English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ W ] / Woken

Woken Çeviri İngilizce

788 parallel translation
- Beyin ölümü olsaydı uyanamazdı.
She never would've woken up if she had been brain dead.
Gürültüye uyanmamış.
The noise hasn't woken him
Kalbimin uyandığını bilmiyor musun?
"Don't you know that my heart has woken?"
Beni de kaldırmalı ve birlikte gitmeliydik.
She should have woken me and taken me with her.
Hiç bir rüya görüp de hala rüyanın etkisinde olarak uyandığında ağlamak istediğin oldumu?
Have you ever had a dream and then woken up so soft inside that you just want to cry?
Uyandırılmaktan nefret ederim.
I hate being woken up.
She's woken up.
She's woken up.
Yine erkenden uyanmışsın.
You've also woken up early.
Tüm pansiyonu ayağa kaldırabilirdin.
You could have woken up the whole guest-house.
Her sabah ordu borazanları uykudan uyandırıyor!
We're woken by army bugles every morning!
Beni uyandırabilidin.
You might have woken me up.
Ahh veledi uyandırdın!
You've woken up the kid.
Oh, Tanrım uyandılar.
Oh, god they have woken up.
Şükürler olsun, uyanmışlar.
Thank God, they've woken up.
Uyanırdım.
I'd have woken up.
Sabahleyin erkenden, birisi emir veren sesiyle beni çağırıp uyandırıyor.
Early every morning I'm woken by someone calling me in a firm voice.
Rüyamı yarıda kesmeseydi sonatı kesin tamamlardım.
I'm sure that if I had woken myself, I could've transcribed my entire sonata.
Sizi bu geç saatte uyandırmadığımı umarım.
I hope I really haven't woken you at this terribly late hour.
Üzgünüm, eşini de uyandırmış olmalıyım.
I'm sorry, I must have also woken your wife.
- Uyandı ve hiç mutlu değildi!
And it's woken and it's not happy!
Soğuk terli bir şekilde uyandığımı... sana söyleyebilirim.
I've woken up a few nights in a cold sweat thinkin'about it... I can tell you.
Tüm bahçeyi uyandıracaksın şimdi!
Now you've woken up the whole yard!
Gecenin üçünde uyandırılmadığımda, kendimi baba gibi hissediyorum.
When I'm not being woken at 3 : 00 in the morning, I feel very paternal.
- Beni uyandırmalıydın.
You should have woken me.
Gürültü komşuları uyandırırdı.
The noise would've woken the neighbours.
- Biraz geç uyandırdım, benim yüzünden.
- It's my fault. I have woken him up too late.
Simon açık arayla önde ama bu komşuyu uyandıramıyor.
Simon right in the lead, comfortably in the lead, but he can't get this neighbor woken up.
Uyandırdı.
there, he's woken him up and Simon's through.
Nigel komşuyu uyandırdı.
Nigel has woken the neighbor.
- Bebeğimi uyandırdınız!
- You've woken my baby!
Kapıya girişti ve komşuyu uyandırdı. Simon ilk sıraya yerleşiyor.
He's slamming that door, and woken the neighbor Simon's moved into first.
Herbert'in ona verdiği ilaca rağmen hâlâ uyanmadı.
Even with the drug Herbert gave her, she still hasn't woken up.
Kraliçem son derece korkunç bir gürültü beni uyandırdı... ve bu beni çok öfkelendirdi.
my Queen, a noise sobrecogedor has woken up me... putting myself of terrible humor.
Artık uyandık ve nasıl dövüşüleceğini öğrendik.
We've woken up and we've learned how to fight.
10 yılını nasıl orada kapana kısılmış halde geçirebildiğini anlayamıyorsun.
I suddenly realized it all, as though I'd woken up from a long sleep. My illness was the sorrow.
Uyandınız ve her şey sona erdi.
You've woken up, everything's over now.
Sabahları kafelerde, yeni uyanmış, yıkanmış işlerine giden insanlarla son içkimi içerdim.
In the mornings, I'd have a last drink in the cafes with the people who'd just woken up and washed, faces heavy with sleep, going to work.
Veda etmek için beni uyandırmalıydın.
You could've woken me to say goodbye...
Erkenden yatmıştın huzur içinde uyumuştun çalar saatini kurmuştun çaldığını da duymuştun en azından dakikalarca, çalmasını beklemiştin çünkü sıcaktan, ya da ışıktan ya da sırf beklediğin için zaten uyanıktın.
You went to bed early, you slept peacefully, you had set the alarm clock, you heard it go off, you waited for it to go off, for several minutes at least, already woken by the heat, or by the light. or by expectation itself.
Beyefendi uyandırılmasını istemiyor.
He does not want her to be woken
Kızının uyandırılmasını istemiyor.
He does not want her to be woken
Hepimizi uyandırdın.
You've woken us all up.
Çığlıkların bütün evde yankılanıyor.
You've woken the whole house with your screams.
Gece Helena'nın ağlamasıyla uyandım.
During the night, I was woken by Helena crying.
Sırtlar dümdüz, çiçekler uyandılar.
Straight backs, the flowers have woken up.
Seçilmiş olan uyandı!
The chosen one has woken!
- Uyandırdığım için üzgünüm.
- Sorry to have woken you.
Ohh! Gelişinizle uyanmıştım zaten sormanıza gerek yoktu! ?
Why do you ask when you've already woken me up?
Nihayet dağıtım başlıyor.
You lot have finally woken up.
- İnliyor muydum?
- I must have woken you. - Was I whimpering?
Daha uyanmadı mı?
Has she woken yet?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]