmanın bir yolunu bulursun.
Now, if you got a foothold on the range you'd be figuring out some scheme to whittle John down to your level.
Tatlılıkla da söyletemezsin.
You can't whittle me either.
Şu çatlağı biraz daha genişleteyim.
I'm gonna whittle this crack a little wider.
Bana kızgın bakışlar fırlatacak ve iğneleyici laflar edecek.
He'll throw a few fiery glances at me, and whittle away with his usual sarcasm.
Senin için oyuncak bir silah yapacağım.
I'll whittle you a make-believe gun.
Öyle mi? Ama onu çok güzel yapacağım. Sadece sen ve ben onun gerçek olmadığını bileceğiz.
I'm going to whittle it so good that only you and I will know that it isn't real.
Biz ise onları pusuda bekleyeceğiz.
And we're gonna have to whittle'em down.
Efendi ve Dr. Whittle düşmüş olduğunu düşünüyorlar merdivenden yuvarlandığı üzerinde duruyorlar.
The master and Dr.Whittle think she must have fallen, tripped on the stairs most likely.
Dr. Whittle öyle söyledi.
That ´ s what Dr.Whittle said.
Dr. Whittle eşinizin rüyalarından bahsetti.
Dr.Whittle mentioned your wife ´ s dreams.
Dr. Whittle ona tonik vermişti.
Dr.Whittle has given her a tonic.
Ayrıca doğumla Dr. Whittle ilgilenecek.
Dr.Whittle will be attending the delivery.
Dr. Whittle öldü.
Dr.Whittle is dead.
Yıllar insanı yontuyor.
The years, they whittle at you.
İyi seçilmiş 20 soru ile bütün kozmosu bir bitki kadar kolay tanımlayabiliriz.
With 20 skillfully chosen questions we could easily whittle all the cosmos down to a dandelion. ( BLOWS DANDELION ) In our explorations of the cosmos the first step is to ask the right questions.
Bir izci çocuk bıçağıyla küçük kızlara mı musallat oluyor?
A Boy Scout's been starting to whittle on little girls with his knife?
Bunu bir haftada yaptım.
It took me a week to whittle it.
Yaşlı kız muhtemelen onu buraya davet ederek fiyatı düşürmeğe çalışıyor.
The old girl is probably trying to whittle down the price by inviting him here.
Bizi oyuna geri sok ve bununla başa çıkayım!
Let us back in that game, and I can whittle that down.
Hayatımdan çıkar kendini!
Whittle yourself out of my life!
- "New York veya Los Angeles'a inmek istemez misiniz?" - "Yok! Uzun yoldan yeni geldik, bir kaç arkadaş toplanıp biraz ot tüttüreceğiz."
Don't you all wanna land in New York, or L.A.? "Nah, we just had a long trip, we gonna kick back and whittle some, woo, woo, hi!"
Verandada saatlerce oturup aynı tahta parçasını saatlerce yontardı da neden sonra onun parmağı olduğunu fark ederdi.
He would sit on the porch and whittle the same piece of wood for hours before he realized it was his finger.
Planı unutmayın. Ufak takımlara bölünüp işlerini bitirene kadar vur kaç taktiği yapacağız!
Remember the plan, we split up into teams and start hitting and running until we whittle them down!
Sarah Whittle.
Sarah Whittle.
- O zaman Sarah Whittle'ı tanıyorsundur.
- Then you must know Sarah WhittIe.
Sarah Whittle'dan ne istiyorsunuz
What do you want with Sarah WhittIe?
Dr. Boorstein, Ben Sarah Whittle.
Dr. Boorstein, it's Sarah Whittle.
Savcılığın her iddiasını inceden inceye araştırmak ve onları çürütmekle yükümlüyüm.
So I got to scratch and tear at the prosecution's case trying to whittle it down to nothing.
- Evet, kazık yontarım.
- Yeah. I'll whittle stakes.
Fıçıyı onunla yontabiliriz.
Great, we can whittle the beer out.
İkiniz için özel dans pisti oyacaktır.
He could, uh, whittle a private dance floor for you two.
Böyle tahta yontmayı nereden öğrenmiş?
Where did he learn to whittle like that?
- Ve ben yontarım.
- And I'll whittle.
Odun parçalarından düdük yaparız. Kuş sesi çıkartıp ispinoz yakalarız.
Maybe press some leaves or whittle a birdcall and see if we can lure some finches to our sill.
Pantolonu yukarı çekebilir, bir şeyler kesiyor gibi yapabilirsin.
Hitch up your pants, air whittle.
Sadece yavaş yavaş azalt.
Just whittle it down, you know?
Önceki adamım Jerome, eskiden ağaç yontardı.
Well, my ex-old man, Jerome, he used to whittle wood jewelry.
Sen "dokumacı" olursun bende "yontucu".
Like you knit and I'll whittle.
Dokumak ve yontmak?
Knit and Whittle?
Evet, yontmaktan nefret ederim.
Yeah I hate to whittle.
Sonra uygun şekle getiriyorlar. Sonra dikkâtlice ağaçtaki deliğe sokarak istediklerini çıkarıyorlar.
Then they whittle it into shape..... and carefully insert it into the tree to reach what they want from inside.
Ne diyorsun, listeyi kısaltıyor muyuz? Öyle gibi, odada 20 finalist?
What do you say we whittle down the list to, like, 20 finalists, by homeroom?
Neden parmak izlerini kesip aldı, giysi ve takılarını neden çıkardı?
Why whittle away her fingertips, remove her clothing and her jewelry?
Mümkün olan en kısa zamanda Kelly ile teke tek kalmamı sağlamalıyım.
As soon as possible I gotta whittle it down to just me and Kelly.
Tüm şüphelilerin yüz noktalarını bildiğimize göre, görece daha az sayıda şüpheliye inebiliriz.
Since we've already inventoried the facial points of all of the potential suspects, we should whittle our way down to a few candidates relatively.
Onları son üçe kalmalarını zar zor ayarladım.
I managed to whittle those down to a final three.
Battaniye de olabilir. Ya da çocuklara tahta yontmayı öğretirsin.
Or weave blankets, tend the fire, teach the kids to whittle...
- Ağzını ıslatacak mısın?
Will you wet your whittle?
Sonunda küçülüp bu boyuta ulaşana kadar böyle devam ediyor.
and a new surface exposed and melted and stripped off, until you whittle down to something about that big.