Yepyeni Çeviri İngilizce
3,469 parallel translation
Yepyeni.
there's no plates. It's brand-new.
Sanırım yepyeni eliyle ameliyata gireceği gün bugün.
So I guess today's the day he's gonna operate... with his brand-new hand.
Ama bu ufak numarayı bilemez çünkü yepyeni.
But he doesn't know this little trick because it's brand-new.
Bedevi Araplar Roma İmparatorluğu zamanında tarihin kıyısında kalmış olsalar da tüm Kuzey Afrika ve İspanya'yı etkileyerek kısa bir sürede değiştirmiş ve bir asır içerisinde Çin'den Fransa'ya yepyeni bir medeniyet kurarak tarihe büyük katkıları olmuştur.
Bedouin Arabs, they were the margin of history during the Roman Empire, that through such a people the whole of North Africa and Spain should be transformed in just a few decades, and a whole new civilisation created within a century from China to France.
Bunlar yepyeni bir hikayenin parçaları.
these are pieces of a whole new story.
- Yepyeni, 2013 model bir Toyota Camry'nin anahtarı.
Those are the keys to your brand-new 2013 Toyota Camry.
Yepyeni giysiler almaya param yetmez.
It's not like I can afford an entire new wardrobe.
* Sandy, bir sayfa açmalısın yepyeni *
♪ Sandy, you must start anew
Sizleri birkaç ay sonra göreceğim ama şu dolapta yepyeni bir bölüm yarışması kupası olur inşallah.
I'm gonna see you guys in a few months, but hopefully, there'll be a brand-new sectionals trophy in that case over there.
Burası artık yepyeni Fransız-Kanada tarzı sirklerden esinlenmiş Cheerioların mekanı.
It is now the home of my brand-new French-Canadian, circus-inspired Cheerios!
İşin açıkçası her gün onun için yepyeni bir gündü tabii en sonunda kendimi tanıtmaktan bıkana kadar.
And every day was new again until finally I got tired of introducing myself. Oh.
Ben artık yepyeni biriyim.
I'm a brand new person.
Neyse ki kaçabildi. Çünkü Newton, evreni yepyeni bir gözle görebilen, radikal bir düşünürdü.
We're fortunate he got away, because Newton was a radical thinker... who dared to see the universe in a completely new way.
Cevapları bulmak için, Newton, "Kalkülüs" denilen yepyeni bir matematik dili icat etti.
To find his answers, Newton invented a completely new mathematical language, called...
Fakat bu esneklik, fizikte yepyeni bir konseptin başlangıcıydı. Einstein önerdi ki, tıpkı manyetizma, elektrik ve ışık gibi zaman ve uzay da, ayrılamaz şekilde birbirine bağlıydı.
Einstein went on to suggest that just like magnetism, electricity and light... both time and space are inextricably linked in what he called "spacetime".
Hayata yepyeni bir bakış açım var.
I've got a brand-new lease on life.
Bir ev alacaktın, iş bulacaktın yepyeni bir Lemon Breeland olacaktın.
You were gonna get an apartment, find a job, be a whole new Lemon Breeland.
Bu yarışma için yepyeni bir gösteri hazırlıyorum.
I am making up a whole new routine for the competition.
Yani, senin hortumun eskimişti, hırpalanmıştı buna bak yepyeni ve parlıyor.
I mean, your hose was old and beaten up, and look- - this is all shiny and brand-new.
Yarın yepyeni bir gün.
Tomorrow's another day.
Kendimi hayal kırıklığına uğratamam. Tarihin tekerrür ettiğini söylerler, ama seninkine bakılırsa B. yepyeni biz zincirleme çöküş grafiği yaşanacak gibi görünüyor.
They say history repeats itself, but looks like B. is charting a brand-new course to epic collapse.
Yarın sabah yepyeni bir hikaye başlayacak.
A new history will begin starting tomorrow morning.
Yeni Fusion yepyeni bir iç ve dış dizayna sahip.
The all-new Fusion has been totally redesigned inside and out.
