Yaşadığını Çeviri İngilizce
14,350 parallel translation
Hayatının en güzel günlerini yaşadığını söyledi.
She said she had the time of her life.
Aynı kişi alt katta arada bir seks yaptığın Shane diye birinin yaşadığını söyledi.
They also said you keep a guy named Shane downstairs for sometimes sex.
Neler yaşadığınızı anlıyorum.
I know what you're going through.
Butch'la ilişki yaşadığını düşünürsek, Dr. Ron'un da bildiğini sanmıyorum.
Neither did Dr. Ron, apparently, considering he had a full-on love affair with Butch.
Michael, senin yaşadığını görmem bana Mesrob'un da sağ olduğuna dair umut verdi.
Michael, seeing you alive has given me hope that my Mesrob will also survive.
İnsanlar valiliğin altından kalkabileceğinden emin değiller yani yaşadığınız onca şeyden sonra.
People are questioning if she can handle the business of being governor. You know, given everything you guys are going through.
Martin, annenle ikinizin çok şey yaşadığını biliyorum.
Martin, I know you and your mother are going through a lot.
Neler yaşadığını biliyorum, çünkü annem de babam evi terk ettiğinde bana aynı şeyi yaptı.
I know what you're going through, because Mom did the same thing to me when my dad left.
Siktir git dostum, nerede yaşadığını bile bilmiyorum!
Fuck you, man, I don't even know where you live!
Neler yaşadığını tanrı bilir.
Lord knows what she's been through.
Bir sikke bile az olsa nerede yaşadığını biliyorum nasıl olsa.
And if this is one coin short... I know where you live.
Sürekli kendinle baş başa kaldığında, yaşadığını unutursun.
When you're always youself all the time, it feels like you no longer exist.
Bize doktorun burada yaşadığını söylediler, evde mi kendisi?
Uh, we were told that the doctor lives here... is he in?
Ona gerçeği anlattım. Tanrı'nın ölümsüz celalinin içimde yaşadığını hepimizin içinde yaşadığını söyledim.
I told him the truth, that God's immortal glory lives in me as in all of us.
Yaşadığınızı biliyordum.
I knew you were alive.
Neden yaşadığınız yerin 320 km uzağındaki o otel?
Why that hotel, 200 miles away from your lives?
Eğer Zoom kime değer verdiğini,... kime aşık olduğunu,... kimin için yaşadığını öğrenirse,... onları senden alacaktır.
If Zoom finds out who you care for, who you love, who you live for, he'll take them from you.
Taiana, neler yaşadığının farkındayım.
Taiana, I know what you're going through.
Ama William'ın şu an neler yaşadığını bilen biri olarak cevaplara hazır olmadığımı fark etmiştim.
I realize that I wasn't ready for the answers.
Kapatma aşığın Brett ile bir hayal dünyasında yaşadığını bir türlü fark edemedin. "
"I'm leaving. Not that you'd notice " since you live in an imaginary world with your closeted lover, Brett. "
Babası senin yaşadığın yerden gelme.
His father was originally from your part of the world.
Edwin Bayan Carter'la yaşadıklarını bana anlatırken karşılaştığı tehlikelerden bahsetmek istemiyordu.
When Edwin told me about his previous exploits with Miss Carter, he didn't want me to know what dangers he faced.
Ben... bütün bunları yaşadığın için üzgünüm.
I think that, um... I'm sorry you're going through all this.
Bu acıyı hak ettiğini düşünüyorsun. Annen veya Finn için ya da yaşadığın her şey için taşıman gereken bir yük olduğunu düşünüyorsun.
You think you deserve this pain, that this is your cross to bear for your Mom or Finn, for all you've been through.
Gideon'a göre terör örgütlerinin yasadışı silah satın aldığı büyük bir açık arttırma yapılıyor.
According to Gideon, there is a large meeting of terrorists and fringe groups looking to buy illegal arms.
Ev sahibinle yaşadığın problemleri anlıyorum.
- I understand you havin problems with your landlord.
Hepsi de sizin gözaltınızdayken bıçaklanma gibi büyük bir şanssızlık yaşadığım için.
