Yazdım Çeviri İngilizce
12,449 parallel translation
Tam olarak neler söylerler biliyorum ve o e-postaları kendim yazdım.
I know exactly what they'd say, so... I just wrote them myself.
Sıkıntı içinde olduğunuzu gözlemledim ve antidepresan reçetesi yazdım.
[tires screech, beeping] I have processed that you are in in distress and have proscribed antidepressants.
Bir best-seller yazdım ama tabii ünlü değilim.
I mean, I did write a best-selling book, but I'm not famous-famous.
Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar kitabını kağıda bu kalemle yazdım.
It was through this pen that I bled Raise High The Roof Beam, Carpenters upon the page.
Samimiyetini bir yere yazdım.
Your sincerity is noted.
Dün gece 2000 sayfalık geliştirim yazdım.
I threw together a 2,000-page treatment last night.
Bunu yazdım.
I'll take that.
KRİSTİNA BERDİNSKİKH GAZETECİ Kendisi ve geldiği yer hakkında bir haber yazdım.
I was writing a story about him and where he came from.
Neden ona aşk mektubun yazdım ki?
Why did I ever write her a love letter?
Sarhoştum ve kalbimden geçenleri döktüm çok ama çok aptalca şeyler yazdım...
I was drunk and I poured my heart out and I said some stupid, stupid things
Sana mektuplar yazdım.
You know, I wrote you letters.
Sana o kadar mektup yazdım.
I wrote you all them letters from jail,
Senin yoğun olduğunu biliyorum, o yüzden bunu kendim yazdım.
I know that you're busy, so I took the liberty of writing it up.
Bende kodu yazdım ve oda bağlantısına gönderdi.
So, I wrote the code and then he sent it to his contact.
Ben yazdım.
I did that.
Şey, ağrınız için bir reçete yazdım ve size bir miktar bu lateks eldivenden vereceğim.
Ah, well, I've written a prescription for the pain, and I'm gonna give you a bunch of these latex gloves.
İşadamına methocarbamol reçetesi yazdım. Aile hekimine görüneceğine söz verdi.
And I wrote the businessman a scrip for methocarbamol and made him promise to follow up with his G.P.
Sonra bütün konuklara el yazısıyla kişilere özel bir şeyler yazdım.
Then I handwrote a note to each guest incorporating something personal.
Evet, sonra fark ettim ki roman tarihindeki en sıkıcı kitap olacağını görünce, Derek Strom'u yazdım.
Yes, but then I realized that that novel would be the most boring novel in the history of novels, so I wrote a Derek Storm book instead.
Evet, Alexa için 10 gr pentobarbital sıvı ilaç reçeteye yazdım.
Yes, I prescribed ten grams of pentobarbital liquid to Alexa.
Kırıldım ve bunu yazdım.
And I was hurt, so I wrote him a message.
Ben yazdım.
I wrote it.
Mektupları başka biri için yazdım.
I wrote the letters for someone else. Oh.
Bir dize algoritması yazdım.
So, I wrote a string algorithm.
Her şeyi yazdım.
I have everything written down.
Örneğin burada olduğum için,'Burada'yazdım.
For instance, I'm here, so I wrote "here."
King Shark hakkında yazdığımı biliyor muydun Barr?
Hey, Barr, did you hear I was right about King Shark?
- Dinle, bir daha Piggy'nin sahne boyunca uçtuğu bir skeç yazdığımızda - Evet.
- Listen, next time we do a sketch where Piggy flies across the stage...
Gizli belgelerden bahsedip duruyorlar. Laura Sutton'un geçen hafta yazdığı belgelerle aynı mı bu belgeler?
They keep mentioning classified documents- - are they the same ones Laura Sutton was writing about last week?
Şuna bak Lois. Chris, bardağına "Dünyanın En İyi Oğlu" yazdığımı fark edince, anında babacığına dönecek.
Check it out, Lois- - when Chris notices that "World's Greatest Son" mug I made, he'll be back on board with his old man in no time.
Sadece senin yazdığın iç tüzükten alıntı yapıyorum.
I'm just quoting the bylaws you wrote.
AVUKAT Arkadaşım Facebook'ta şöyle yazdı...
My friend wrote me on Facebook,
The Superior Scoop'un magazin bölümüne kimin yazdığı hakkında hiç fikrin var mı?
Do you have any idea who writes the gossip section in The Superior Scoop?
- Reçeteyi kimi yazdığı hakkında bir şey var mı?
Any idea who wrote the prescription?
Şimdiye kadar, yazdıklarımı kontrol etmem sonucunda Yahudi yeni yıIı hakkındaki en zor şeylerin sayısı 5775'imiş.
Well, so far for me, the hardest thing about the Jewish New Year by far is that I keep writing 5775 on my checks.
Hayır, sen ona "Heyecanlı mısın?" diye sordun o da anca öyle "Evet" yazdı.
No, you texted him, "Are you excited?" And he texted back, "Okay."
Tatlım, bunu sen mi yazdın?
Honey, did you write that?
Joe'yu götürüp kış kampına yazdıracağım.
I have to go and register Joe for the winter camp.
Bayan Grant adımı listeye yazdırmıştı.
Ms. Grant put my name on the list.
Yazdığım makaleyi okumadın mı?
Didn't you read the article I wrote?
12 Mayıs'da yazdığına bakalım.
Let's look at this posting she made May 12.
Birşey sorayım... profesör olmak için ne kadar büyük bir bağış çeki yazdın?
Let me ask you... how large of a donation check did you write in order to become a professor?
Bloktaki diğer mahkumlardan, onlar için wila yazısını yazdığımı duymuş.
He heard from guys on the block that I did wila for people inside.
Kocaman Kara Bela yazdırttıracağım, senin için.
I'll have Midnight Minx written here in giant letters when we get to Antep.
Bu odadan çıkıp resmi rapor yazdığımız anda bir teşkilattaki biri Dr. Rathburn'ü uyaracaktır.
The moment we leave this room, make an official report, someone at one agency or another's gonna warn Dr. Rathburn we're coming.
- Miles master tezini Genghis Khan'la ilgili genetik kalıtım üzerine yazdın.
- Miles, you wrote your masters'thesis on the genetic marker linked to Genghis Khan.
- Bunu rapora yazdın mı?
- You put it in a report?
Bakın, kayıtlarınızda ne yazdığını bilmiyorum tamam mı?
Look, I don't care what your logbook says, okay?
Ve gerçekten yazdığı gibi iki kez köpürtüp durulamalı mıyım yoksa bu bir aldatmaca mı? Gerçekten mi Frankie?
And do I really have to lather, rinse, and repeat, or is that just a scam? " Really, Frankie?
Gitar çalan oğlan sandalet giyiyor ve İsa gibi görünüyor ve sanırım yazdığı şarkıya'Rüzgar esmek üzere'ismini vermiş.
He wears sandals and looks like Jesus, and he wrote this song called "Blowin'in the Wind," I think.
Her şey Esquire için yazdığım ve kampuste kadınlara uygulanan şiddetle alakalı yazı ile başladı.
Ok, so it started as a long form piece that I'm writing for "Esquire" on campus violence against women.