Odasına gittim. Yepyeni bir XBOX gördüm.
I-I went in his room.
Şu adamın yepyeni bir Apple bilgisayarı var.
This guy has a brand-new Apple.
Günahlarınıza bir kez cevap verdiğinizde, yepyeni bir ilişkiye başlamamamanız için hiçbir sebep kalmaz.
Once you've answered for your sins, there's nothing in the way of starting a whole new partnership.
Senin derin de yepyeni bir Kanlı Surat'ın başlangıcı olacak.
And your skin... will be the start of a whole new Bloody Face.
Storrow Merkezi yepyeni bir bina.
The Storrow center's basically brand-new.
Yepyeni bir hayata başlamak istiyor.
He, uh... wants to start a fresh life.
- Yepyeni koltuğu bu... mi atıyorsun?
Is that why you're throwing out a piece of perfectly good furniture?
Bilmiyorum. Hiç sormadığın için mi bilmiyorsun yoksa hâlâ beni Verna Thornton'ın jetiyle buraya getirdiğini bir otel odasına bıraktığını ve bana yepyeni bir kimlik verdiğini inkar ettiğin için mi bilmiyorsun?
- You don't know because you never asked or you don't know because you're still pretending it wasn't you who flew me cross-country in Verna Thornton's jet and dumped me in a D.C. hotel room with a brand-new identity?
Yavaş yavaş oldu ama yepyeni büyüler için yardımcı oluyor.
It's been baby steps, but he's helping with a whole new kind of magic.
Bu tüm fizikte yepyeni bir devrime neden oldu. Onların sırları açığa çıkmadan önce.
It took a whole new revolutionary form of physics to emerge before their secrets could be unravelled.
Yepyeni bir teorisi var.
He has a new theory.
5000 dolara yeni bir Sosyal Güvenlik Kartı ve yepyeni parmak izleri ayarlayabilirim.
Five grand will get you a clean social security card and a new set of fingerprints.
Yepyeni bir oyuncak yaratacak kadar zamanımız yok.
We don't have time to create a whole new toy.
Ayrıca buna ek olarak yepyeni bir açılış sahnesi yer alacak.
And then also we have like this new opening credit sequence that is only on the feature.
Yepyeni bir açılış sahnesi yer alacak.
There will be a brand new opening title sequence.
Ve yepyeni ve çok tehlikeli Dynomutt.
And a very new and very dangerous Dynomutt.
3400 ile yepyeni bir teknolojik çağ başlıyor.
The 3400 is the next breakthrough technology.
Bu yüzden bana o hikâyeyi anlattın,... yepyeni ve çok eski, mavi kulübe.
That's why you told me the story, the brand-new, ancient, blue box.
Yepyeni 109'lar.
Brand-new 109s.
Çekimin ikinci gününde çok hırslıydık. Yepyeni kameralar yepyeni teknoloji ile çalışmak.
Very ambitious on second day to go into this absolutely brand-new cameras, brand-new technology.
Ama şimdi bana tahtta artık Tony'e hesap vermek zorunda olmayan ve egosu çok daha az olan yepyeni bir dahi oturuyor gibi geldi.
But something tells me, now there's a new genius on the throne who doesn't have to answer to Tony any more and who has slightly less of an ego.
- Bu adilikte yepyeni bir seviye ya. - Kusura bakma.
- This is a new level of lame.
- Her şeyim yepyeni olsun istiyorum.
It's really pretty.
Çok geçmeden ötede yepyeni bir gezegenin olduğunu fark ettim. Su, ot, hayat.
Before long, I realized there was a whole other world over there, of water, grass and life.
Ben de gördüm onları ve cidden yepyeni duruyorlardı.
I looked at them and they did look completely new.
Yepyeni, etiketi hâlâ üzerinde.
Look. It's brand-new, still got the tags on it.
# Yepyeni bir başlangıç yapacağım #
I'm gonna make a brand new start of it
Dostum, işte Geurneville'de yepyeni bir gün daha.
Man, it's another beautiful day here in guerneville.