Yemiyor musun Çeviri İngilizce
236 parallel translation
Yemek yemiyor musun?
Not eating?
Artık yemek yemiyor musun?
Don't you eat anymore?
- Yemiyor musun?
- Not eating?
Jim, yemek yemiyor musun?
Well, Jim, don't you want to eat, lad?
Artık evde yemiyor musun?
You don't eat at home anymore?
Sen yemiyor musun?
Don't you?
- Sen yemiyor musun?
- Ain't you having any?
Yemiyor musun, Yasumoto?
Why don't you eat, Yasumoto?
- Hey Bud, yemiyor musun?
_ Hey, Bud, ain't you going to eat?
Okulda yemiyor musun?
Don't you eat at school?
Sen yemiyor musun?
Aren't you eating?
Yumurta yemiyor musun?
No egg.
- Sen yemiyor musun?
- You're not eating?
Yemiyor musun?
Aren't you eating?
Yemiyor musun?
Not eating?
Kızın parasını yemiyor musun?
Lives off a girl?
- Yemiyor musun?
- Ain't you eating?
Sen yemiyor musun _ - Hayır!
Aren't you eating?
- Bizimle yemiyor musun May? - Hayır.
- Are you not taking food with us, May?
Yemiyor musun? Allah Allah hıyar yenmez mi be? Herkes buna can atıyor, can.
My God, you don't eat cucumber, everyone loves it.
Yemiyor musun?
You do not eat?
Yiyor musun, yemiyor musun?
Are you going to eat, or not?
Çorbanı yemiyor musun?
Won't you eat your soup?
- Ne o, yemek yemiyor musun?
- What, are you not eating?
Hala yemiyor musun?
Still not eating?
Sen yemiyor musun?
You don`t eat them? .
- Sen yemiyor musun?
What about you? Aren't you having any?
Sen yemiyor musun?
Aren't you hungry?
Bunu yiyor musun, yemiyor musun?
Are you gonna eat this or not?
Yemiyor musun?
Finished?
Bunu yemiyor musun?
You done with that?
- Yemiyor musun?
- you're not eating?
Bouin yemiyor musun?
You're not eating, Bouin?
- Fleischman, sen suşi yemiyor musun?
Fleischman, you eat sushi.
- Yemiyor musun?
Aren't you eating?
Ama sen çok zayıflamışsın, yeterince yemiyor musun?
But you've got thinner do you eat enough?
- Sen yemiyor musun?
- Aren't you eating?
- Yemek yemiyor musun?
- Are you eating?
- Burada yemiyor musun?
You're not eating here?
Yemek yemiyor musun?
Aren't you eating tonight?
Tost yemiyor musun?
You sure you don't want some?
Yani yemiyor musun?
- So you're not eating?
- Yemiyor musun?
Aren't you eating anything?
- Sen yemiyor musun, anne? - Hayır.
- Ain't you having none?
Yemiyor musun?
Are you going to eat that?
Hey, Sandy, yemiyor musun?
Hey, Sandy, you gonna eat that?
Sen yemiyor musun?
Aren't you coming to eat?
Sen yemiyor musun?
You're not eating? Oh, unfortunately, no.
- Sen yemiyor musun?
- Well, ain't you having one?
Sen yemiyor musun?
Don't you eat?
Yemiyor musun?
- Won't you eat?