English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yaprak

Yaprak Çeviri İngilizce

1,430 parallel translation
Yaprak bırakma dedim.
I said no leaves.
Yaprak toplarken vahşi bir hayvan Kaya'yı yedi.
A wild beast gobbled Stone up.
- Sen yaprak sever misin? - Evet!
You like leaves?
Yaprak 15 rupiye değer.
Is it something to spit out?
Bitki yüzeye çıktığında yaprak açar ve böylece daha fazla güneş alır.
Once the plant surfaces, it sprouts leaves so it can absorb more sun.
Tabi uçaktan yaprak gibi titreyerek inersen...
Unless you step off the plane shaking like a leaf.
Seckin yaprak curumesi ve bastan basa kararma var.
There's selective leaf decay and dark ending overall.
Yaprak gibi.
Like leaves in nature.
Bozuk yaprak püskürtme makinesi gibisiniz.
Okay?
O ağacın üzerinde bir yığın yaprak varmış.
There were many leaves on that tree.
Övgüyü hak edenler Küçük Yaprak ve Dört Göz'dür.
Those deserving special praise are... Little Leaf... and Four Eyes.
Yaprak.
Leaf.
Çim ve yaprak yemekten iyidir.
It beats eating grass and leaves.
Boş yaprak verir misin?
Hey, uh, can I borrow a piece of paper? I left mine outside.
Kızın defterinden kopmuş yaprak, katilin "suçlu" notunu tutmuyor.
Paper from the girl's binder doesn't match the killer's "Guilty" note.
Rastgele biri benimkinden bir yaprak koparmış olabilir.
Anybody could've ripped a page outta mine.
Şeffaf plâstik yaprak da buldum.
I've got some clear laminate here.
Yaprak kesen karınca.
Leaf colored ants.
Kitap kulübüne gitmeden önce Kırmızı Taç Yaprak ve Beyaz'ı bitirmem gerek.
I have to read The Crimson Petal and the White... for my book club.
Kristal, etrafında yaprak deseni olanlar.
Bar glasses? Crystal, with this little gold-leaf pattern around?
Yaprak kullanmaktan iyidir, değil mi?
It's better than using leaves, right?
- O bir yaprak.
- That's a leaf.
Karım Yeni İngiltere yaprak olayına gitmek istedi., bilirsin, yapraklar ve tüm berbat şeyler.
- No, no. The wife wanted to go on a New England thing with the leaves and that shit.
Bir yaprak yığınında buldum.
I FOUND IT IN A LEAF PILE.
Onun bize aldığı yaprak, kağıt parçaları birleşimini hatırladın mı?
Remember that maple leaf ironed between the sheets of wax paper?
Yaprak gibi titriyorsun.
You're shaking like a leaf.
- Yaprak gibi titriyor.
- He's shaking like a leaf.
Ne olup bittiğini anlamadan yaprak dökmeye başlıyorlar.
Before you know it, they'll start molting.
Her yer yaprak oluyor.
Pages everywhere.
Lütfen birkaç yaprak alın.
Please have a blade. Please do.
Yaprak üstü ölüm!
Death on a leaf!
Kotiledon, bir tohumdan çıkan ilk veya filiz halindeki yaprak veya yapraklardır.
A cotyledon is the primary or embryonic leaf... or leaves of a seedling.
Her umudunu bir yaprak gibi tek tek dökerek.
Shedding each hope like leaves.
Burada süspansiyonu sağlayan yaprak yay.
The suspension here is a leaf spring...
Motorlarda yaprak yay kullanımı en son 1920'lerdeydi.
Geez, last leaf spring on a motorcycle must have been in the 1920s.
Hudson'da yaprak döken ağaçların yarattığı kontrastla ilgili bir şey.
The contrast between deciduous trees of the upper Hudson.
Bu bir yaprak.
It's a leaf.
Sadece son yaprak, Allison.
Just the last page, Allison.
- Bir yaprak.
- A leaf. - What?
Güya, Billy'nin kafası ameliyatla kesilerek, gövdesi yerine içi yaprak dolu bir çuvalın üzerine dikilmişti.
I removed the body and replaced with a bag full of leaves.
"İçi yaprak dolu bir çuvala dikilmiş bir kafadan?"
"adjusted in a bag full of leaves?"
Sadece bu yaprak figürü.
No signature, either. Just this drawing of a leaf.
Ancak kağıdın yolunun nereye düşeceğini bilmiyorduk ; şu ana kadar, 3000 yaprak ve her yaprakta 32 banknot var.
Just didn't know where the paper ended up. Until now. 32 bills per sheet, 3,000 sheets.
Hammerback kurbanın akciğerinde çakıltaşı ve yaprak parçaları bulmuş.
Hammerback found gravel and a leaf particle in the victim's lung tissue.
- Yeşil şey bir yaprak..
- The green thing is the stem.
Trafik ekiplerinin çektiği birde kamyonet bulduk. Kasasında çim biçme makinesi ve yaprak küreyici var.
And impound got a pickup truck with a lawnmower and a leaf blower in its bed towed from beneath the Ralph's on Hollywood and Western the morning after the murder.
Ne oldu? Domateslerimde yaprak biti oldu.
Aphids happened, all over my tomatoes.
Ultimenlerin yeni nesli boş yaprak gibi.
The new generation of Ultimen are blank slates.
- Yaprak Sarma?
- Stuffed vine leaves?
Yaprak parlatma spreylerindeki temel bileşendir.
Traces of limonene. Common ingredient in leaf-shining spray.
Saçları ağacın yaprak ve tohumlarıyla dolmuş.
Her hair was full of pollen and tree vegetation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]