Yazıcı Çeviri İngilizce
4,048 parallel translation
Çünkü dergi haftaya çıkıyor, ve yayıncısının biyografisi de yazıcıya gelmek üzere.
Because the magazine launches next week, and his publisher's bio is due to the printer in minutes.
Şimdi yazıcılarını topla ve git burdan.
Now fold up your typewriters and leave.
O tanrının yazıcısı.
He's the scribe of God.
Kan damarlarını 3-D yazıcı ve biyo mühendislikle elde etmiştik.
We've bio-engineered blood vessels from a 3-D printer.
Dr. Grey 3D-yazıcıyı sunacak.
Dr. Grey's presenting the 3-D printer.
3D-yazıcı bireylere özel tedavi uygulamamızı sağlayacak.
3-D printing will allow us to customize treatment for an individual's specific needs.
- Yazıcıyı diyorsun, gerçekten hoş.
- We are going to be able to print... - The printer, yeah, it's cool.
Yazıcıyı daha dün aldık.
You guys, we just got the printer yesterday.
Sen 3D-yazıcıdan fazlasını satan birisin.
Wait, you know, you sell more than just 3-D printers.
3D-yazıcı gelecek demek.
Printing's the future.
Yazıcımız var.
We have the printer.
O bizim yazıcımız değil.
It's not our printer.
Dr. Grey'in yazıcısı ve şu anda bir organ için kullanıyor.
It's Dr. Grey's printer, and she is using it to print now.
Yazıcı hastaneye ait.
It's the hospital's printer.
- Yazıcıyı almalıyım.
- I-I need the printer.
- O benim yazıcım Cristina.
- It's my printer, Cristina.
Hastanenin yazıcısı.
It's the hospital's printer, and...
Yazıcıyı kullanmak istiyorsan yönetime öneri sun.
Submit a proposal to the board if you wanna use the printer.
3D-yazıcının yüzü olan yüzü değiştirdiğimi söylersem neşelenir misin?
Now would it cheer you up if I told you I changed the face of the face of the 3-D printer?
500'lük yazıcı kâğıdı... VHS kaset sarıcı... Dörtlü boya fırçası...
A ream of printer paper, a VHS tape rewinder, a four-pack of paint rollers.
Delaware Aqueduct ile ilgili şahane yazışmalar ortaya çıkardık.
We've had a delightful correspondence about the Delaware Aqueduct.
Cadı ile bu odaya girdiğini ve bir daha çıkmadığı yazılıyor.
She and the witch came into this room, and they never came out.
Bu serbest yazım yönteminin tüm tarzların dışına çıkan bir yapısı vardır ve Andre Breton'un ÇıIgın Aşkına ilham veren yaratıcıIığı destekleyen bir yöntemdir.
This method of free association devoid of all strategy, gave birth to the revolutionary "mad love" cherished by André Breton.
1989 yazında üniversite, bütün bir triseratop iskeleti çıkardı.
Well, in the summer of 1989, the university dug up a complete skeleton of a Triceratops.
Ama Konstantin ile yazışmalarımızı bir tür yaratıcı yazarlık egzersizi olarak düşünmeye çalışın.
But try and think of my correspondence with Konstantin more like creative writing exercises.
Yazık ki Asgard Dünya'nın zaman akışının dışında bulunuyor ama bir gün ortaya çıkacağını biliyordum.
Alas, asgard lies outside earth's time stream, But I knew one day you would appear.
Sanki o görüntüyü hafızamdan çıkarabilecekmişim gibi yaz diyor bana.
Write it down, like I could ever scrub that image from my mind.
Şu anda bir tek "Haven'ın kalbini bul" yazıyor ve sayfayı çevirdiğimde karşıma görünüp kaybolan Muhafız sembolü çıkıyor.
Right now all it says is, "find the heart of Haven," and I turn the page, and it's just the guard symbol that sort of fades in and out.
Başka bir yazı çıkmıyor.
there's no new text coming in. We're all here.
Şimdi ise yerel bir dergi için yerel bir başkanın özgeçmişini yazıyorum.
