English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ W ] / Wrinkle

Wrinkle Çeviri İngilizce

451 parallel translation
Ayrıca söylemem gerekiyor ki, onlar kırışıyor.
And if I may say so, they, uh - they do wrinkle.
Elzemdir, her zaman moda, kırışmaz ve pas tutmaz.
lndispensable, always in fashion, wrinkle-free, and rustproof!
Basit bir kırışıklığı giderecek gücüm bile yok.
I haven't even the power to iron out a single wrinkle.
İşte bunun yolu :
Here's the wrinkle :
- Yeni bir numara bu.
That's a new wrinkle.
Bu yeni bir şey.
Here's a new wrinkle.
Eteğim kırışsın istemiyorum.
I don't want to wrinkle my skirt.
Açıkçası benim için de yeni bir deneyim.
You know, it's a new wrinkle.
Ben alabalıkçıyım, ama bu parlak bir buluş, deneyeceğim.
I'm a trout man, but this is a new wrinkle I'm gonna try.
Guido, bu siyah kadifenin kırışacağını düşünmüştüm.
Guido, I thought this black velvet was going to wrinkle.
- Hayır, kırışmamış.
- But no. Not a wrinkle.
Boş yere kırışmasın.
We might wrinkle it.
Galiba küçük bir kırışık gördüm.
I think I see a little wrinkle.
Kırışığı nerede gördü?
Where does he see a wrinkle?
Alnında çirkin bir kırışıklık var.
You have a nasty wrinkle on your forehead.
Maskeye gösterdiğin direncin, düzensiz kırışıklığa neden olmasından korkuyordum.
I was afraid your resistance to the mask would wrinkle it unevenly.
Zaman seni hiç değiştirmemiş.
Time hasn't done a thing but wrinkle you.
Yüzünde küçük bir kırışık bile olmasına izin vermeyeceğim.
I won't let one little wrinkle mark your face.
Gömleğimi buruşturacaksın!
You're going to wrinkle my shirt!
"Sırtın tarafın buruşmuş.. ... koltuk altın sıcak ve nemli, göğüslerin ise..."
" The wrinkle of your back the dark humidity of your armpit, your breasts...
Tek bir kırışıklık olmadan geri getireceğim.
I'll bring it back without a wrinkle.
Burada durup, bu yaşlı kadına bakabilirim ve onun yüzündeki her kırışıklığı sayabilirim.
I can stand here, I can look at this woman, this old lady... and I can count every wrinkle on her face.
Her kırışıklıkta bir acı var.
And for every wrinkle, there's a pain.
Şununla Yankee barımı kırıştırma.
Don't wrinkle it and my Yankee bar.
Her sabah kalktığımda ilk işi kırışıklık aranan bu yüz olmadan... ben bir hiçim.
Without this face that I wake up every morning looking for the first wrinkle... I'm nothing.
Hemen kurutucuya sokmazsam kırış kırış olurlar.
If I don't get it into the dryer quickly, it'll wrinkle bad.
Tabii, şuradaki kırışıklık önlemeye bastıysanız, o ayrı.
Oh, unless you press the wrinkle guard here.
Çok kırışmayacak bir şey giy.
Something that won't wrinkle.
Sürpriz oyunumuzu hatırlıyor musun?
Remember our first wrinkle, Peanut?
Efendim, aslında birkaç ufak pürüz var.
Sir, actually, there's been a wrinkle or two at this end.
Yeni elbiseni kırıştırma.
Don't wrinkle your new dress.
Ne manzara ama! Kırışığı bile yok.
What a sight - not a wrinkle on him.
"Dünkü Hanımefendinin Kırışık Açıcısı."
Mrs. Yesterday's Wrinkle Remover?
Bir şey eklememe izin ver.
Let me just add a wrinkle.
Elbiseni kırıştırırım diye.
I might wrinkle you.
Güzel derin kırışacak ve buruşacak.
Your beautiful skin will wrinkle and shrivel up.
Kırışmaya başladığında stüdyo beni aramayı kesti.
And when it began to wrinkle, the studio stopped calling.
Burada buruşmamı mı istiyorsun?
You want me to wrinkle up in here?
Kırışmaya başladım.
I'm starting to wrinkle.
Belki yeni bir şey.
Maybe a small new wrinkle.
Nedir?
What's the wrinkle?
Çizimlerinde şu tuhaf tekniği kullanmaya başladı ve gitgide daha da yabancılaştı.
He started developing this weird wrinkle technique in his drawing... and it became stranger and stranger.
Son derece güzel çizilmiş ama bu yeni teknik biraz kontrolden çıkmış.
It's sort of beautifully drawn, except the wrinkle stuff really gets out of hand here.
Şimdi cildin pembe ama... yaşlanınca grileşecek ve buruşacak.
Just as this flesh is pink now so it will turn gray and wrinkle with age.
Ağız bölgesi gerginleşerek kıvrlmış gibi görünüyor.
Mouth would seem to be a wrinkle-tight fold.
Köşe yazarı Cynthia Skyler, bu son gelişmenin suçla ilgili yasa tasarısı üzerinde bırakacağı olumsuz etkilerden söz edecek.
If they`re not concerned, they oughta be. columnist Cynthia SkyIer, how will this new wrinkle... affect his ability to put together a win on his crime bill?
Geçmişimi ve geleceğimizi mahvedeceksin.
You'll wrinkle my past. Ayuk!
Bak Macellan, biz bu kat yerindeyiz.
Yeah, look, Magellan, we're at this wrinkle here.
- Teğmen Harper'ın durumuna bakarsak daha çok, zamanda bir kırılma gibi.
- Another Bermuda Triangle? - It's more like a wrinkle in time... if Lieutenant Harper is any indication. - Wrinkle in time?
Epik olacak.
Bring out every wrinkle... Every crag.
Yeni bir alet.
That's a new wrinkle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]