English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ W ] / Wood

Wood Çeviri İngilizce

7,176 parallel translation
Elinde ağır bir odun parçasıyla elinden sadece sırtıma vurmak gelebildi.
Armed with a heavy piece of wood, the best he could muster was a blow across the back.
Sırada ne var? Marangozhaneyi, KKK'ye mi çevireceksin?
What's next, converting the wood shop into your own chapter of the KKK?
Nazar değmesin.
Touch wood.
Hayır, Sheldon dönüştürülmüş ahşap sevmiyor.
Sheldon doesn't like reclaimed wood.
Okulda marangozluk dersi yok mu?
You got a wood shop at your school?
Önce sana tahta kesimini gösterecegim.
First, I'm gonna show you how to cut the wood.
Sana yardım edebilecek kimse yok marangoz.
There is no one to help you, wood-carver.
Bayan Wood, olduğunuz yerde kalın.
Police! Ms. Wood, stay where you are.
Günümüz orman canavarlarını araştırdım.
I've been researching modern wood-dwelling monsters.
Bunun ne ağacı olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what type of wood this is?
Tamam, iki yemeğimiz var.
What kind of wood is this? " Okay, we got two lunches.
Senin dünyan ise bu vahşi orman.
Your world is this wild wood.
Almanlar Londra'ya ulaştığında biz bu hızla hala bu lanet ormanın çevresinde dolanıp duracağız.
This rate we'll still be driving circles round this bloody wood - when the Germans reach London.
Tahtaya saplanmış kemik parçaları var.
There are bone fragments embedded in the wood.
Dudakları tahta gibi Kurudu ve çatladı
♪ Had dry lips, cracked kind of like wood ♪
Kendi ateşini yakması ve kendi odununu toplaması gerekiyordu.
She had to build her own fire and gather her own wood.
Bu bana bazı malzemelerimi örtmem gerektiğini hatırlattı.
That reminds me. I got to get a cover for my wood.
Ormanın bu bölümü Alman kaynıyor.
This part of the wood is crawling with Germans.
Trones Wood'a hoş geldin.
Welcome to Trones Wood.
- Delilin ne? Ormanda bana öyle söyledi efendim, onu gördüm efendim...
He told me so, in the wood, sir, I saw him, sir...
Bunu senden asla istemezdim ama Çok geç olmadan Kanlı Ormanı geçip Lola'ya ulaşmalıyım.
I would never ask this of you, but I need to get through the Blood Wood to Lola before it's too late.
Thomas. Biraz ahşap bulacağız ve... kemiği tahtaya saracağız.
Hey, Thomas, we're gonna get some wood and make a traction splint.
Siz öğütücü işi için gittiğinizde, Austin'den Tommy Welch'e rast geldim. - Kim ki o?
Listen, um, I ran into Tommy Welch from Austin after you guys left the wood chipper run.
"Two Roads in a Wood" saçmalığını bir kenara bırakalım.
Let's skip the "Two Roads in a Wood" bullshit.
Odunları ayırmak için kullanılır.
It's used for the splitting of wood.
Her ne kadar kerestenin kurbağaları nasıl güvercinlere dönüştürdüğünü anlamasam da.
Although I am aware of how wood betony can transform toads into pigeons.
Şanslıysan böğürtlen ve yabani sarımsak bulup yiyebilirdin.
You might be lucky and find some berries or wood garlic to eat.
- Yabani sarımsak mı?
Wood garlic?
Bu yabani sarımsak değil.
This isn't wood garlic.
Bu müge. Yabani sarımsağa oldukça benziyor ama zehirli.
This is lily of the valley, but it looks exactly the same as wood garlic but this is poisonous.
Sarah Wood gitti.
Hey. Sarah Wood's gone.
- Çünkü bana keresteler için 16 bin Dolar borçlusun.
- Because you currently owe me $ 16,000 for the wood.
" Ormanda yol birbirinden ayrı iki yöne ayrıldı.
Robert Frost. " Two roads diverged in a wood, and I...
Her zaman kendime ait kazıkların olmasını istedim.
I've always wanted my own pile of wood.
Sadece gelişigüzel kazıklar değil onlar, Will.
It's not just a random pile of wood, Marcus.
Birkaç alet ve biraz daha odunla birlikte ağaç ev inşa edeceğiz!
Together, with some other wood and maybe some tools, we are gonna build a tree house!
Buradaki tahtalara sıkışmış bir mermi var.
We got one bullet embedded in the wood here.
Çürüyen ahşapları yenileriyle değiştiriyorum.
I replaced the rotten wood with the new one.
Odunları bırak, paranı getirdim, gel de al.
I brought money, forget the wood. Come and take it.
- İyi kalite döşeme de değil bu.
- It's not gold-wood flooring.
Odunları bırak.
Drop the wood.
Tahtaya vurmalıymışım demek.
I should have knocked on wood just then.
Odun parçaçıkları.
Wood shavings.
Neden odun parçaçıkları olsun ki?
Why would there be wood shavings?
Kan Ormanındaki kurbanları gördüm.
You've seen the sacrifices in the Blood Wood.
Wombat Wood'dan birkaç Çin roketi ateş edildi, tamam.
Multiple Chinese rockets fired from Wombat Wood.
Wombat Wood'un doğu tarafında intikal var.
Movement on eastern edge of Wombat Wood can hermes get eyes up?
- Ahşap vidaları.
- Wood screws.
Yok be, tahta silah verdiler.
Nah, it's made out of wood.
Adamın bir yarı beline kadar odun öğütücüsüne sıkışmıştı. Öyle mi?
Guy was stuck halfway through a wood chipper.
Kessel'a doğru gidiyor.
The bark beetle carries the wood to its nest on the way to Kessel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]