Yapayım Çeviri İngilizce
13,426 parallel translation
Aptalca bir şey yapayım deme.
Don't go doing anything stupid.
- Ne yapayım?
- Whatever.
- Mektubu ne yapayım?
- What should I do with the letter?
Benim kahraman kocam, ta uzaklarda aç, sefil yatarken ben bu plastik kahramanları ne yapayım?
What good are plastic superheroes, when my husband, a real hero, is off languishing in God knows where?
Onu hediye paketi yapayım mı?
Should I wrap that up for you?
- Bırak sana biraz masaj yapayım.
Let me rub it for you.
- Sizin için paket yapayım.
- I'll wrap them for you.
Nasıl olsa bir araya ihtiyacım vardı ben de gideyim bu arada Bay Church'e sürpriz yapayım diye düşündüm.
Anyway, I needed a break and I thought... "Go surprise Mr. Church."
Neden böyle bir şey yapayım ki Kyle?
Why would I do that, Kyle?
Ben ne yapayım?
Why would I do that?
Bırak bütün konuşmayı ben yapayım.
Let me do all the talking.
Hayır, Walt, konuşmayı ben yapayım, olur mu?
No, Walt, let me do the talking, okay?
- Neden böyle bir şey yapayım?
Why would I?
Neden böyle bir şey yapayım ki?
Why would I do that?
Tamam, peki ne yapayım?
Okay, so what do I do? Zoley :
Evet ve Mimi için kahve yapayım.
Yeah! Yes, and I'll make coffee for Mimi.
Hemen parlatayım mı, yoksa tam bakım mı yapayım?
Get you a buff or a complete shine today?
- Bu sefer bırak konuşmayı ben yapayım.
And this time let me do the talking.
Neyi farklı yapayım?
What should I do differently?
Bunlardan birini neden yapayım ki?
Why would I do either of those things?
En azından bu kadarını yapayım, beni bir Şeytan'dan kurtardın ne de olsa.
Least I can do, you saving me from a Demon and all.
- Yapayım.
- I'll do it.
- Neyi yapayım?
- Do what?
Konuşmayı ben yapayım demiştim değil mi?
I told you to let me do the talking, did I not?
Ben de ekipmanlarımı alıp biraz çay yapayım.
I will get my stuff and make some tea.
Kızmayayım da ne yapayım?
What should I be feeling?
"Ben deliler arasında ne yapayım?" dedi Alice.
"'But I don't want " to go among mad people,'Alice remarked.
İyi. Üzgün taklidi yapayım.
Fine, I'll pretend to be sad.
Ben üstüme düşeni yapayım, sen de seninkini yap ne dersin?
How about I do my part, you do yours?
Bırak ben yapayım.
Let me do it.
- Peki ne yapayım?
- What else can I do?
Ama ne yapayım?
But what could I do?
Cimrilik yapayım deme.
Don't be miserly.
Bu defa aptalca bir şey yapayım deme.
Don't do anything silly this time.
Seni sikine dokunayıp ne yapayım Jackie, kendi sikim var benim.
Why would I try to touch your dick, Jackie? I've got my own dick.
Ne yapayım?
Who cares?
Bırak ta sana özel öğle kahveni yapayım.
Let me make your special afternoon coffee.
- Bunu niye yapayım?
- Why would I do that?
Birini öldürmüş olsam neden bunu yapayım?
Why would I do that if I killed someone? That's insane.
- Panik yapayım mı?
Should I freak out?
Bir daha yapayım deme.
Don't do that again.
Ne yaparsam yapayım beni umursamıyor.
Jesus, I can't get this thing to work,
Hayır, hayır ona sürpriz yapayım.
No, no, let me surprise him.
Bana ne yapacağımı söyle hemen yapayım.
Tell me what to do and I will do it.
Bırak onun için güzel bir şey yapayım.
Please let me do something nice for him.
Nasıl yapayım bunu?
How am I supposed to do that?
- Size taze kahve yapayım.
Let me make you some fresh coffee. Please.
Seni yarın ortak yapayım.
I'll make you a partner tomorrow.
Bunu ne yapayım?
What should I do with this?
- Neden böyle bir şey yapayım?
Why would I do that?
- Sakın yapayım deme.
Do not fucking do this...