Yedim Çeviri İngilizce
5,429 parallel translation
Peki. Birkaç gün önce dayak yedim. Ardından hemcinsimi az daha becermek için 70 dolar ödedim.
Well, a few nights ago I got the shit kicked out of me, and then I paid $ 70 to almost fuck a dude.
İntikam istedim. Vampir virüsünü yedim ve az daha son arkadaşımı öldürüyordum.
I wanted revenge, got stuck with the vampire virus, almost killed my last friend.
Öğle yemeğinde özel enchiladalar yedim.
I had some special enchiladas for lunch.
O küçük burgerlerden bir tane yedim ve beğendiğim söylenemez.
I had one of those mini burgers and it is not sitting well.
Ofisimde yüzüme baka baka yalan söyledi ve ben o yalanı yedim.
He stood in my office, looked me in the eye, and lied to me, and I bought it.
Ben yedim.
Hell, I did.
Orduya katıldım ve ilk hafta içinde kafamın arkasından kurşun yedim.
I joined the army, and within the first week, got a bullet through the back of my head.
- Ben ne zaman kusmuk yedim?
When did I eat vomit?
- evet yedim.
- Yeah, I did.
Üç tane dürüm yedim.
I ate three burritos.
Baksana, dayağımı yedim.
Look, I've taken my beating.
Yedim.
I did.
- Tabii ki yedim.
Of course.
- Çok fazla meyve yedim.
- I ate too much fruit.
Konserve keki afiyetle yedim.
I enjoyed the canned cake.
Dün gece altı tane Doritos Locos taco yedim ve yıldızların altında çıplak uyuyakaldım çünkü işim yok ve de uyanmak için bir sebebim yok.
Last night I had six Doritos Locos tacos and fell asleep naked under the stars,'cause I got no job and nowhere to be when I wake up.
Zoe, az önce dayak yedim.
Zoe, I just got my ass kicked.
Ben de yedim.
So I ate it.
Daha da bulmuştum ama yedim.
I found even more. But I ate it.
Sırf sana inandığım için gerçek bir mermi yedim.
Look, I took an actual bullet because I believe in you.
- Trende yedim.
I ate on the train.
Önce onun tatlı böğürtlenini yedim.
First of all, I goosed her sweet berries.
- Dayak yedim.
- I was bested.
Dayak mı yedin? Ne demek dayak yedim?
You were bested? You were bested!
- Iıı şey, Akide şekeri yedim ve maskem düştü. - Artık tamamen canavarım.
- I bit into a jawbreaker, and my veneer fell out, and now I am a literal monster.
- Çok fazla pasta yedim.
- I had too much cake.
- Akşam yemeği yedim, temizlendim.
I ate dinner. Cleaned up.
Kafayı sıyırıp koca bir paket parti karışımı yedim.
I freaked out and accidently ate a whole packet of party mix.
- Yedim onu.
My right hand...
- Birazcık kafayı yedim.
- I've... been going a little crazy.
- Onu içinden yedim. - Çok iğrenç.
- It ate her up from the inside.
Sadece yarısını yedim.
I only ate half.
Esrarlı bir brownie yedim ve şimdi çıldırıyorum.
I ate a pot brownie, and I'm freaking out.
Esrarlı bir brownie yedim ve şimdi çıldırıyorum.
I ate a pot brownie and I am freaking out.
- Ve sonra mükemmel bir gece geçirmek istedim ama bu da umduğum gibi gitmeyince kafayı yedim.
And so when I tried to plan the perfect night out and it didn't go the way that... that I'd hoped, I-I flipped out.
Yani bende en iyi tarafımı çıkarıp ve köri yedim, biliyor musun.
So I tried to make the best of it and got some curry to go, you know.
Kızarmış jambon yedim ve biraz tekila içtim.
Ate some chicharrónes, drank some Tequila.
Tanrılar aşkına, ne halt yedim ben?
Oh, you gods, what have I done?
Dayagi ben yedim.
I got a whupping.
Sence üç zayıf adam numarasını yedim mi? Yoksa aslında omzunda sahte siyah kafa taşıyan bir şişman değil misin?
Do you really think you're passing for three skinny people and not just one fat guy with two fake black heads mounted on his shoulders?
Çaresizliğe düştüm, gizli kitabı karıştırdım ve tavşanımı yedim.
I got desperate and I tried occult books and I ate my rabbit.
Ben onları yedim.
I think I've ever eaten.
Yedim.
I ate it.
3,6 kiloluk çikolatalı şekerlemeyi 12 dakikada yedim diye hayatım boyunca mimlendim.
You eat one eight-pound block of fudge in 12 minutes and you're marked for life.
- Çok fazla pastırma yedim. Stinson'ın Akşamdan Kalmalar İçin Terapi İksiri bir yalan.
Stinson's Hangover Fixer Elixir is a lie.
Bir keresinde yüzüme yedim.
One time I took one up top.
- Özür, çoktan yemek yedim.
- Sorry, I already had lunch.
Biraz kafayı yedim çünkü Bruce senin üç kere evlendiğinden bahsetti.
I was freaking out a little bit because Bruce might have mentioned that you've been married three times.
Pastayı çoktan yedim ben.
- I already had cake.
Ben çoktan yedim.
I already ate.
İki defa yedim.
Twice.