Wilke Çeviri İngilizce
78 parallel translation
Oh, bu arkadaşım, Mary Wilke.
Oh, this is my friend.
lsaac Davis ve Tracy.
Mary Wilke, Isaac Davis and Tracy.
Hava komutanı Burne-Wilke.
Air Commodore Burne-Wilke.
Burne-Wilke, Amerika'lı ziyaretçiniz geldi.
Burne-Wilke, here's your American visitor.
Wilke.
Wilke.
Bay Wilke, size cidden alternatifte adam öldürmeyle suçlamanızı öneririm.
Mr. Wilke, I seriously suggest that you charge manslaughter in the alternative.
Sarah Jessica Parker'ın küçük James Wilke Jessica Broderick Parker'ı getirmesi ihtimaline karşı.
In case Sarah Jessica brings little James Wilke Jessica Broderick Parker
Wilke, sağa git.
Wilke, take the right.
Hesap dökümleri, Wilke Price firmasında eşiniz adına açılan bir yatırım hesabından.
Financial statements from an investment account under your wife's name at the firm of Wilke and Price.
Bize bu belgeleri Wilke Price sağladı.
Those documents were provided to us by Wilke and Price.
Siz de bir zamanlar Wilke Price'da çalışıyordunuz değil mi?
You were once an employee of Wilke and Price, weren't you.
Wilkes Sokagı'nda kullanılıp kullanılmadığını hızlıca takip et.
Cha'se up which accelerant wa's u'sed at Wilke's Street.
Yangın Araştırma Ekibi, Wilke Caddesindeki yangında hızlandırıcılar kullanıldığını tespit etti.
Fire inve'stigation have identified the accelerant's u'sed in the Wilke's Street fire.
Hayır, Wilke Caddesine.
No, Wilke's Street.
Miles, sanırım Wilke Caddesinde katilin bilgisayarını bulduk.
Mile's, we think weve found the killer's computer at Wilke's Street.
Geçen hafta beni para için sıkıştırdın sonra seni Wilke ile komplo hazırlar gibi konuşurken gördüm.
Last week you accosted me for money, and then I saw you talking all conspiratorial-like to Wilke.
Wilke'ye çok borcum vardı. Sınav sorularını satarak para kazandık.
I owed Wilke a lot of money, money that we earned selling the test.
Şimdi artık Wilke'ye hiç borcum kalmadı.
Now I don't owe Wilke money anymore.
Wilke'le ben bir yolunu buluruz.
Wilke and I will figure something out.
Wilke'ye borçlanmış.
He owed Wilke all that money.
Wilke, Tanrım.
Wilke, god.
Teknik olarak Wilke her şeyi halletti.
Hmm... technically Wilke fixed everything.
Bunun suçunu Wilke'nin tek başına çekmesine izin veremem.
I can't let Wilke take the whole blame for this.
- Araba yıkama yerinden geçemezsin diye Wilke ile 20 dolarına iddiaya girdi.
- He bet Wilke 20 bucks that he wouldn't go through the car wash.
Aracımı burada bırakmamın sorun olmayacağından emin misin?
Um, you sure it's okay to leave the Wilke-mobile?
Bay Wilkie bütün işleri ortağınıza mı yaptırma niyetindesiniz?
Mr. Wilke, do you intend to let your partner do all the work?
Wilke filetonu ağır pişirmenle ilgili çok fazla mı şaka yaptı?
Wilke make one too many jokes about braising your loins?
Wilke'ye erkenden buluşalım demiştim.
I told Wilke I'd meet him early.
Wilke!
Wilke!
Wilke ile o işe sen de giriyor musun?
So you in business with Wilke?
Teşekkürler Wilke.
- Thanks, Wilke. - Mm-hmm.
- Wilke'den.
- Wilke.
Wilke, çok erkencisin.
Wilke, you're too early.
- Wilke.
- Wilke.
Seninle konuşmayı seviyorum Wilke ama sen benim tipim değilsin.
I love talking to you, Wilke... but you're just not my type.
O halde Wilke'ye ve promosyon içeceklerine odaklanmalı ve küveti XS Rush'la doldurma fikrini tekrar bir düşünmelisin.
Then you should focus on Wilke and swag and possibly reconsider that XS Rush hot tub idea.
Wilke, sen gerçekten eğlenceli birisin ama anlamıyorsun.
Wilke, you're really fun, but you don't get it.
- Wilke?
- Wilke?
Wilke, olmaz.
Wilke, no.
Wilke, seni geberteceğim.
Wilke, I'm gonna kill you!
Wilke sizi sağır bateristli grup olarak pazarlarken umurunda olmadı. - O iş başka.
You didn't care when Wilke sold you guys as the band with the deaf drummer.
Wilke osuruk şakaları yapıyor. Şuralarda da sarhoş kızlar var.
Wilke's making fart jokes and there's some drunk girls over there.
- Wilke ile takılmayı bırakmalısın.
- You need to stop hanging out with Wilke.
Wilki'nin bakış açısı.
Well, Wilke's the visionary.
Wilke, Emmett'e yardımcı olmak için bir tane top kek bile almadı.
No way. Wilke wouldn't even buy a cupcake to help Emmett.
Wilke'yi de kandırmayacağım.
And I'm not gonna manipulate Wilke too.
- Wilke hâlâ orada o şeye tüllü kıyafeti giydirmeye çalışıyor.
- Wilke's still in there Trying to get that thing into a tutu.
Wilke bu ya.
It's Wilke.
Priya ve diğer kızlar, kendimden bahsetmeye bile gerek yok Wilke ile randevunuzun nasıl gittiğini öğrenmek için can atıyoruz.
- Oh. So Priya and some other girls who I won't mention... me... are dying to know how your date with Wilke went.
Yani sen gitarı fişe taktın, Wilke'de basgitar çaldı ve işte size Guitar Face.
So you plug in, add Wilke's bass and voilà Guitar face.
Priya ve diğer kızlar, kendimden bahsetmeye bile gerek yok Wilke ile randevunuzun nasıl gittiğini öğrenmek için can atıyoruz.
So Priya and some other girls who I won't mention... me... are dying to know how your date with Wilke went.