It's... it's like I ceased to exist all because I had the grave misfortune of being stabbed while I was in your custody, so I understand.
Yaşadığın yere.
Where you live.
Bugün neler yaşadığıma inanmazsın.
You would not believe this day.
Şöyle diyelim, sen tacize uğradığında... moralinde büyük bir düşüş yaşadın.
Let's just say that when you were... violated... you went through a significant dip in morale.
Tüm bunları yaşadığın için çok üzgünüm.
I'm so sorry you have to go through this.
Baba, annem ve Lisa'nın yaşadıklarını gördükten sonra ilişkimiz psikolojik değil de fiziksel istismara dayandığı için mutluyum.
Dad, after seeing Mom and Lisa go at it, I'm glad our relationship is about physical abuse, not psychological.
Kafa Sallayan Robot bunları yaşadığın için çok üzgün.
Nod-Bot is so sorry you have to go through this.
Sara hayata geri döndüğünde cehennemi yaşadı resmen. Ben de Sara'nın insan tarafını Lazarus Çukuru'nun karanlığından kurtarabileceğini umuyordum.
Look, Sara went through hell when she was resurrected, and I was hoping that you'd be able to... coax out her human side from the darkness of the Lazarus Pit.
Fakat içinde bulunan o inatçı parçan yaşadığın tüm acıları, ve kayıpları unutmaz.
But there's this little part of you that's insistent that you remember all the pain, and all that you have lost.
Hayatım, böyle bir şey yaşadığında neden beni aramadın?
Honey, why didn't you call me if you were going through something?
Bu son dakika kontrolleri NASA'nın tereddüt yaşadığına yorulabilir.
These last-minute checks could indicate a hesitancy on NASA's behalf.
Orada yaşadığın güçlükler hakkında konuşma fırsatımız olmadı.
We have not yet had an opportunity to discuss your hardships there.
Bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadığında evladın elinden alındığında ortadan kaybolmuş ve kimse umursamazken ortada korku diye bir şey kalmaz.
When you have the most terrifying experience a parent can go through, having your child taken from you, vanishing without anyone caring, fear doesn't exist anymore.
Sıradan bir insanın yaşadığı durumlarla başa çıkmak bizim işimizdir...
It's our job to deal with situations that an ordinary person...
Neler yaşadın bilmiyorum ya da orada olmak nasıl bir duygudur ama sen orada ne kadar uzun kalsan insanlığın o kadar yok oluyordu.
I don't know what you've just been through or what it's like in that thing, but the longer that you are trapped, the more your humanity gets stripped away.
Ben oradayken kim olduğumu az çok hatırlıyordum sonra görüşler ve testler olmaya başladı. Ama cehennemin en kötü yanı yaşadığın şey değildi.
When I was in there, I could barely remember who I was, and then I was hit with visions and tests, but the worst part of hell isn't what you're going through.
Machin Darhk'ın yaşadığı eve gidiyor ha?
Machin's going after Darhk where he lives.
Yaşadığımız onca şeyden sonra bunun çılgınca olduğunu söyleme sakın.
Don't act like it's he craziest possibility after everything hat we've experienced.
Bunları yaşadığın için çok üzgünüm Samantha.
I am so sorry that you're going through this, Samantha.
Onun ne yaşadığı hakkında bir fikrin yok ve onu yargılamak gibi bir hakkın da yok.
You have no idea what he's been through, and you sure as hell had no right to judge him.
Bu kadının, ikinizin de yaşadığı sürece sana trans yağa dair öğüt vermesini kabul ediyor musun?
Do you take this woman to lecture you about trans fats for as long as you both shall live?
2043'te tesisten ayrıldığınızda bazı sorunlar yaşadık.
When you left the facility in 2043, we had some problems.
Senin hakkında yaşadığım hayal kırıklığını tahmin et!
Imagine my great disappointment... in you!
Şu an yaşadığın tam da bu.
That's where you live now.
Sadece Rory'le yaşadıklarınızı anladığımı bilmeni istiyorum.
I just want you to know... about what happened with Rory? I get it.