Now I'm doing a profile of a local C.E.O. for a local magazine.
Kapak yazısı : " Chicago'nun En İyi Başkanı :
Cover line... " Chicago's best C.E.O. :
Ne yazık ki, gerçekten koca bir kafası olan çılgın bir adam için çalışıyor.
Unfortunately, he works for a mad man with a really big head.
Ne yazık ki haber gazetelere çıkmış.
It was leaked to the press, unfortunately.
Altın kaplama, üzerinde Latin harfler yazılı... Başyargıcın valiye hediyesi.
It's a gold-plated gavel given to the governor by the chief justice, with Latin on it.
Başka bir CPD sürüşü için yazıldığını gördüm.
I saw you signed up for another C.P.D. ride-along.
Kıçını sağ üst kısmındaki dövmesinde yazıyordu.
It's tattooed right above her ass.
Bay Barnett'ın avukatı ve davacı avukat arasında yargıcın özel dairesinde gerçekleşen buluşmanın orijinal yazılı kaydı.
This is the original transcript of the meeting which took place in the judge's private chambers between Mr Barnett's lawyer and prosecution counsel.
C-Z-Y-Z olarak yazılır.
Spelled C-Z-Y-Z.
Antika satıcısı Sven Vanger'a yazılmış e-mailler görüyorum.
And I'm finding emails addressed to Sven Vanger, the antique dealer.
Orduya yazıldığında dalında uzman bir şifre kırıcıydı.
He was an expert cryptologist at the end of his enlistment.
Yani içimden bir şey çıkınca kadın oturup yazıyordu.
Basically, if something came out of me, she wrote about it!
0.357 Magnum kovanı, üzerinde L.C. harfleri yazılmış.
Magnum shell with the letters "L. C." painted on it.
Daha bu sabah, Bayan Ruiz, bu mermiyi posta kutusunda buldu,... üzerinde L.C. harfleri yazılı.
Now what? Just this morning, Mrs. Ruiz received this bullet in her mailbox, with the letters "L. C." written on the side.
Central Şehri'nde sonunda S.T.A.R. Lab'ın tartışmalı parçacık hızlandırıcısının çalıştırılıp tarih yazılmasına bir gün kaldı.
Central City is just a day away from making history when the controversial S.T.A.R. Lab's particle accelerator is finally turned on.
Ne zaman fantastik, yeni bir bilgisayar yazılımı çıksa, - ama piyasada olmayan - geliştirmek için yatırılan para...
Whenever a fantastic new computer program is announced but never makes it to market, all the money that went into developing it- -
Evet, ne yazık ki Bayan Florrick'i işten çıkarttık.
Yes, we fired Mrs. Florrick, unfortunately.
Ne yazık ki, çoğu yeni hastanın arkadaşları kullanıcı.
Unfortunately, most new patients'friends are users.
Kongre üyesi, son zamanlarda bilindik bir erkek dergisinde bacaklarınızın tümüyle ifşa edildiğini belirten bir yazı çıktı.
Congresswoman, there was recently an article in a well-known men's magazine dedicated entirely to your legs.
Anladığım şu ki eğer feragat anlaşması çıkarmak istiyorsan devlete yazılı olarak benim, yani cyrus beene'in, bu suçluyu tekrar ülkeye sokmak istediğimi söylemek zorunda kalacaksınız.
I understand that if you want to issue an inadmissibility waiver, you're gonna have to go tell the state on record that I, Cyrus Beene, want to bring this criminal back into the country.
Ne yazık ki, eğer ağzı pis kokan ve dudakları kedi kıçına benzeyen biriyle senin aranda seçim yapmak zorunda kalsam yine de onu seçerdim.
Well, I'm afraid if it came to a choice between you and some crone with a bad smell under her nose and a mouth pursed up like a cat's arse, I'd still pick her.
Ziggurat tapınağını ortaya çıkardı. İdari olan bu merkezde, çivi yazılı tabletler ve altın ile süslenmiş bir de mezar bulundu.
Ur, a step pyramid-shaped structure that was the administrative center of the city, as well as cuneiform tablets and tombs adorned in gold.